Aralığın ikinci haftasını aralarken zamlar tam gaz, dolar 13 üzerinde yatay bantta hareketine devam ediyor. Bu arada Ankara da fısıltı halinde dolanan bazı iddialar var döviz tevdiat hesaplarıyla ilgili. Hani MB başkanı TL yi teşvik için düzenlemeler yapacağız demişti cuma günü. 2-3 şey konuşuluyor:
1- Döviz alış satışlarında alınan vergi oranlarını artırılması; en azından alımlarda
2-100 bin doların üstüne ek gelir ya da stopaj vergisi (bence zor ama konuşuluyor; daha çok panikletir, cesaret edemezler gibi)
3-Tek seferlik varlık ya da Servet vergisi hem belli limitin üzerinde varlık ve servete mala mülke sahip olanlardan hem de belli limitin üstündeki TL - Döviz mevduat hesaplarından ( Zor ama konuşuluyor, çılgınlık olur çünkü)

Göründüğü gibi hayata geçmesi zor bu önlemlerin. Çünkü bu 3 önlem paniği daha da derinleştirir. Yine de olmaz diyemiyoruz. En azından dolar 15'i geçerse hükümet panikleyip sermaye kontrolü getirebilir. Dikkatli olmak lazım. Her zaman temkinli olunması gereken bir dönemdeyiz hem küresel hem de ülkesel olarak.

Peki merkez bankası 16 Aralıkta faizi düşürür mü? Kavcıoğlunun yabancılarla yaptığı toplantıda faiz indirimi olasılığı kalktı açıklaması faizler indirilmeyebilir diye okundu piyasa tarafından. Daha önce de ifade ettiğim gibi faizlerin inmemesi sadece dövizde biraz durulma sağlar. Faizler en az 1000 baz (10) puan artıp orada en az 1-2 yıl durmadan dövizden TL ye geçiş zor görünüyor. Aklı selimin galip gelmesini umut ederim. Ve fakat kesinlikle düşürecekler gibi. İnşallah düşürmezler ama çok yüksek olasılıkla düşürecekler. Hem de öyle böyle değil. Büyük ihtimal 300 baz (3 puan) düşürerek altın vuruşu yapacaklar eğer Katar’ dan katar katar para dolar bulurlarsa.Dediğim gibi MB başkanının son açıklamasına rağmen büyük ihtimalle düşürecekler.

Faizi düşürmeyen bir başkanla Başkan Erdoğan yola devam etmeyeceğini açıkladı defalarca. Sayın Cumhurbaşkanı fikrini değiştirmemişse; ki zannetmem faizler düşmeye devam edecek, seçimlere 2 yıldan az kalmışken istihdamın artması için dolar daha yükselse de faizler düşmek zorunda zaten: Para gelmezse istenen kadar Katar’dan o zaman 100 baz, gelirse yüksek hacimli 300 baz. Bakalım görelim.Ekonomi yönetimi 15 i kabule etmişler dolarda. 2021'i 15'in üstünde kapatmak İstemiyorlar sadece. Türkiye en az 2 yıl cari fazla vermeden ve ciddi fon akımı sağlanmadan dolar düşmez düşemez..

2022 Mart sonuna kadar da 17-18 bandı; sonra turizm ve ihracat fazlası dış ticaret fazlasıyla 17.50-18 arası dengelenir ta 2022 sonuna kadar. Muhtemelen 2022 sonunu 17 TL ile kapatır dolar. 2023 Mart sonuna kadar dolar muhtemelen cari fazlanın kemikleşmesi ile geri çekilerek 15-16 TL bandında hareket eder ve muhtemelen dolar 15- 15.50 TL bandında iken 2023 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gider ülke. Tahminlerim bu yönde. Ve yatırım tavsiyesi değildir..

Boyumuzdan büyük işler yapmaya başladık boyumuzdan büyük hak etmediğimiz mutlulukları yaşamak için. Nehrin taşlarının diriliğini ve sivriliğini, suyun serinliğini hissetmeden karşıya zıplayarak geçmeye çalışmanın bedeli bu.. Acı ilaç ya faizler artırılarak ya da dövizin doların yükselmesine izin verilerek devalüasyonla içilecekti. Hükümet aslında Bakan Berat bey döneminde doğru bir şekilde düşük faiz yüksek kur politikasını benimsemişti. Doğru yoldaydı. Çarketmek zorunda kalmıştı. Şimdi aynı patikaya dönülmüş oldu. Zor acı veren uzun bir süreç bu. Başka da çare yok gibi. Adına ister Çin modeli ister başka ad koyalım cari açığı kapatmadan sıcak parayla, borçla ancak buraya kadar. Üretim ekonomisine geç de olsa döndük. Geç olsun da güç olmasın diyelim.

Alın teri, sabır ve yılların özverisi olmadan hayatta başarı diye bir şey yok. Önce bu gerçeği kabul etmek zorundayız. Bütün kısayollar hep uçuruma çıkıyor. Paranın alım gücünü belirleyen tek şey üretimdir. İnsanlara verilen ünvanlar değil. TR'de en son açılan otomobil fabrikası 2001 yılındaki Ford fabrikası. Honda kapattı gitti. VW vazgeçti. 20 yıldır yeni bir fabrika açılmamış. Alım gücü düşmeyip ne olacak? Ülkedeki herkese profesör ünvanı bile dağıtsanız bu paranın alım gücünü 1 TL artırmaz.. Zaten ülkedeki ünvanların %80'i çöp. Kendi makalesini açıklayamayan doçentler, pointer nedir duymamış bilg müh prof'ları. Ne ararsanız var.

Eğer kalıcı cari fazla hedefleniyorsa; ki kalıcı çözüm ve gelecekte güçlü TL için hedeflenmeli; maaş artışları enflasyonun ve devalüasyonun gerisinde kalmalı daha sonra enflasyon devalüasyonun gerisinde kalmalı yoksa devalüasyon anlamını yitirir. Sanayinin kullandığı doğalgaza 2 ayda gelen zam %80. Asgari ücrete de %35-40 zam yapılırsa bu bizi yeni yılda hiperenflasyona götürür. Şimdiden reel enflasyon %50-60 bandında. 90'lı yıllarda olduğu gibi 3 haneli enflasyon görebiliriz.

Üretim olarak bir karşılığı olmadıkça masa başında yapılan ücret artışları enflasyon olarak geri döner çünkü işveren aradaki farkı sattığı ürüne yansıtmak zorunda. Ya da işçi çıkaracak. Ki ekonomi ani duruşa geçerse yüksek asgari ücret yüksek işsizlik doğuracak. İşsizlik de kaçınılmaz bir şekilde artacak. Sanki işveren bütün işçileri maliyeti ne olursa olsun istihdam etmek zorundaymış gibi bir hava var.. Ücretleri popülizme kapılmadan belirlemek lazım açıklanan nedenlerle. Belli süre cefa çekilmeden sefa, külfetsiz nimet olmayacağını aklımızdan çıkarmamız lazım. Bedava peynir fare kapanında bulunur.. Keyifli bir hafta diliyorum herkese..

Günün atasözü: Taşıma suyla değirmen dönmez.

Not: Döviz (dolar, euro vb.), borsa ve ekonomiye dair yukarıda geçen yorumlar bir yatırım tavsiyesi değildir ve yaşayabileceğiniz kayıplardan zararlardan yazar ya da ekranhaberi adlı haber sitesi sorumlu değildir. Paranızla yatırım yapmak için lütfen finansal danışmanlardan tavsiye almak ya da kendi finansal kapasitenizi geliştirip öz kararlarınızı almak sizin ve okuyucuların daha isabetli yatırım yapmasını sağlayabilir. 

Sivri Dil