“Ağzından çıkan sözü kulağın işitsin” diye bir söz var. Bu söz en çok da göz önünde olan insanlar için geçerlidir. Hep alkışlanıp övgüler almak ünlü kişilerin dikkatini dağıtıp basiretini bağlayabilir. Söyleyecekleri her sözün tolere edileceğini zannedip aldanmaları her zaman ihtimal dahilindedir.
En çok haddini bilmeyen ünlü zevatta görürüz bunu. Her meseleye balıklama dalarlar, anlasın anlamasınlar her konuda konuşurlar. Sanatçı, siyasetçi, akademisyen kim olursa olsun olur olmaz her konuda sınırlarının dışına çıkmamalıdırlar.
Bir İmam Hatip mezunu olarak bu okullara karşı hazımsızlık yaşayan kişilerden medeni bir yaklaşıma hiç tanık olmadım. İnsanları okullara göre ayrıştırmanın tarihini de iyi bilirim. İmam Hatip öğrencilerine engelli koşular, yüksek atlamalar, amuda kaldırmalar, pentatlonlar aştıranları niyetinden tanırım. Bu yaklaşım biçimi bile üstü kapalı tahkirdir. Birilerinin galiba medenileşme aşamasını tamamlaması gerekiyor. Fakat bu kişiler kesinlikle İmam Hatip mezunları ya da mensupları falan değildir.
İnsanı eğiten cezaevleri değildir elbet. Özgür düşünme ile küfretme arasındaki farkı tefrik edebilecek bir olgunluğa ihtiyaç var. Her insan, karşısına aldığı zümre ya da zihniyete karşı aynı erişkin tavrı göstermek zorundadır. Hatadan dönmenin fazilet olduğunu göz ardı etmeden mücadele edilmesi gerekenin kötülük yapan değil kötülüğün kendisi olduğu bilinciyle davrandığımızda özlenen dil terbiyesine de ulaşmış olacağız.
Büyüme hesabı üzerine
TÜİK’in enflasyondan arındırılmış (sabit fiyatlı veya hacim endeksli) GSYH tablolarına göre Ocak-Haziran 2022’de Türkiye ekonomisi bir önceki yıla göre yüzde 7,5 oranında büyümüştür.
Millî gelir hesaplarında hareket noktası üretimdir. Sektörlerin, üretim kollarının cari fiyatlarla katma değer toplamları GSYH’yı verir. Bu toplamı sabit fiyatlara (hacim endekslerine) dönüştürmek için ekonominin tümüne ait bir enflasyon tahmini (“deflatör”) kullanılır. Ocak-Haziran 2022’nin hacim endeksli millî gelir hesabında kullanılan deflatörün yüzde 84,4 olduğunu hesaplıyorum.
Ocak-Haziran 2022 için TÜİK’in bir önceki yıla göre hesapladığı enflasyon yüzdeleri ise ÜFE’de 138,3, TÜFE’de 78,6 olarak daha önce yayımlanmıştı. Sabit fiyatlı GSYH hesabında kullanılan deflatör (%84,4) tüketici fiyatlarından hareket edilerek mi belirlendi? Öyle anlaşılıyor.
Üretici fiyatlarından (son ÜFE’den) türetilen bir deflatörün büyüme hızını aşağıya çekeceğine işaret etmekle yetineceğim.
Bölüşüm şoku nasıl gerçekleşti?
Hadi ülke büyüdü eyvallah. Tamam da sadece zenginler ve şirketler için büyüdü. Varsıllar büyümeden geliri emeğiyle geçinenlerle bölüşmek istemiyor. Emeğin payı sadece son 2 yılda % 37 lerden 25 lere düştü. Her geçen gün zengin daha zengin fakir daha fakir. Nalet olsun sizin büyümenize.
Sorunun yanıtı, bence üç etkene bağlıdır: a) TCMB, kamu bankaları ve Saray’ın şirketlere aktardığı ucuz, ölçüsüz kredi pompalaması; (b) kamu maliyesi kaynaklarının emekçilerden esirgenmesi ve (c) bu sürecin kaçınmaz kıldığı enflasyon karşısında halk sınıflarının örgütsüzlüğü, çaresizliği…
Vahşi bir kapitalizm ortamı yaşanmaktadır. İçsel bağlantılarını betimliyoruz; zamanla bir senteze gidilecektir.
Süreci yönetenler ise, Saray’ın yarattığı yukarıdaki çerçeve içinde bankalar, şirketler ve holdinglerdir.
Bir özel bankanın 1 Eylül tarihli yatırım notundan aktaralım: “Türk Bankacılık Sektörü Temmuz 2022'de 38.7 milyar TL net kâr açıkladı. Geçen yılın Nisan ayının beş kat üzerindedir. BDDK da bankaların yılın ilk yedi ayında 208 milyar TL net kâr elde ettiğini açıkladı. Geçen yılın aynı dönemine göre 4.1 kat artıştır.”
Türkiye sermayesi, bir krizi değil, olağan-dışı bir sömürü ortamının nimetlerini yaşamaktadır. Aynadaki yansıması, milyonları yoksullaştıran bölüşüm şoku ve toplumsal bunalımdır.
Not 1: Nasrullah ağabeyin vefat haberini büyük bir üzüntü ile öğrendim. Bu dünyanın kirinden, pasından, derdinden kurtuldu artık en güçlü olan o... Yaradan rahmeti ile muamele etsin, menzili mübarek olsun.
Tüm sevenlerine başsağlığı ve sabır dilerim..
Not 2: 12/08den beri DXY %4.5 artarken, ABD Doları TL karşısında sadece %1.36 değer kazanabildi. Çok zorluyorsunuz. Dış ticaret açığı Ağustosta 11+, Eylülde 12+ milyar dolara çıkabilir. Ekim-Kasıma yapı paydos..
Not 3: Zayıf adama, aç adama merhamet edilir. Ona yardım edilir ama onunla dost olunmaz. İnsanın tabiatında hasetlik vardır. Senden aşağı bir adamla dost olursan o senin gücünü kıskanır. O senin gücünü ister. Hepsi yine olmaz ama dost olacaksan güçlü adamla dost olacaksın.
Not 4: Sağlıklı yönetimin ana ilkesi: Saygılı Özgüven. “Patron her şeyin en doğrusunu bilir!” veya “Yukarıdakiler hiçbir şey bilmiyor!” anlayışı, şirket ve devletleri uçuruma sürükler.
Not 5: “Yeryüzünde birbirimizle tokuşup duruyoruz, oysa yüzlerce sığırcık birbirine çarpmadan, birbirini incitmeden nasıl büyük bir ahenkle dans ediyor gökyüzünde!”
Not 6: Dünyaya gelmek bir saldırıya uğramaktır. Doğan bebek, havanın ciğerlerine olan saldırısının verdiği acıyla haykırır. Soğuk saldırır bize, sıcak saldırır. Açlığın, hastalığın, korkunun saldırılarını savuşturma yoluyla yaşarız, hayatta kalırız. Yaşıyor olmak, savaşıyor olmaktan başka bir şey değildir. Bir gün son nefesimizi verdiğimizde bize yapılan ilk saldırıyı tamamen püskürtmüş oluruz.
Not 7: Hayat böyle; meyveyi dalında, sebzeyi bostanda, tahılı tarlada, kurdu kuşu ormanda tanırsın.
Not 8: Hz. Peygamber (SAV) buyuruyor ki: “Sizden öncekiler ancak aralarında soylu (güçlü, zengin, makam sahibi) birisi hırsızlık ettiğinde (veya bir suç işlediğinde) onu bırakıvermeleri; zayıf biri hırsızlık ettiğinde (veya bir suç işlediğinde) ise ona ceza uygulamaları sebebiyle helâk olmuştur. (Buhârî, Enbiyâ, 54)
Not 9: “Her kim aralarında ondan daha liyakatlisinin bulunduğunu bildiği halde (bir tanıdığını) idareci yaparsa (bir göreve getirirse) Allah’a, Rasulü’ne ve İslâm topluluğuna hıyanet etmiş olur.” (Camiussağir, 2949)
Not 10: “Emanet zayi edildiği vakit kıyameti bekleyin! Emanetin zayi edilmesi demek işin ehil olmayanlara verilmesi demektir.” (Buhârî, Rikâk, 35)
Not 11: Hz. Peygamber (SAV) buyuruyor ki: “Kimi bir işte görevlendirip (yaptığı işin karşılığı olarak) bir ücret verdiysek, onun bu ücret dışında alacağı her şey (kamuya) hainliktir. Kim (kamu malına) ihanet ederse kıyamet günü ihanet ettiği şey ile birlikte gelir. (Ebû Dâvûd, İmâre, 9-10; Tirmizî, Ahkâm, 8)
Not 12: Hz. Peygamber (SAV) buyuruyor ki: “Sizden öncekileri mal sevgisi helak etti. (Bu sevgi) onlara akrabalarıyla ve dostlarıyla ilişkiyi kesmeyi emretti, kestiler. Cimriliği emretti, cimrileştiler. Günahı emretti, günaha girdiler. Zulmü emretti, zulüm yaptılar. En sonunda da helak oldular.” (Camiussağir, 2906)
Not 13: Hz. Peygamber (SAV) buyuruyor ki: “Allah, aralarında günahlar (hatalar, yanlışlar, haksızlıklar) işlenip durduğu hâlde bu günahları işleyenlerden daha güçlü ve onları engellemeye muktedir iken bunu yapmayan topluluğun hepsine birden azap gönderir.” (İbn Hanbel, IV, 366)
Not 14: Bedeni coşkuya, ruhu tembelliğe sürükleyen ayların ardından eylül yavaşça gelip içimize yerleşir. Artık hayatın ölüm, ölümün hayat karşısında saygıyla eğilme vakti yaklaşmıştır. Hazırlanmak gerekir.