İnsan, dün yediği acı biberi bugün anımsadığında ağzı yanmaz...
Hayat, geçmişte değildir; gelecekte pusu kurmuş bizi bekliyor...
Bekliyor da gelecek artık eskisi gibi değil.
Eski evler, eski sokaklar, eski sohbetler, eski kentler, eski sofralar, eski dostluklar…
Hep anılarda kaldı.
Oysa o güzellikler o zamandı, bu zamanın güzelliklerini ara bul, sök çıkar yaşa.
Bu zamanın güzelliklerini hisset.
Var mı?
İnsan, içinde yaşadığı ülkesini özler mi?
Ben özlüyorum, arkadaş!
İstanbul’da gezerken benim olan İstanbul’u özlüyorum.
Beyoğlu'na her gittiğimde benim olan mekanları özlüyorum…
Bir zamanlar sokakta kartopu oynayan çocuk, artık kıştan ürker oldu.
Bir zamanlar sokakta yürüyen kadın, artık sokaktan korkar oldu.
Bir zamanlar kahkaha atan insan, artık nefes almak istemiyor.
Biz zamanlar; “Aman be hadi kalk kaynaşalım kız” deyip; “Çakkıdı çakkıdı oynaşalım kız,
Azıcık alttan azıcık üstten hoppidi hoppidi,
Hoplatalım kız” diye devam eden şarkılar nerede?
Güz hüzünle özdeştir.
Artık hüzün hayatımızın odağında.
Bir haftayı geçti, Stockholm’dayım.
Sokaklarında serserilik yapıyorum.
Eskiden hayat ne güzelmiş…
Gün gelip İstanbul’a eskileri yakıştıracağım aklıma bile gelmezdi.
Ruhumda eskilere tutunup, yarını inşa etmeye çalışıyorum.
Yaşamak kısa ve gelgeç bir süreç.
Geçmişe özlem, kişinin yaşamında zaman geçtikçe damak tadına dönüşüyor.
Yüreğimde Narin’in acısı dinmek bilmiyor.
İstanbul’un yanı başında Gebze’de acımasızca katledilen minicik bir yavru köpek…
Kim bilir adı “Lokum” ya da “Kral”.
Minik burnu, kocaman kulakları.
Zıp zıp kuyruğu…
2024’te yok edilişi aklımdan çıkmıyor.
Sezen Aksu yeni kaset çıkarmış
Kulağımda Sezen Aksu’nun kasetindeki yeni şarkısı “Üşüdüm” çalıyor.
“Baharıma kış geldi aniden,
Yeşeremedim bu sene,
Geceler yastığımda karabasan,
Beceremedim desene” diyor Sezen.
Öylesine kalbime işliyor ki, İsveç’in soğuk havası bile vız geliyor.
Özlüyorum…
Sezen Aksu’nun zıpır şarkılarını, konserlerini, gülmekten altımıza işeten o kadını.
Ağıt gibi bir şarkıyla yine bizi ezip geçiyor.
Sezen, edebiyat, aşk, tutku, hüzün…
Sezen, kocaman bir medeniyet.
“Yeni Yılda Birlik Olalım,
Dünyaya Akıl Almaz
Bir Şey Getirelim.”
Bu mesaj bana ve diğer öğrencilerine ömürlük okulum Üstün Barışta’dan geldi, benden de size gelsin.
Kutlamayı bilahare yaparız.
Aklımda, fikrimde, kalbimdesiniz…” diyen bir bilge.
“Tut bir ucundan kederimin, telaşsız,
Sus, her söz anlamsız,
Bir şefkatli dokunuş yeter”
diyecek kadar hayatı nakış gibi ince ince dokuyan, kanaviçe gibi tek tek işleyen bir şifacı.
“Sezen Aksu yeni kaseti çıktı.”
Başa sarıp dinliyorum.
2025’in hediyesini aldım, kabul ediyorum.
Üşüdüm.
Söz - Müzik: Sezen Aksu
Düzenleme: Erdem Sökmen, Arto Tunçboyacıyan, Mert Alp
Klasik Gitar: Erdem Sökmen
Perküsyon & Vokaller: Arto Tunçboyacıyan
Flüt: Mert Alp
Kontrbas: Kağan Yıldız
Kayıtlar: Murat Bulut, Okay Barış
Mix - Mastering: Murat Bulut
YouTube linkini bırakıyorum;
https://youtu.be/laxsz4eHWvY?si=k29DPlBcg5BrguFD
Yılmaz Erdoğan’dan BKM’nin 30. Yılına Özel Kitap
2025’te 30. yılını dolduracak olan BKM, yirminci yılı için hazırladığı ‘BKM Sahnede 20 Yıl’ ve ‘Hayalciler Birliği’ yayınlarının ardından, 30. yılı için yine eşsiz ve tekrarı olmayan bir yayına imza atıyor: Yönetmen Yılmaz Erdoğan, Sinema Benim Çocukluk Arkadaşım…
Hazırlıkları yaklaşık 1 yıl süren proje; şair, yazar, senarist, oyuncu ve yönetmen olarak çoklu yetenek kimliği taşıyan Yılmaz Erdoğan’ın, 2000’li yıllar Türkiye’sinin popüler kültürüne damga vurmuş, sinemamızın ana akımını, eğilimlerini şekillendirmiş, hikâyelerin, karakterlerin öne çıktığı, unutulmaz diyalogları, anları ve sahneleriyle toplumsal hafızada yerini alan 8 özel filmin etrafında şekilleniyor.
2001 yılında çektiği ilk filmi Vizontele’den bugüne yönetmen koltuğunda oturduğu 8 film üzerinden Erdoğan’ın yönetmen kimliğinin geniş bir perspektiften ele alındığı kitap, sinema eleştirmeni Mehmet Açar ve uzun yıllar Sinema Dergisi genel yayın yönetmenliğini yürütmüş, ardından Sinematek’in oluşumunda yer almış sinema yazarı Senem Erdine tarafından hazırlandı. Bu kitabın proje yaratıcısı BKM’nin CEO’su Zümrüt Arol Bekçe, genel yayın yönetmeni olarak projeyi baştan sona yönetirken, kitabın tüm tasarımı Türkiye’nin en değerli grafik sanatçısı Bülent Erkmen tarafından yapıldı.
Kitabı okumadım yorum yapamam ancak böyle bir kitap çıktı haberiniz olsun.