Adam durup durup bir şey saçmalıyor. Enflasyon olmuş hiperenflasyon; enflasyon %187, açlık sınırı 7500tl, dolar 18.61 TL olmuş, sığınmacılar 10 milyonu geçmiş, gençler işsiz,liyakatsizlik tavan, eğitim ve adalet bitik,insan haklari zorda, yolsuzluk gani, başörtüsü diyor Herifin teki. Diyen de Cumhuriyeti kuran partinin başındaki zat. Kemal beyden bahsediyorum.
Yazın Meclis kapalıyken üç ay gezmiş; ülkenin en önemli sorununun baş örtüsü sorunu olduğuna karar kılmış. Belki masadaki beşli de hatırlatmıştır. İktidar derin yolsuzluk, bataklık çukurunda debelenirken, ülkedeki tüm kurumlar tel tel dökülürken, yapısal çöküş devletin tüm bacalarını sarmışken, kahti rical (devlet adamı yokluğu) her yerde hissedilirken; millet dönüp muhalefetten bir ümit beklerken hale bakar mısın? Yazıklar yazıklar yazıklar olsun. Artık bu ülkede sadece iktidar değil muhalefet de milli güvenlik meselesi haline gelmiştir. Mevcut iktidar ve yardakçısı muhalefetle Türk milleti tarihin çöplüğüne, batık devletler müzesine gönderilecektir er ya da geç; yakın ya da uzak gelecekte.
Güzel ve yalnız ülkemde başörtüsü sorunu yok ki, olmayan bir sorunu açmak yerine var olan açlık,yoksulluk,enflasyon,işsizlik,yüksek enerji maliyetleri gibi,halkın somut sorunlarına yoğunlaşmak gerekirken türban meselesini açmak nasıl bir aymazlıktır? Allah aşkına etrafınıza bakın, en basiti bir kız çocuğunuz varsa zaten biliyorsunuzdur: Başörtüsü takan kadın mı kaldı; en azından hangi genç kız baş örtüsü takıyor? Kadınlar özgürlüğün sıcak ve canlı tadına varmış bir kere alırlar mı o örtüyü başlarına artık! İran’ı görmüyor musunuz? Başörtüsü takmayacağız diye sokakları yakıyorlar. Özgürlük ateşini yakan İranlı kadınlara ve onlara destek veren erkeklere selam olsun.
Kemal beyin devletin en küçük zerresine kadar hakim olsa da, artık %30'un altına gerileyerek ağır bir seçim yenilgisine gitmekte olan AK Parti'ye ve onun %5'lerde dolaşan ortağına attığı can simididir bunun adı. Bu can simidini, siyasi ömrünü çoktan doldurmuş muhalefetteki %1'lik islamcı SP ve anketlerde %2-3'ün üzerine çıkamamış iki şahıs partisi diğer islamcı partilerin ittirmesiyle yaptığını göz ardı etmeyin. Türkiye'de cumhuriyetin, demokrasinin, laikliğin tasfiyesi, tıpkı bugün yaşanan gibi, çok küçük oylara sahip, Türkiye cumhuriyetinin kuruluş felsefesine yabancı ve muhalif dinci/faşist partilere verilen tavizlerle başlamış ve bugünlere gelmiştir.
Ömrünün sonbaharında, cumhurbaşkanı olma hayalleri içindeki Kemal bey, kendi adaylığının yolunu açmak üzere hiç birinin Türkiye toplumunda yaygın karşılığı olmayan dinci/sağcı/milliyetçi partilere taviz vermiş görünüyor. Kökeni Anadolu ve Trakya Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerine dayanan Cumhuriyet Halk Partililer; tabanınız hala devrimci, aydınlanmacı, cumhuriyetçi ve laik kitlelerden oluşuyor. Onlara ve tarihe karşı sorumluluğunuz var.
Televizyon kanallarında bir masanın etrafında alınmış ve bir evin mutfağından duyurulmuş, inanmadığınız bir siyaset horozlanmasına sahip çıkmak yerine tabanınıza ve tarihe karşı sorumluluğunuzun gereğini yerine getirin. Belki bir siyasi karambolda payınıza milletvekilliği, müsteşarlık, danışmanlık düşer, ama bu şekilde çoluğunuz, çocuğunuz, dört sülaleniz kurtulmaz.
1970'lerdeki hataların; Ecevit’in iktidar için MSP ve Erbakana, ve milliyetçi azınlığa verdiği tavizler; bedelini en az iki nesil ödedi. 2020'lerde hata yaparsanız, tarih sizi 2. defa affetmez.
Sansür yasası son sürat meclise sevk edilirken, bir tutam kalmış özgürlüğün canına ot tıkamaya ahdetmiş iktidar, muhalefet saçlarını tarıyor. Rezillik. Sansür Yasası Meclis'ten geçecek görünüyor. Bu yasa gayet açık ki, seçim yaklaştıkça yaptıkları algı operasyonlarına ve yalanlara karşı gerçekleri bilgiyle açıklayan muhalif hesapları ceza ile korkutmak ve gerekirse susturmak için çıkarılıyor. Bunun zaten konuyla ilgili herkes farkında.
Yasalaştıktan sonra belki bir süre hiçbir değişiklik, yargılama olmayacak.Hatta "çok korktunuz ama bakın sorun yok" diyecekler.Sonra seçim yaklaştıkça, gerçekler siyasete göre eğilip büküldükçe, geçmişte yasal olmadan kullanılan yargıdaki tetikçiler yasal olarak kullanılacak. Yasa maddesini dikkatli okudum, gerçeği tek taraflı tayin edebilen bir "merci" varken sosyal medya kullanıcısı olarak kendinizi korumanız çok çok zor.
Bu yasanın etkilerinin yeterince anlatılmadığını ve anlaşılmadığını düşünüyorum. Örneğin seçimlerde falanca partinin sandık müşahidi oy sayımına alınmasa duyamayacaksınız. Ya da bir ilde mühürsüz oylar sayılsa yeni Türkiye'de hangi kaynaktan bunu öğrenebileceksiniz? Sosyal medya olmasa geçen sene orman yangınlarına uçaklarla müdahale edilmediğini, nedenini öğrenebilir miydiniz? Müzisyen öldürüldüğünde bu yasa olsaydı okuyacağınız belki "barda kavga" başlıklı bir haber olurdu. Konvansiyonel medyayı, devlet kurumlarını ele geçirmiş bu rejimde, içinde yanlışlar olsa da, iktidar aleyhine gelişmeleri haber alabildiğimiz tek mecra sosyal medya idi ve bunu sansürleyecekler. Gözü kör, kulağı sağır, gerçeklerden bihaber bir toplum olacak.
Bu yasaya en çok gerçek muhalefet partileri karşı çıkmalı ve yasalaşmasını her ne pahasına olursa olsun engellemeliydi. Çünkü bundan sonra iktidarın yaptığı yanlışları okuyamayacak, paralel evrende yaşayan bir topluma gerçekleri anlatmaları çok zor olacak. Ama ne yaptılar? AK Partinin hazirandan beri çıkaracağı belli yasa için ne doğru dürüst halkı bilgilendirdiler, ne protesto, ne de Mecliste tepki ürettiler. Artık çok geç.
Ülkenin demokrasi içinde kalarak yaşam sürem içinde gerçekten düzelmesi için ümidimi de büyük ölçüde kaybettim. Ezeli çoğunluğun derdi ekonomi, biliyorum, ama asıl facia yargıda ve maalesef bu bilinçsiz halk ve siyaset esnafıyla düzelme şansı da çok çok az.
Bravo size ey muhalefet ve iktidar; köşeleri tuttunuz, buldunuz büyük bir ahlaksız ve cahil kitle, orta oyununa devam edin. Ülkeyi biriniz yıktınız, diğeriniz de önünü açıp, tepkileri sönümlendirdiniz. Tarih yazacak.
Batı Tayyip Erdoğan aleyhine -bir sebeple- devreye girip para trafiğini kesmezse muhalefetin, bu performansı ile seçimi kazanma şansını çok düşük görüyorum. Reis paraya ulaşabildiği sürece iktidarda kalabilir. Yenilemez olduğundan değil, bu muhalefet yüzünden.
Muhalefetin bence hem altı benzemezden oluşan yapısı, hem oyun planı, hem liderleri, hem seçmenle iletişimi yanlış/yetersiz. Rakibin çok zayıf olduğu son bir senede zamanı çok kötü kullandılar, seçmene ekonomi ve sığınmacılar konusunda güven verici bir çözüm sunamadılar. Bundan sonrası için de kalan sınırlı zamanda işleri çok zor. İktidar devleti tamamen ele geçirdiği ve adil bir seçim olmayacağı için her türlü manipülasyonu göreceğiz. Umarım yanılırım. Muhalefetin seçimi kazanırsa eğer iki nedenle kazanır. Birincisi hep küçümsenen halkın sağduyusu. İkincisi ise ekonomik buhranla iyice tahrip olmuş satın alma gücünün daha da kötüleşme ihtimali. Diğer deyişle muhalefet seçimi kazanabilir. Fakat bu kesinlikle kendi başarıları olmayacak. İktidar kalsın mı gitsin mi seçimi olduğu için bu son seçim. Bekleyip göreceğiz. Nasıl olsa beklemekle geçti ömrümüz. Biraz daha bekleriz.
Son söz: Bir ülkede şirket aklı kıtsa, devlet aklı olur mu?
Not 1: Dünyadan tam kopuşu şüpheciler gerçekleştirmişlerdir. Dünyayla olan tüm ilişkilerim “değersizdir ve hakiki değildir.” Timon der ki: “Dünyada elde ettiğimiz duyum ve düşüncelerin hiçbiri hakikat içermez.”
Biricik ve Mülkiyeti, Max Stirner
Not 2: “Ölümlü insan için sağlık en değerli servettir, sonra güzellik, üçüncüsü hilesizce kazanılan zenginlik ve dördüncüsü de genç dostlar arasında topluca yaşananların hazzıdır.”
Tüm bunlar yaşamın servetleridir, yaşamın hazlarıdır.
Biricik ve Mülkiyeti, Max Stirner
Not 3: Doğru Yönetici, “dümende sakince oturan ama hiç dümen çevirdiği görülmeyen” insandır. (Cicero)