Geçtiğimiz günlerde Yalıkavak’taki evde balkondan film izler gibi tekne kazasını izlerken, Tan Taşçı’dan mesaj geldi. Mesajlaşmanın devamında anladım ki, Tan Bodrum’da ve kitabını nihayet imzalatacağım...

Sevdiğim yazarlara kitaplarını öyle ya da böyle mutlaka imzalatmak gibi bir huyum vardır.   Tan Taşçı ve Ezgi Durmuş’un yazdığı “Eve Dönüş” kitabı da ilk çıktığı günden bu yana imzalatmak istediğim kitaplar arasındaydı. Yazar Tan Taşçı ile buluşmalarımız hep ani geliştiği için kitap yanımda olmayınca imzalatamadım. 

VEGAN... CİDDİ ROL MODEL

Tan Taşçı ile son Yalıkavak buluşmamızda, nihayet kitabını imzalattım ve aylar sonra da olsa imzalı kitaplar kütüphaneme eseri de katmış oldum.  
Tan Taşçı’nın ülkemizde müzik hayatındaki başarılarının yanısıra “Vegan” olarak da ciddi bir rol model olduğunu tüm ülke olarak yakından izliyoruz. Yazdığı şarkıların etkileyici özelliğinin dışında, bu kez Ezgi ile kaleme aldığı kitap oldukça sürükleyici...

BALKONDA KİTAP SOHBETİ

Sanatçı şarkılarını dinleyen kitleye, bu kez yazar olarak “Oku” diyor. 
Bugün sizlere Yalıkavak’taki evimin balkonunda yaptığım mini kitap sohbetini yazmak istedim.  
Tan Taşçı ile müzik kariyerinin dışında bu kez yazarlık kariyerini ele aldık.  
Öylesine dokunaklı şarkı sözlerine yazan, o şakırların her satırında insanlığın kalbine dokunan kişinin kitabıda o tatta olduğunun altnı çizmek isterim. 
Buyurun hadi bugün de buradan yakalım;

+ Neden “Eve Dönüş?”  
Hayatlarımız bir eve dönüş yolculuğudur. Hepimizin ortak kaderidir. Başını sonunu bilmediğimiz, kendimizi tam ortasında bulduğumuz bir yolculuktayız. Ben o yerin adını “EV” koydum. Çünkü tatile gitmek bile geri dönecek evin varsa anlamlı olur. Nereye gidersen git, hep döneceğin yer evindir.  

"YAZMAYA BAŞLAMIŞTIM"

+ Kitap yazma fikri nereden çıktı?  
Ben yepyeni bir kitaba başlıyormuşçasına kafamda paragraflar oluşturup hayaller kurarken, bir anda Ezgi çıkageldi. Benimle bir kitap yazmak istediğini söyledi. İçimde uzun zamandır çıkmayı bekleyen bir ejderha varmışçasına atladım bu kitap yazma fikrine. Zaten kafamda kitabı yazmaya başlamıştım.  

+ Kitap yazmaya devam edecek misin?  
Evet! Yazmak güzeldir.  

+ Armağan Çağlayan ile Ezgi ve senin fotoğrafının altına “Hayatı okumayı bilenler tesadüflere inanmaz” yazmışsın. Çok güzel bir kelime, bu kitap bir tesadüf mü?  
Ezgi, bunu kitapta yazdı. Okuduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınız. Armağan ile programınızı izlemesi, sonrası ve kitap yazmaya başladığımızda karşılaşmamız. Sen biliyorsun hikayeyi...  

Whatsapp Image 2024 09 15 At 11.37.55 (2)

(Tan Taşçı’nın Gümüşlük’teki Bu Da Vegan evinde. Klibinde kullandiğı araç)

Evet, gerçekten ben biliyorum hikayeyi. Tan ile buluşmamızda Ezgi Durmuş olmadığı için bu kitabın yazı hikayesini kitaptan minik alıntılarla aktarmak istiyorum.  

TAN'DAN ETKİLENİYOR

Ezgi Durmuş, Armağan Çağlayan’ın YouTube’da yayınladığı “Gör Beni” programına konuk olan Tan Taşçı’yı izliyor. O programda Tan Taşçı’nın söylediklerinden o kadar çok etkileniyor ki, program bittiğinde çok yakın bir arkadaşına “Nasıl yaparım bilmiyorum ama ben Tan Taşçı’yla kitap yazacağım...” diye mesaj atıyor. Arkadaşı ise “Tamam...” yazıp konuyu kapatıyor. Ve Ezgi bu dileğinden tam dört gün sonra Tan Taşçı ve ekibiyle kahvaltıda bir araya geliyor ve sonrası malum, bu kitap ortaya çıkıyor.  

ARMAĞAN ÇAĞLAYAN'LA KARŞILAŞMAK

Hikayedeki ilginçlikler daha bitmedi.  
Kitabı yazmak için İstanbul’dan Bodrum’a doğru yola çıkıyorlar.  
Tan’ın elektrikli arabasını şarj etmek için yolda duruyorlar ve Armağan Çağlayan ile karşılaşıyorlar.  
Kitapta o anı şöyle anlatıyor; “Şarjımız bitmek üzere olduğu için durmaktan başka şansımız da yoktu. Tam ineceğimiz esnada Tan, tesise doğru yaklaşan bir arabaya bakıp ‘Armağan değil mi o?’ dedi.  

Whatsapp Image 2024 09 15 At 11.37.54

KAÇ ARMAĞAN TANIYORSAM?

‘Hangi Armağan?’ diye sordum afallayıp. Kaç tane Armağan tanıyorsam sanki!”  
Ezgi’nin Tan Taşçı kitabını yazmasına vesile olan programın yapımcısı Armağan Çağlayan’ın karşılarına çıkması ilginç bir tesadüf yaşanmasına neden oluyor.  
Ezgi Durmuş, 20 Ekim 2022 tarihini düştüğü kitaptaki yazısında şöyle diyor;  
“...Armağan Çağlayan’a rastlama ihtimalimiz olabilir miydi hiç?"
Olabilirmiş!  
"... Yola çıktığımız gün yaşadığımız bu karşılaşma, hayatın bana ‘Doğru yoldasınız...’ deme şekliydi.”  
Tan, Armağan Çağlayan ile o tesiste karşılaşmanızın sonunda mı kitap ismi ortaya çıktı?  

"EEE, SİZ NEREYE?"

Armağan, “İstanbul’a gelişin tek güzel yanı, eve dönüş yolu...” demişti. O tesiste yemekler bitti, çaylar ikram edildi. Armağan ikimize de kısa bir bakış atıp “Ee siz nereye?” diye sordu. O esnada Ezgi ile birbirimize bakıp “Eve dönüyoruz...” dedik. Eve Dönüş kitabının her satırı bir hikaye oldu.  
Türkiye’de veganlık Tan ile bütünleşti. Vegan olmayı toplumun geniş kesimi zor, yapamayacağı, başaramayacağı, disiplinli bir yaşam olarak görüyor. Sence?  

Whatsapp Image 2024 09 15 At 11.37.55 (1)

İNSAN, YEDİĞİ ŞEYDİR!

Aslında vegan olmak bir zorluk değil, aksine huzur ve kolaylık sağlıyor insana. Bu bilinçle bakınca daha huzurlu doyuyorsun. Değişim tek bir seçimle başlar. Senin gözünde o kadar küçük, cılız bir seçimdir ki, bir türlü değişime sebep olabileceğine inanmaz ve arkasında durmazsın yaptığın bu seçimin. Beslenme hayatımızın en temel ve önemli ihtiyacı. Bu kadar önemli bir ihtiyaç da gelişigüzel karşılanmamalı. Ludwig Feuerbach ne güzel söylemiş: ‘İnsan, yediği şeydir...’”
Kitapta da kendi kendine sormuşsun, “Peki abi proteini nasıl alıyorsun?” diye. Şimdi de ben aynı soruyu sorayım.  
Bu soruya gelince, “Protein az bir oranda da olsa biberde bile var. Rahat olalım. Kuru fasulye, nohut, mercimek yersen vücudun için zaten daha kaliteli protein yok. Et yiyerek sadece bazı atıkları yeniden işliyorsun vücudun içinde.  

O YERİN ADI "EV"

Buda Vegan nasıl gidiyor?  
Bu alanda güzel sürprizler yakında. Gümüşlük’te bunun için yoğun ve güzel çalışmalarımız var. Sen gelip gördükten sonra çok şey değişti. Yalıkavak’tasın çok yakın gel gör. 
Bu sohbetin son sözü senden gelsin Tan Taşçı.
Çoktandır devam eden, ancak yeni fark edeceğin bir yolculuktan bahsedeceğim sana...
Öyle ki hepimizin ortak kaderidir bu yolculuk. Belki de bu yüzden yakınız birbirimize. Aynı yolcu otobüsünde yolculuk ettiği insanların mola noktasında görüp tuhaf bir yakınlık hisseden, aynı adrese gittiğine emin olduğu için birbirine sıcak gelen insanlar gibiyiz. Samimiyetimizin ve ortak umudumuzun asıl sebebi bu. Başını ve sonunu bilmediğimiz, kendimizi tam ortasında bulduğumuz bir yolculuktayız ve tek bilğimiz şey, hızla bir yere döndüğümüz. Ben o yerin adını “EV” koydum. 

Whatsapp Image 2024 09 15 At 11.37.55

NOT: “Eve Dönüş/ Tan Taşçı - Ezgi Durmuş, Destek Yayınlarından çıktı. Tüm kitapçılarda satılıyor.”