LAWRENCE OF ARABIA filmi gelmiş Netflix'e. Bizi çok göstermiyor ama, yine de beğendim.

Fakat, bu eleman, kendi başına buyruk bir tip ve Araplar'a büyük bir DON biçmeye kalkıyor, fakat tutturamıyor.

Hatta, bir ara İngiltere'nin aksine Arap Kongresi falan toplamaya kalkıyor.

İngiltere'deki ölümü ise gayet şaibeli. Bir şekilde ortadan kaldırılmış sanki.

Konuşması istenmemiş.

(Filmde en güzel mesaj ise, bölgenin aslında İngiltere tarafından İplenmeyen ve KANAL dışında aslında operasyon planlanmayan bir yer olması. Bu doğrudur da.)

Fakat, Lawrence, GEÇİLMEZ denen çölü geçip, Akabe'de bizim birlikleri dağıtıyor ve İngiltere'ye bölgenin kapılarını açıyor.

Filmde anlatılana göre, milliyetçi bir tip de değil. Tuhaf bir çar. Aslında Türkler ile bir problemi yok ama, SİVİL KATLİAMA denk gelince, sapıklaşıyor.

Araplar'ı ise çok güzel yansıtmış.

KABİLE bunlar.

Aslına bakarsan, çok fakirler ve tek dertleri para.

Osmanlı, bunlara göre çok ileri.

Basılan Türkiye trenlerinden birisinin içini gösteriyor, gayet medeni insanların cesetleri var. Araplar ise VAHŞİ.

Fakat, burada, bölgenin içine sıçan, batıran, bizim İttihatçılar olmuş.

Kabilelerden oluşan bir yapı isyan etmez. Zaten açlar. Bunları beslersen, kimse tırnağını kıpırdatmaz. Fakat, bir şekilde bu kabilelerin İttihatçılar tarafından (bilerek ya da bilmeyerek ) tahrik edildiği de muhakkak.

Bu kadar eski bir filmde İNGİLİZ PROPAGANDASI beklersiniz değil mi?

Ama, doğru düzgün övgü yok. Dümdüz çekmişler.

Bizim ise bir KATLİAM & TECAVÜZ, bir de açıkça göstermese de TECAVÜZ sahnemiz var. Fakat,bunları da çok abartmamışlar. Yani,savaşlarda olacak kadarını göstermişler.

Bilakis, bizim ordumuzun, köylü askerleri hariç, subay kadrosunu gayet modern anlatmışlar. Çünkü öyleydi.

Osmanlı zayıf falan değildi bu savaşta. İttihatçı yalandır. Düyun-u Umumiye ile borçların %90'ı ödenmişti. Borç azdı, parasız falan değildik. Ancak BATIRILDIK.

Filmde Arap kabilelerin üstünde SAVAŞ UÇAKLARIMIZ uçuyor. Batık denilen Osmanlı böyle.

Akabe'de dönemin en modern HOWITZER topları var. İngiliz donanması yanaşmıyor bile.

İngiliz film ve dizilerini seviyorum. Tarihçi gözüyle anlatıyorlar.

Ayrıca, bize anlatılan ARAP MİLLİYETÇİLİĞİ idi. Filmde bir tane milliyetçi Arap yok. Su için birbirinin gözünü oyan kabileler var.

Araplar o kadar fakir ki, parayı bastıranın safına geçiyorlar. Ve bu çok doğal. SU yok SU! Bunun hainlikle alakası yok. Tamamen içgüdüsel.

Ve en önemlisi, o dönem bölge hakikaten boktan çöllerden oluşuyor. Buralarda gereksiz ısrar etmişiz.

ŞAM'ı (zengin bölge) elde tutup, geriya kalan bölgeyi atabilirmişiz. Boş yere kaybedilecek savaşa girmişiz. Boşa enerji kaybı. Boşa kaynak israfı. Liyakatsiz, deneyimsiz ittihatçıların son kazığı tabuta çakılan son çivi olmuş..

Not 1: “Bir insan, doğduğunda yumuşak ve güçsüzdür; öldüğünde sert ve bükülmez. Bitkiler canlıyken yumuşak ve esnektir; öldüklerinde sert ve kuru. Bu yüzden sertlik ve bükülmezlik, ölümün yoldaşlarıdır, yumuşaklık ve narinlik hayatın yoldaşları.”
Tao Te Ching/ Lao Tzu

Not 2: Derin sebeplere dayalı eleştirel düşüncelerden vazgeçişi sağlayan , 1980-2008 arasında yaşanan sahte bir Belle Epoque algısı, finansal köpürme üzerinden borçlu tüketicilerle refaha erildiği yanılsamasıydı . Finansal artıkların zaman zaman piyasalardan geri çekilmesi görece bir istikrar sağlıyordu. Sınıf çelişkilerini halletmiş, kolonyalist geçmişini halının altına da olsa süpürmüş, refaha ermiş liberâl bir AB’den daha iyi hangi model olabilirdi ki? 

Not 3: Qe (parasal arz arttırımı)- Qt (parasal yakma) arasında kontrolü sağladıkları nispette, verimliliğini kaybetmiş şirketleri ayakta tutmayı sağlayabileceklerine, enflasyon tehlikesini savuşturarak sonsuza kadar bu düzeni sürdürebileceklerine inanmışlardı. 2008 sonrasında ipin ucu kaçtı. Borçlar o kadar büyüdü ki, çevrimleri aksamaya, ard arda krizler patlamaya başladı. 2008 Mortgage ve 2019 Repo krizleri ve ABD ve AB’de kontrol edilemeyen enflasyon buna işâret ediyor. 

Not 4: Kolumuz kalkmıyorsa elbet yorgunluktan değil/ Kime kalkacağını şaşırmaktan
Tanışmıyoruz artık/ Bir zamanlar aniden buluştuğumuz arkadaşlarla
Biraz sarhoş ediyor herkesi devlet ve ihaleler
Hâlbuki devrimcileri överek bitirirdik akşamı/ Ve gençliğimizi/ Demek ki yokmuş/ Onların sevmeleri/ Bense hep aşktan döndürdüm başını Dünyanın.
Sevdim/ Bir başımaydım
Kimse yoktu/ Yaza en çok onun güneşini Serdim. 
Bülent Parlak (Rahmet olsun)

Not 5: müminler kardeştir
işte bu yüzden öldürürler birbirlerini
çağ atlarlar ama bilmezler
acıya dokunmadan düşmenin bir önemi olmadığını. 
bütün düşünceleri kazanmak üzerinedir
aşkta kaybetmeyi borsada kaybetmeye tercih ederler.

Bülent Parlak (Ruhu şad mekanı cennet olsun. İyi insanlar fazla yaşamıyor. 43 yaşında göç etti ebediyete. Rabbim ele ayağa düşürmeden bana da böyle bir ölüm nasip etsin inşallah.)

Not 6: Başarının yol açtığı gurur, yöneticileri “girecekleri her işi mutlaka başaracakları yanılgısına” sürükler. Böylece, anlamadıkları alanlara disiplinsiz dalışlar yaparlar. ⁦

Not 7: Niçin yükselmiş olabileceklerine tam akıl erdiremeyen ve bir “disiplin kültürü” geliştiremeyen organizasyonlar, apar topar düşüveriyor! 

Not 8: Bu nasıl bir dramdır yahu? Fed parasının değerini korumak için artan ölçekli bir faiz artışı yapıyor; yüzde % 70'e koşan enflasyonda faizi % 14'te tutan bizimkiler, nöbetçi dealer eliyle dolar değer kazanmasın diye 14.80'i geçirmemek için 'taşıma suyla' dolar satıyor.

Not 9: Çoğunluk tarafından desteklenen fikirler gerçek gibi görünür. İnsanlar koçun peşinden giden koyunlara benzerler. Onların gözünde ölmek aklı kullanmaktan daha kolaydır.
Haklı Çıkma Sanatı, Schopenhauer

Not 10: Orada, devletin bittiği yerde başlar, fazlalık olmayan ilk insan: orada başlar gerekli olanın şarkısı, biricik ve eşsiz bir biçimde.
Oraya, devletin  b i t t i ğ i  yere - oraya bakın kardeşlerim! Görmüyor musunuz gökkuşağını ve Üstinsana giden köprüleri?

Nietzsche

Not 11: Dinler avam için gereklidir ve onlar için tahmin edilemeyecek kadar faydalıdır. Ama eğer hakikat bilgisinde insanlığın terakkisine mani olmaya çalışırlarsa o zaman mümkün olan en yüksek derecede sabır ve hoşgörüyle bir kenara bırakılmalıdır.

Büyük bir kafanın—bir Shakespeare veya bir Goethe—herhangi bir dinin dogmalarını kati kanaati haline getirmesini talep etmek bir devin bir cücenin ayakkabılarını ayaklarına geçirmesini beklemekten farksızdır.

Metafizik İhtiyacı, Schopenhauer

Not 12: Eğer hayatımız sonsuz ve ıstıraptan azade olsaydı dünyanın neden var olduğunu ve neden tam da olduğu gibi olduğunu sormak muhtemelen kimsenin aklına gelmezdi, fakat her şey tamamen doğal ve olağan kabul edilirdi. Buna muvazi olarak şunu müşahade ederiz, felsefe ve keza dini sistemlerin içimizde uyardığı ilgi her zaman en güçlü tutamağını ölümden sonrası için kabul edilen bir tür hayat (veya öte dünya) dogmasında bulur.

Not 13: İçişleri Bakanlığı, son 10 yıldaki Ramazan Bayramlarına kıyasla bu  bayramda kazalara bağlı ölümlerin yüzde 58 azaldığını duyurdu. Benzin, mazot fiyatlarını patlatmak sureti ile trafik kazalarını engelledik, hamdolsun;
ucak ve otobus bilet fiyatlari, otellerin gunluk ucreti oyle yuksek ki millet evden çıkamadı.

2023 seçimi 30 TL'ye domates, 160 TL.'ye ayçiçek yağı, 120 TL.'ye kıyma alamayanlarla, oturdukları saraya günde 10 milyon TL harcayanların arasında olacak. Aç uyuyan bebelerin ahı sizi gömecek.

Not 14: Uzak dediğin önce içinde birikir. Sonrası sadece yoldur..