Telefonla, mesajla soru soranlara “Panik yapmayın!” Diyorum. Ardından ikinci soru geliyor; “Ne yapalım?” Ben de onlara Paraşüt adlı fıkrayı anlatıyorum.
Paraşütle atlamayı öğreten Komutan askerlere:
"Arkadaşlar hiç panik yapmayın, uçaktan atladıktan sonra ilk önce paraşütün ana kolunu çekin, açılmazsa korkmayın sakin şekilde yedek paraşütün kolunu çekin, oda açılmazsa bilin ki aşağıda ambulans bekliyor olacaktır" der ve uçak havalanır. Bir iki üç derken sıra Temele gelir.
Temel büyük bir heyecanla birinci kolu çeker.... paraşüt açılmaz.
İkinci kolu çeker....yine açılmaz ve Temel aşağı doğru hızla süzülürken,
"Allah bilir aşağıda ambulans da yoktur " der.
Umalım dünyaya hediye edeceğimiz ekonomide çığır açan son rekabetçi kur politikasını planlayanların B, C planları vardır. Hele aşağıda ambulans yoksa vay halimize.. Döviz kuru üzerinden vatandaşın Hint fakirine dönmesi modelin en önemli parametresi olan bu modelde umarım çekilen cefa gelecek kuşaklara sefa olarak geri döner. Yoksa ağanın olayındaki biz bu dışkıyı niye yedik modunda olursa vay halimize.
Halkın fakirleşmesine dayalı İhracata dayalı ekonomik büyüme modeli planlayanlar dışarıdan talep kesilince ne gibi alternatifler düşünmektedirler. Şu an milletin mal bulmuş mağribi gibi ellerindeki TL lerle mal stoklaması bitip iç talep de çökünce ne gibi önlemler planlamaktadır ekonomi yönetimi. Dış talep azalırsa alternatif bir plan var mı?
Küresel sıkı para politikası döngüsü (?) diğer sorun. Çünkü ihracat artışını büyük ölçüde talep etkisi belirler. Fiyat etkisi %30 ise talep etkisi %70 diyebiliriz. Şu anda gelmekte olan enflasyon nedeniyle herkes stok biriktirmeye çalışıyor. Bu nedenle iç talep geçici, belirli bir noktadan sonra tıkanacak.Hem iç hem de dış talep azalmasında bir plan yok.Tek plan faizler düşürülecek, ekonomi şahlanacak.B, C planlarına ihtiyaç duymuyorlar.
Yatıp kalkıp net hata noksan kaleminde ciddi döviz sermaye geldiği için bu dövizi getiren gurbetçilerimiz başta olmak üzere diğer yatırım sahiplerine teşekkür edelim. "Net hata ve noksan" kalemine giren sermaye akımları 1989 sonrası sanki "Türkiye'nin koruyucu meleği" gibi davranıyorlar. Umalım ki bu akımlar kesilmesin.
Çarşı pazarı gezdim bugün en az 2-3 saat boyunca. Çarşı pazar market fiyatları sanki dolar 15 TL olmuş modunda geldi bana. Esnaf ve ticaret erbabı fiyatlarını dolar 15 bandında olmuş gibi bedellemiş. Umarım yanılırım.
Yine emin olmak için bir toptancıya girdim fikrini ve ticari durumu, fiyatları konuşmak üzere. Sanki dolar 15 olmuş haberimiz yok gibi etiketler dedim. Dediğini aynen aktarıyorum toptancı esnaf kardeşimizin: “Sadece 1 ayda bütün ürünlere en az yüzde 50 zam yapıldı un çuvalı 250 den 400 TL'ye çıktı ayçiçek yağı 3 katı oldu vergi harçlara yüzde 36 zam (yeniden değerlemeyi kastediyor) ülkede üretim istihdam yok ve yanlış politika ve güvensizlik büyük sorun. Dolar 15 TL olmasın da ne olsun. Bu gidişle mevcut ekonomik politikalar, güvensizlik devam ederse dolar 20 TL olsa da şaşırmam.” Halkın üzerine büyük ümitsizlik çökmüş anlayacağınız. Umalım döviz dolar şu anki 13 -15 TL bandında durulsun ve biz de biraz nefes alalım.
MB 1 Aralık Çarşamba günü, dün 2014'ten beri ilk defa döviz satarak dövize müdahale etti dolar 13.95'i görüp 14 bandına yelken açınca. Ve müdahaleyle dolar döviz bir miktar duruldu. Geçici bir durulma. Her gün 10 milyar satacak rezervi yok. Hani vatandaşı olmasak Türkiye yaşamak için eğlenceli ülke. Ekonomik Kurtuluş Savaşımızda amaç yüksek kur, düşük faiz değil miydi? Niye kura müdahale ediliyor? Bırakın yükselsin. 14 olsun, 15 olsun, 20 olsun, 25 olsun. En sağlıklısı 25 bence. Birkaç ayda Çin’i geçeriz. Hem ribanın yasak olduğu nastır. Faiz sıfır olsun.
Eğer dövizde istikrar isteniyorsa döviz satışıyla olmaz bu iş zaten haznede mermi de yok cephane de; öncelikle faiz indirimini bırakacaksın. İndirmeyi durdurmak da yetmez. Faizleri en az 1000 baz puan (10 puan) yükseltmediği sürece yarayan kanaya pamuk sarmak olur döviz satışı.. Düşüşler ancak alım fırsatı olur. Bu saatten sonra kimse dolarını satmaz. Eğer 16 Aralık’ta merkez bankası faizleri indirirse dolar en son gördüğü zirve olan 13.95 i de geçerek yeni zirvelere kanat açabilir. Piyasaya döviz satışıyla bu işin yürümeyeceğini herkes biliyor çünkü rezerv yok. Kasım ayındaki faiz indirimi çok büyük hataydı. Artık bunu kabul etmenin zamanı geldi de geçiyor bile. Zararın neresinden dönülürse kardır.
Bu arada dün Çarşamba günü repo gecelik faiz %16 ya yükselmiş, 1 puan artmış. MB nin faiz indireceğim dediği yerde repo faizinin artması piyasanın mesajı aslında. Sermaye akımları kapısı ardına dek açık bir ülkede ne kur ne de para politikası kontrol edilebilir. Ne yapacaksın? Silah mı dayayacaksın repo piyasasındaki tüccarlara? Bu yaşıma geldim; daha para sahipleriyle kavga edip de kazanan görmedim. Bu öğrenilmiş çaresizlik gibi görülse de gerçek bu.
Serbest piyasada döviz kuruna doğrudan müdahale ile ilgili bilinmesi gerekenleri aşağıda sıraladım, bunları dikkate alınmadan yapılan müdahaleler havanda su dövmekten farksızdır. Nedir peki bilinmesi gerekenler:
1. Faiz aracını doğru kullanmanız gerekir, faizi ters yönde hareket ettirirseniz bu yanlışı döviz satımı kapatamaz.
2. Döviz kuruna doğrudan müdahalede anlık şok etki gücü değil (sattım, ne kadar indirdim), ne kadar sürebildiği önemlidir.
3. Bu çokta tercih edilmeyen müdahale net rezerv pozitif iken bile sınırlı etkiye sahipken, bu rezerv negatif ise kısa sürede sıfır etkiye geçer.
Hani MB nin birinci görevi fiyat istikrarını korumak der ya MB yasası. Merkez Bankası bir yandan faizleri düşürüyor, diğer yandan M3 para arzını yıllık %25 artıracaksın, bunları yapıp hem doları dövizi tutacaksın hem enflasyonun önüne geçeceğini düşüneceksin; kargaların güleceği saçma sapan bu para politikasıyla döviz dolar yükselince döviz satarak doğrudan müdahale ederek doları düşüreceğini zannedeceksin. Allah akıl fikir versin. Ne diyelim. Hoşçakın zatınıza.
Not: Güven ruh gibidir, terkettiği bedene asla geri dönmez..
Sivri Dil