FED toplantı tutanaklarından ne çıktı? Faiz artışına devam edileceği, önceliğin enflasyonla mücadele olduğu ve bunun için ödenecek bedellerin, enflasyonun kalıcı olması halinde ödeneceklerin yanında çok az kalacağı ifade edildi. Faiz artırımlarına devam anlamına geliyor. Diline dibine..

ABD enflasyonu kontrol altına aldı gibi. Ama 2 kere daha 0.75 çakarlar. Ve ardından uzun süre sabit kalır faiz.

Tabii, bu uğurda, tüm para birimlerini çökerttiler.

Bazı man kafalar vardı, İngilizce bile bilmeden ÜSTAD olmuşlar, ABD asla faiz arttıramaz diyorlardı.

ABD'nin çok borcu varmış, faiz artamazmış.

Halbuki, FAİZ artınca, BORÇ azalır. Ödemesi sabittir.

Tasarruf eder, fiyatı geberen borç kağıtlarını toplarsın.

Böyle GERZEKLER üstadım diye geziyorlar.

Devlet kararı ve Kemal beyin ABD seyahati:

Erdoğan'dan sonra Kemal Kılıçdaroğlu'nu da Washington DC'ye çağırdılar. Amerikan devleti seçimlerden önce hepsiyle konuşuyor. Amerika askıda tuttuğu Halbank davasını düşürürse burada Amerika'nın kararı Erdoğan olmuştur ve CHP'ye yine kaybedeceği bir adayla çıkması istenecek.

Devletin burada Erdoğan'ın kalması için 300 milyar dolar bulması lazım. Bu para ekonomiyi rahatlatacak ve halkı da sakinleştirecektir. Katarlı Çinli tefecilerden bu para çıkmaz. Amerika'da yalnız bu para var. Seçimlere yakın Ankara komple Washington DC'yi yol eder.

Erdoğan olmasaydı bu devlet FETÖ operasyonlarını böyle yapamazdı. Sen bir Müslüman ülkesinde bira içen, kadınlara erotik seks şiirleri yazan Muharrem İnce'yle başörtülü kadınlara kelepçe takamazsın ama bir ihvancıyla bunu yaparsın. Devlet bu nedenle Erdoğan'ın kalmasını istiyor.

Muhalefetin elinde Ekrem İmamoğlu gibi bir adam var. İstanbul seçimlerinde onu arka arkaya yenmiş bir adam o ama işte muhalefet de Joe Biden'ın ağzına bakıyor. Amerika "Erdoğan kalacak" derse CHP yine Muharrem benzeri kaybedeceği bir adayla seçime gidecek. ABD Erdoğan gidecek derse hem dolar vermez hem de Ekrem beyi aday göstettirir.

Son söz: Bir kez daha: Hayal kurmayın, umut etmeyin, önleminizi alın. "Geliyor, gelmekte olan".  

Su kaynamaya devam ediyor ve kurbağa hala sıçramıyor. Ucu bucağı görünmeyen bu karanlık tünelin sonuna yakın bile değiliz.

Not 1: AŞI savunan doktorların, son 2 yıllık SERVET değişimleri incelenmeli.

Not 2: Bazen beklemek ve özlemek o görkemli kavuşmalardan daha değerlidir. Kavuşmak nefsi tahrik eder. Özlemek ise ruhu tahrik eder. İşte bu nedenle görkemli bir olgunluğa erişmiş bedenler ve ruhlar beklemeye tahammül eder. Onu bilgiye ve olgunluğa dönüştürür.

Not 3: Müslümanların ilk dönemlerinin tarihini okurken biz Müslümanlar ve özellikle Arap olmayan Müslümanlar çoğu kez insanlık hallerini yok sayarak değerlendiriyor bazen duygularımızın bazen de ön kabullerimizin esiri oluyoruz.
Halbuki Araplar kendi tarihlerinin bir aşaması olarak gördükleri bu döneme bizden çok daha gerçekçi bakmakta ve rahatlıkla eleştirebilmektedirler. Mesela bizim çoğu kez duygularımıza esir olduğumuz Hz. Ali ile Muaviye, Hz. Hüseyin ve Yezit arasındaki mücadeleye çok fazla gerçekçi ve materyalist bir şekilde ele alabiliyorlar. Hatta bazen o kadar gerçekçi ele alıyorlar ki insanın sinir olmaması elden gelmiyor. Olan biteni basit bir iktidar mücadelesine indirgeyerek iki büyük ailenin, Kureyş’in kendi ars

Not 4: Kürdistan'ı kurmak istese Amerika bir gecede kurar. Kimse de buna sesini çıkarmaz ama o bunu istemiyor. Kürtleri ve Yahudileri burada "Size devlet kuracağız" diye kandırıyorlar. Amerika'nın istediği gerçekte İstanbul'dur. Büyük Ortadoğu Projesi de gerçekte budur.

Not 5: Uğur Şahin'e 10 milyar korona aşısı ürettirdirler ve bu aşılar belli bir soğuklukta kalması gereken genetik aşılar. Onların beklemesi para. Onların çöpe gitmesi ayrı bir para. İşte bu nedenle koronayı güncelleyip bu kış tekrar piyasaya sürecekler. O kadar aşının satılması gerek.

Not 6: Aşk dışındaki bütün teklik sevdaları beladır. Bu yola girenden zaman intikam alacak ve o bağlandığı onun en büyük belası olacaktır. Tek biriyle dost olduysan o sana ihanet edecek, tek bir yere yatırım yaptıysan o sana bunalım olarak dönecektir.

Not 7: İktidar yer değiştirdiğinde, yeni muktedirlerin, medyayı yeniden düzenlemek için işte böyle bir yasaya ihtiyaçları olacak.
Ağır bir iddia ve itham bu, farkındayım.
Eğer yanılıyorsam -ki elbette yanılabilirim- birilerinin bana son gün Meclis’te meydana gelen AK Parti ile CHP sözcüleri arasındaki atışmayı açıklaması gerekecek.
Son zamanlarda TV tartışmalarında da sıkça yer aldığı fark edilen bir AK Parti milletvekili, muhalefetin itirazları üzerine, kürsüye çıkarak, yasalaştırmak istedikleri teklifi bir yabancı ülkenin temsilcileriyle konuştuklarını açıkladı.

İktidar adına kürsüye çıkan AK Parti sözcüsünün ABD’de var olduğunu söylediği yasa ile AK Parti-MHP ortak teklifinin birebir aynısı olduğuna ve Venedik Komisyonu’nun yasa teklifinin metnine esas yönünden itiraz etmediğine dair iddialarına muhalefetten karşı çıkan olmamış…
Her iki iddia da doğru değil oysa…
ABD’de bizdekine benzer bir dezenformasyon yasası yok. Mukayese edilebilecek 2016 tarihli bir yasa var, ancak o adından da başlayarak farklı bir amaca yönelik. Yasanın adı ‘Countering Foreign Propaganda and Disinformation Act’ (Yabancı propagandalara karşı çıkma ve dezenformasyon yasası). Amacı kendi halkını veya Amerikan medyasını kısıtlamak değil, Rusya’nın ABD seçimlerini etkilemeye yönelik siber faaliyetlerini engellemek olan bir yasa bu ve tamamen o konuyla ilgili 
maddeler içeriyor. 

Not 8: Yaşamı diri tutan yalanlar. Yalan olmasa yaşam da olmazdı. Bu da insan olmanın laneti..

Not 9: Dumanlı odalarda kalmışım 
Hasret basmış akşamlarımı...
İnsanlardan bihahaber yaşıyorum
Kuytuda yalnızlık ve sensizliğin muhabesi...
Anılar sofrasında vefasızlığını tutup içiyorum
Yalan bakışların geliyor aklıma
Yine kayboluyorum gözlerinde..