Kâinatın en güzel ve belki de canlı barındıran tek gezegeninde yaşıyor olabiliriz.

Eşsiz bir gezegende, muazzam bir canlı çeşitliliği ve insana ulvi şeyler düşündüren güzellikler içinde yaşıyoruz.

Bunlar için gece gündüz şükredeceğimize her şeyi yok ediyoruz. Suçlarımızın listesi buradan aya kadar gider.

Yok etmekte olduğumuz canlıların, kirlettiğimiz okyanusların ve havanın bir ikincisi yoktur. 

Buradan başka dünyalara gidip orada yeni bir hayat kurmak imkânsız bir hayaldir. 

Öyle değilse bile, bu kafayla orasını da anında berbat etmeye başlarız.

Acaba aklımız başımıza gelecek mi? Yoksa yok olan birçok canlı türü gibi biz de kemiklerimizi arkada bırakıp sahneden çekilecek miyiz?

Ve çekilirsek bu sonsuz kâinatta ardımızdan gözyaşı döken ve  bizi özleyen olacak mı?

Ülkeden gittikçe umudunu kaybedenler kulübü:

Ülkece cinnet geçirdiğimiz günlerde gelecekten umudunu kaybedenlerin sayısı hızla artıyor. Gençler fırsat buldukça batıya göç ediyor. Beyin çölleşmesi son sürat devam ediyor.

Biz Osmanlıyız, bizde adam çoktur... Ölen ölür kalan sağlar bizimdir...

Osmanlı yok olalı yüz yılı geçti ama imparatorluğu batıran bu kafa, Türkiye’de egemenliğini sürdürüyor.

Tanrı’nın kendine yardım etmeyenlere yardım etmeyeceğini, Allah’a tevekkül edip devesini bağlamadan caminin önüne bırakanları neyin beklediğini de ta lisede iken rahmetli hocamız Hasan Bey’den öğrenmiştik. 

En acı olan ne biliyor musunuz?

Hiçbir zaman ümit yoktu, Cumhuriyet'in ilk yıllarını ve kısa birkaç yılı saymayacak olursanız, ama biz gençliğin verdiği heyecan ve iyimserlikle geleceğe sarıldık. Türkiye Cumhuriyetinde normal sayılanın anormal olduğunu kavrayamadık.

Askeri müdahalelerin, ara dönemlerin geçici olduğunu sandık. Onların Türkiye’nin normali olduğunu, bütün dönemlerin ara dönem olduğunu anlayamadık veya anlamak istemedik.

Bütün liderler ışığımızın ucundaki birer tünel idi.

Son zamanlarda, artık ömrümüzün tükenmekte olduğu bu günlerde bendeki bu havayı benimle yaşıt olan arkadaşlarımda da görüyorum.

Meğer yaptıklarımızın hepsi boşmuş. Her şey ortalamaya dönermiş.

Türk olmak sürekli şampiyonluğa hazırlanmak, ama yarışta nal toplamaktır. 

Türk’ün her ümidi düş kırıklığına bir yolculuktur.

Ne kadar acı böyle olması ve böyle düşünmek.

Sözlerimi Manos Eleutheriou’nun (1938-2018) Ardımızdan Gelecek Olanlar adlı şiirinden dizelerle noktalıyorum:
 
Ardımızdan gelecek olanlar
Gözyaşlarımızı bulacak
Yara ve duman
Ve küle dönmüş sevinçlerimizi
 
Ve eğer sesimi alırlarsa
Özlemlerimi bırakacağım
Ve artık bir şey özlemiyorsam
Rüyalarımı bırakacağım
 
Ve eğer canımı alırlarsa
Kanımı bulacaklar
Ve eğer kanım suya dönerse
Bıraksınlar kuşlar içsin..

Hoşça bakın zatınıza..

Not 1: 1 Haziran 2023’de 4,18 trilyon TL olan M1 para arzı 1 Eylül 2024 itibariyle 6,1 trilyon TL’ye, M2 para arzı 10,83 trilyon TL’den 16,56 trilyon TL’ye, M3 para arzı ise 11,11 trilyon TL’den 18,14 trilyon TL’ye fırladı.

Hasılı bir yandan yüksek faizle ekonomi soğutulmak isterken bir yandan enflasyonun baş sorumlularından olan para arzı hızla artırılarak sıkı para politikası baltalandı.

Mevduatlara ödenen yüksek faizler yeni para oluşmasına ve M2 para arzını şişirmesine neden olurken kamu borçlanmaları hızla M3’ü şişirdi. Yani ortada hizmet ve üretim artışı olmamasına rağmen para arzı hızla arttı ve enflasyonun düşürülmesinin önünde ciddi bir set oluşturdu. Üstelik oluşturduğu servet transferi de toplumdaki gelir dağılımını son derece derinden etkileyip orta direğin yok olma noktasına gelmesine neden oldu.

Not 2: Trump seçilirse planladığını açıkça ilan ettiği Çin’e yönelik %40’lık, diğer ülkelere yönelik ise %10’luk gümrük vergileri bizimle aynı ligde olan ülkelerin ekonomilerine hem ticari açıdan hem de piyasalar açısından çok ciddi darbe vurulacak. Ligimizdeki ülkelerden ciddi para çıkışları olacağı gibi küresel anlamda resesyona yönelen ülkeler için son dönemdeki faiz indirimleri hayalleri Powell’ın görevden alınmasıyla ya son bulacak ya da ciddi şekilde yavaşlayacak.
Zaten ciddi derecede ivme kaybetmiş durumdaki sanayimiz için söz konusu gümrük vergileri en önemli ticaret ortaklarımızı derinden etkileyeceği için bizi de çalkantalı bir döneme sokacak. Dolayısıyla faiz indirimlerimizin yol haritası ve sürekliliği tehlikeye gireceği gibi sanayimizin ve borsamızın durumu hepten çıkmaza girecek. Mevduat faizleri yüksek kalmaya, sanayideki düşüş artmaya, gelir dağılımımız bozulmaya devam edecek.
Bunlarla beraber Ortadoğu’daki savaş Trumpla daha da körükleneceğinden başta petrol fiyatlarındaki artışlar olmak üzere çok sayıda yeni/eski sosyal, iktisadi ve askeri problemle boğuşma sürecek.

Not 3: Peki ya Harris seçilirse?
Bu defa bambaşka bir tabloyla karşı karşıya kalacağız. FED’in planladığı faiz indirimleriyle beraber başta bizim ligimizde olan ülkelere olmak üzere küresel çapta çok ciddi bir kaynak akışı başlayacak. Faizi en yüksek olan ülke Türkiye olduğu için de müthiş bir kaynak girişi yaşanacak. Borsamız da diğer rakiplerimize göre inanılmaz ucuz kaldığından o tarafta da çok olumlu gelişmeler yaşanacak. Türkiye’de de faiz indirimlerinin başlamasıyla üretim artacak, ticaret hızlanacak ve yatırımlar çoğalacak.
Hasılı, Harris’in seçilmesi bizim için bu pencereden daha evla gözükmekle beraber işler dış ilişkiler penceresinden bakılınca bu defa başka sorunlar karşımıza çıkmakta. Demokratlar Türkiye’nin kurumsallıktan ziyade güçlü lider anlayışına dayanan dış politika yürütme sisteminden son derece rahatsız ve bu durum sürekli halde yeni sıkıntıların patlak verdiği coğrafyamızda en önemli aktör olan ABD ile stratejik ortaklık kurmamızı engellemeden öte ters düşmemize neden oluyor. Bu durum ABD’nin ülkemizin düşmanlarıyla ortaklığına yol açtığından son derece büyük bir problem.

Özetle tam bir “kırk katır, kırk satır” muhasebesi yapıyoruz. Sonuç bizi “aşağı sakal, yukarı bıyık” açmazına sürüklüyor. 
Rabbim hakkımızda hayırlısını eylesin…

Not 4: DOĞUM ORANLARINDA düşüş geçici.

Bir zaman gelir, REFAH artar, o zaman yine bu oranlar da artar.

Şu anda ABD'de bile eski REFAH yok.

Bir de çocuk ile mi uğraşacak insanlar?

Not 5: ESNAFI daha fazla KREDİ KARTINA zorlarsanız, bir anda KRİPTO PARA kabul eden DAYILARIN ortaya çıktığını görmeye başlarsınız.

Ticarette eski marjlar yok. Bu böyleyken, KDV işi bence tırt.

VERGİ sadece MALDAN alınmalı.

Not 6: ALMAN GİZLİ SERVİSİNİN en başarılı operasyonu; İTTİHAT VE TERAKKİ.

Not 7: Yapılması gereken "bağışlar vergi matrahından indirilemez" demeniz. 

Derneklere, vakıflara giden para Hazine'ye gelsin.

Bu yapılırsa saçma vergiler icat edilmesine, vergilere, harçlara zam yapılmasına gerek kalmaz. 

Ama bunu yapamazlar.

Not 8: Bir ülkede çok yüksek enflasyon varsa (iki haneli ve daha fazla) zaten o ülkede vatandaşın ödediği vergi de çok yüksektir.

Not 9: Zambiya'da enflasyon Ekim ayında %15,7 oldu.
Türkiye'de enflasyon son olarak Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu faiz indirimlerine başlamadan önce Zambiya'nın altındaydı. Faiz indirimleri başladıktan sonra enflasyonda bir daha Zambiya'nın altına düşmek mümkün olmadı.