“Biz ne konut sahibini ne de kiracıyı mağdur etmeyecek bir düzenleme yapacağız. Fırsatçılığa da asla müsaade etmeyeceğiz.” Sayın Bakan Murat Kurumun kangren haline gelmiş kira meselesi ile ilgili açıklaması. Açıklamayı okuyunca anlaşılan şu: Ne şiş yansın ne kebap. Yani hiçbir şey yapmayacağız, mülk ev sahipleri, kiracıları garibanları üfelemeye, ezmeye devam etsinler kiralarına kira evlerine ev katsınlar biz zenginlere birden fazla konutu olan sahiplere bir şey yapmayacağız minvalinde şeyler. Yahu arkadaş bu memleketi yönetenler bir kere fakirin kimsesizin yanında saf tutsa ne olur? Hep mi sermayenin zenginlerin yanında yer alır? Siyasetçiler ya da devleti yönetenler neden onları oraya taşıyan yoksullara  en kritik meselelerde yüz çevirir, anlamak mümkün değil. Anlamak mümkün de neyse; tamamen duygusallaşıyorum bazen.

Genç değilim de hala gençliğe ait dirilik depreşiyor. Neyse dirliğimize budunumuza halel gelmesin de.. Dağ fare doğurmaya devam. El attığınız bir meseleyi de milletin lehine çözün be arkadaş. Azgın azınlıktan bu kadar korkmayın. Fakir mahallelerden gelip fakirlere sırtınızı dönmeyin.

Ümit edelim fare doğuran girişim sayın Cumhurbaşkanımızın gariban halkın feryatlarına kulak vermesiyle kiracılar rahat bir yüz görür. Umarım bu çarkın dişlileri devlet otoritesi ile tek tek kırılır. Kiracılar derin bir nefes alır, ev sahibi olmayı hayal edenler de önlerine bakarlar.

Son olarak şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim kira ve konut meselesiyle ilgili: Gelir idaresi sadece Sarı ilanları takip etse toplayacağı vergiler ile cari açık kalmaz. Üstüne kalan para ile yeni evler yapılır. Otomobile ödenen vergi kadar emlak vergisi ödenmiyor bu güzel ve yalnız ülkemde..

İKİNCİ KAVİMLER GÖÇÜ;

 “Dün San Francisco’da Meksika üzerinden ABD’ye kaçak girmiş, bir süre sınırda bir kampta gözaltında bekletildikten sonra sığınmacı statüsü kazanmış bir TC vatandaşı ile tanıştım. Dediğine göre gelen yüzlerce Türk Meksika sınırından ABD’ye girmeye çalışıyormuş. Hikayesini anlattı. Türkiye’den Meksika’ya, oradan Kaliforniya’ya uzanan bir network varmış. Kaçakçılara 10bin dolar vermiş. Elektronik Meksika vizesi alıp, farklı bölgelerden gelip, Tijuana’da toplanan kafile ile sınırı “koşarak” geçmiş. Meksika polisinden kaçıp, ABD’ye geçince yere çömelmişler. Sınır görevlileri gelmiş, pasaportlara bakmış ve Türkler dahil bir kısmını kampa almış. Türkiye’den Ailecek gelenler varmış. Kardeşi hala kamptaymış. ABD vatandaşı tanıdığını arattırmış. Kefalet karşılığında bırakmışlar. Anladığım kadarı ile bazılarının tanıdıkları ya da akrabaları var. Ama diğerleri için de bu kefalet işi ayarlanıyor. Ellerinde bu işlerle ilgilenen bir avukatın kontak bilgileri varmış. Şimdi geçici olarak bir iş bulmuş; siyasî sığınma hakkı için başvuracakmış.” diye bitirdi konuşmasını uzun süredir Birleşik Devletlerde yaşayan arkadaşım.

Dünya büyük bir kavimler göçü yaşıyor. Türkiye’ye başka ülkelerden yoğun bir göç hareketi varken, Türkiye’den de insanlar Avrupa’ya ve hatta Meksika üzerinden ABD’ye göç etmeye çalışıyor. Her bir göç hikayesi yaşadığımız bu ilginç dönemin aynası gibi. Tabii bu göç hikayesi bireysel değil. Yıldıray Oğur da yazdı. Ağrının nüfusu son bir yılda 10 bin civarı azalmış. “Ağrılılar neden Meksika’ya uçuyor?” yazısı ilgi toplayan bir yazıydı. Son TÜİK rakamlarına göre 2020 yılında 535 bin 435 kişi olan Ağrı nüfusu 2021 yılında 10 bin 791 kişi azalarak 524 bin 644 kişi olmuş. 

10 bin 791 kişilik bu azalma ile Ağrı sadece oran olarak değil, rakam olarak da nüfusu en çok azalan il olmuş. Peki nereye gidiyor Ağrılılar? Bu sorunun herkesin aklına ilk gelen cevabı tabii İstanbul.

Peki ya doğru cevap Ciudad Juarez ise?

Ciudad Juarez, Meksika’nın ABD sınırındaki kentlerinden biri. Meşhur El Paso’ya komşu şehirlerden. Anlayacağınız Türklerin, en azından Türkiye’nin doğusunda yaşayan Ağrılı Türkler rotayı Meksika’ya kırmış; bir bakıma zalim Amerika’ya. Bizim sormamız gereken soru şu: Neden ülkeden göç eden hiçbir müslüman Türk Orta Asyalı soydaşlarımızın ya da müslüman kardeşlerimizin ülkesine göç etmiyor? Belki de 1 milyon dolarlık soru..

Not 1: Erkek için hayat zordur ama kadın için hayat iki defa zordur. İşte bu nedenle onurlu bir adam yanındaki kadına hesap ödetmez. Onun hesap ödeyecek bir parası yoksa da kadınların yanına yanaşmaz.

Not 2: Şöyle bir uyusak da yedi ay sonra uyansak çok farklı noktalarda, güzel kıyılarda palmiye ağaçlarının gölgesinde mavi suların derinliğini gözlerimiz kamaşarak izlesek ne güzel olurdu değil mi?

Not 3: Türkiye’de insanların yarısı burada yaşıyor ama bugünde yaşamıyor; diğer yarısı da bugünde yaşıyor ama burada yaşamıyor! 

Not 4: KİRA,20 yıllık emlak rayicinin karşılığıdır!" buyurdu Zerdüşt. Söylediğim düzenleme gelirse güzel olur kiralarla ilgili.
Düşük rayiç gösterenler kiralara zam dahi yapamazlarsa çok mutlu olacağım.