Bankacılık sektörünün net karı 2022 Nisan’da yıllık % 707 artışla 35.9 milyar TL olmuş. Yarasın. Bankalar, şirketler kısacası sermaye sahipleri ve zenginler zenginliklerine zenginlik katarken fakir daha da fakirleşsin, orta sınıf denilen sınıf (hani varlığı ne kadar anlamlıydı bu orta sınıfın tartışılır hani) bir daha ortaya çıkarmayacak şekilde tarihin çöplüğüne gitsin. Böyle bir taksimi, gelir bölüşümünü kurt kuzuya yapmaz. İçimizdeki akılsızlar yüzünden bizi de helak ediyorsun ya Rab!

Bu arada son dönem kira ve konut fiyatları anamızdan emdiğimizi burnunuzdan getirmeye devam ederken ve emziğimiz yalama olmuşken “Ev sahibini korumak” diye bir kavram icat edildi. Ev sahibi zaten mülk sahibi. Hakkını korur parası olan malı olan. Devleti yönetenler ve hukuk sistemi birilerinin hakkını koruyacaksa kimsesizlerin, bir anlamda kiracıların hakkını korumalı. 

Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir, demişti kurucu ve ebedi liderimiz Atatürk. Rahmet olsun.

Bu arada farkında mısınız bilmem: Ne yerel ne ulusal market zincirlerinden kurulduğundan beri iflas eden hiç yok. Neden acaba! Oligopol bir piyasa kurup rekabeti engelleyip finansman faiz giderleri dahil eli mahkum tüketiciye durmadan 3 artan maliyeti 10 geçirdikleri için olmasın. Acımasızca hem de kuru kuru. Vicdanları kurumuş bu sermaye babalarının, üç harfli beş harfli yerel ulusal kenelerin. Ölüm var ölüm.

Not 1: Salgın ile konan talih kuşu!
Oxfam’ın paylaştığı verilere göre; örneğin, gıda devi Cargill’in küresel tarım pazarının %70'inden fazlasını kontrol eden dört şirketten biri olduğu bildirildi. Cargill ailesine ait olan şirket, geçen yıl yaklaşık 5 milyar dolarlık net gelir elde etti ve bu, tarihinin en büyük kârı oldu. Şu anda sadece Cargill ailesinde salgın öncesinde sekiz olan milyarder sayısı 12’ye yükselmiş.

Daha da keskin bir servet eşitsizliğini önlemek ve artan gıda ve enerji maliyetleriyle insanları desteklemek için Oxfam, hükümetlerin milyarderlerin salgında konan talih kuşlarına bir defaya mahsus “kriz vurgunculuğu” vergisi koymasını tavsiye etti.

Daha da keskin bir servet eşitsizliğini önlemek ve artan gıda ve enerji maliyetleriyle insanları desteklemek için Oxfam, hükümetlerin milyarderlerin salgında konan talih kuşlarına bir defaya mahsus “kriz vurgunculuğu” vergisi koymasını tavsiye etti.

Not 2: 70’ini devirmiş, “bir şekilde şöhret olmuş” adamlar, kadınlar, çoktan toprak olmuş ana babalarını “Beni hiç öpmedi, bana bir kez bile seni seviyorum demedi” diye ekranlarda şikayet ediyor. Kime? Şikayetin makamı önemli değil müşteki için, çünkü o, şikayet edebilme kapasitesi üzerinden kendisini “özne” ve “birey” kıldığını düşünüyor. Niçin bütün “yanlış” ebeveynler gözümüzün içine sokuluyor, hatta “doğru” ebeveyn yok da “hayırsız evlat” hikayelerine kapalı kulaklarımız? Saçlarını süpürge etmiş evlatları için her fedakarlığa katlanmış ana babalarından şefkat dolu bir bakışı bile esirgemiş, bir kez dışarıya yemeğe çıkarmamış, ölüsüne bir yemek vermemiş hep bana diye miras düşkünü çocuklardan niye kimse bahsetmez?

Not 3: Para da seks gibi bir şey, olmayınca kıymetli, sürekli el altında olunca değeri yok; derdi dedem. Rahmet olsun.