SİYAD’ın merdiven altında, tuvalet önünde ödül töreni

Volkan Yüksel

11.03.2025 - 15:09 Yayınlanma

11.03.2025 - 15:20 Güncelleme

Kısa adı SİYAD olan “Sinema Yazarları Derneği” önemli ve ciddi kurumların başında gelir.

SİYAD Sinema Ödülleri ise özellikle Türk sineması için büyük önem taşır.

Atila Dorsay, bu kurumu var eden önemli bir duayen ve değerli büyüğümüzdür.

Hepimizin hayatında Atila Dorsay’ın büyük bir yeri vardır.

Özellikle Oscar gecesi Atila Dorsay ile Tuğrul Eryılmaz’ı izleyerek büyüyen bir nesil olduğunu hatırlatmama gerek dahi yok.

Geçen akşam İstanbul Modern Müzesi’nde 57. SİYAD Sinema Ödül Töreni’ne katıldım.

Büyük bir hayal kırıklığı yaşadığımı yazmadan geçemeyeceğim.

Bu tarz törenleri organize etmek, inanın, kolay değil; maddi boyutu özellikle son yıllarda ciddi sorun oluşturuyor.

Kimse işin ucundan tutmuyor, önemli bir kültürü var etme çabası içinde destek olmuyor.

Tüm bunların elbette farkındayım.

Ama 154 kişilik salona 300 kişi davet edip, 250 kişi gelince insanları tuvaletin önünde, merdiven altına hızlıca çekilen minderlerin üzerine oturtup töreni izletmek doğru değil.

SİYAD Ödül töreninde işte tam bu yaşandı.

Tören saat 20.00’de başlayacaktı; geçen sene de aynı sorun yaşandığı için 1 saat önce gelip yer kapan, koltuklara arkadaşları için montlarını bırakan davetliler vardı.

Salonda oturacak yer bitince ayakta kalanlar salon dışına çıkarıldı ve tuvalet kapısının olduğu yer ile merdiven altına minderler çekildi, küçük bir ekrandan izlemeleri istendi.

Merdivenden inip çıkanların ayakkabı tozlarını soluyarak insanlar töreni takip etti.

Üstelik izleyenler arasında ünlü isimler, oyuncular, gazeteciler ve öğrenciler de vardı.

Yani davetli olmayıp, gecede oturacak koltuğu bulunmayan, ünlü görme merakı için gelen fanlar filan değil.

Davetli olan sinemaya emek ve gönül veren insanlardı.

İstanbul Modern’de merdivenden inip çıkanların ayakkabı tozlarını soluyarak insanlar töreni takip etti.

İstanbul Modern Müzesi’nin ev sahipliği inanılmaz kötüydü.

Salonu ricayla hatır için verdikleri çok belli oluyordu.

Oya Eczacıbaşı gibi dünyada otorite olmuş bir kişinin başında bulunduğu müzenin ev sahipliği kesinlikle bu şekilde olmamalıydı.

Yıllarca New York’ta MoMA ya da Whitney Museum’da bu müzelerin kendi organizasyonları dışında özel etkinliklere de katıldım.

Hepsi inanılmaz nazik ve organizeydi.

Kaldı ki İstanbul Modern yöneticilerini de dünyanın çeşitli müzelerinde bu tarz etkinliklerde görürdüm.

Demek o katılımlar pek fayda sağlamamış.

İstanbul Modern, SİYAD gibi önemli bir kurumun töreninde bayat fındık ve içi kurumuş Siirt fıstığı ikram etmeyi, Nuri Bilge Ceylan, Atila Dorsay gibi insanlara kapıdan girerken fabrika yemekhanesi gibi bira fişi vermeyi davet saymaları beni çok şaşırttı.

Müze yetkililerini aradım; telefona çıkan görevli “Mail atın, derdinizi yazın…” benzeri bir şeyler söyledi.

Gelelim SİYAD’a…

Yıllar önce TV kanalları bu ödül törenini canlı yayınlamak için yarışa girerdi.

Lütfü Kırdar’da yapılan geceyi unutamam.

Özen, özveri, SİYAD’ı var etmek kadar, Türk sinemasına da büyük saygı açısından önemliydi.

Tüm bu eleştirilerim, önem verdiğim bu kurumların varlığını başarılı şekilde sürdürmesi içindir.

Umarım önümüzdeki yıl Atlas Sineması’nda, Cemal Reşit Rey ya da Beyoğlu Sineması’nda daha sistemli bir çalışmayla düzenlenir.

Detay Fotoğraf-1432

Nurgül Yeşilçay'ın güzelliği, Hale Soygazi'nin zarafeti, Nur Sürer ve Nuri Bilge’nin konuşması, Can Bartu’nun kıyafeti…

Gelelim ödül törenine.

Gecede ödül alanları aşağıda yazdım.

Tabii, kılık kıyafet konusuna girmeyeceğim.

Bu, yıllardır tartışılan bir konu.

Bence özen gösterilmeli.

Yardımcı En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanan Can Bartu Arslan, sanırım ilk SİYAD ödülünü aldı.

Sahneye özensiz bir deri montla çıktı.

Kariyerinin başında, yıllar sonra anı kitaplarında kullanacağı bir fotoğraf, daha deneyimli bir oyuncu olacağı yıllarda paylaşacağı güzel bir anı; ancak kıyafeti o sahneye çıkıp ödül almaya hiç uygun değil.

Gecede Nur Sürer, En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldı.

Kürsüye çıktığında “Dizi seti kıyafetimle geldim, buradan çalışmaya gideceğim” dedi.

Nur Sürer, “Geçenlerde sansür eylemi yaptık, polisler sinemacılardan daha fazlaydı, hatırlatayım” dedi.

Gecenin zarif insanı Hale Soygazi, eşi Murat Belge ile gelmiş.

Murat Hoca’yı görmekten büyük keyif aldım.

Ayaküstü sohbet ettik.

Hale Hanım, onur ödülünü yazar Ahmet Ümit’in elinden aldı.

Siyah gala kıyafetiyle gelmiş.

Gecede Nurgül Yeşilçay da ödül törenine katıldı ve sahnede ödül verdi.

Nurgül de hem çok güzeldi hem de zarifti.

Törende Nuri Bilge Ceylan’ın söylediği bir konuyu da hatırlatmak isterim; Nuri çok haklı, “Sadece vizyona giren filmler yarışmasın, çeşitli nedenlerle vizyona giremeyen filmler de SİYAD’ın yarışmasında yer almalı” dedi.

Detay Fotoğraf-1433