Yüzde 100 enflasyona yüzde 15 TL faizi verirseniz tasarrufçu sadece 1 yılda parasının yüzde 42,5’ini kaybetmiş oluyor.
Hangi akıl, hangi mantık, hangi teori tasarrufçunun 1 yılda parasının yarısını kaybetmeyi önerebilir? Ya da şunu soralım: Kim neden tasarruf etsin ki?
Tasarruf olmazsa ne olur? Bankalar bir süre sonra nereden ve nasıl kaynak bularak kredi verecek? Bir kaç yıla kalmaz ortada TL tasarrufu bulamazsınız... (Bu 1)
İyi ama negatif faizi ile asıl parası eriyen bankalar. Nominal kârlarını artırmış görülse de bankalarında bir kaç yıla kalmaz kredi verecek sermaye yeterlilik imkanları kalmayacak.
Bu modelde bir kaç yıl devam edilirse ne bankalar ne kredi verecek bir tasarruf imkanı bulunamayabilir. İşte o zaman ne olacağını çok merak ediyorum.
O nedenle diyorum ki AK Parti seçimi kazansa da bu akılla ülkeyi yönetemez. Yani yeni seçime kadar götüremez...
Düşük faiz neye yol açar? Tek kelime: VERİMSİZLİĞE
Düşük faiz bilimsellikten kopan ülkelerin tek kurtuluş reçetesidir. Verimsiz ve üretimsiz ekonomilerin tek çıkış kapısı düşük faizdir. Değersiz üretim, değersiz işçiliğin temeli düşük faize dayanır.
Hatırlarsanız Yunanistan 2008-09 küresel krizin ardından batmanın eşiğine gelmişti. Ne demişti Yunanlı MANDACI ekonomistler: “Bizi AB sonrası aşırı düşen faizler batma noktasına getirdi.”
Gerekçeleri neydi?
Düşük faiz verimsizliğe yol açmıştı.
Düşük faiz aşırı borçlanmaya yol açmıştı.
Düşük faiz hak edilmeyen refahı alışkanlık haline getirip toplumun çalışma dinamizmini kırmıştı. Sonuç ne tüm anlattıklarımızdan. Aslında düşük faiz orta uzun vadede ülkeleri batırır. Düşük faiz istihdamı artırır gibi görünse de kısa vadede uzun vadede işsizliğe çözüm olamaz. Ancak köle işçiliğine yol açar. En son olarak da düşük faiz sabit gelirlilerden ve orta sınıftan zenginlere ve hükümet yalakalarına selektif kredi (iktidara yakın şirketlere düşük faizle avanta krediler ve teşvik hibeler) yöntemi gibi afilli kelimeler kullanarak servet transferi yapmaktır.
Not 1: Küçük ihtiraslarla büyük ihtiraslar arasında da çok büyük fark yok çoğu kez. Tarihin en köklü medeniyetlerinden Çin’de İmparatorlar çok önceden insanları kontrol etmenin yolunun küçük de olsa bir şeylere sahip olmaları ve bunları kaybetme korkusuna sahip olmalarından geçtiğini görmüşler. Bir tarihçi Çin’in ilk kralları halkı toprağa yerleştirmeye çok önem verdiğinden bahseder çünkü toprağa yerleşen ve oraya bağlanan için aslolan artık o toprak parçasıdır ve onu korumak için elinden geleni yapacaktır.
Not 2: Bazıları sizinle boş zamanında konuşur. Bazıları da sizinle konuşmak için zamanını boşaltır. Farkı bilin.
Not 3: “Biz Araplar zengin değiliz. Zenginlik para değil, eğitimdir, uzmanlıktır, bilgidir. Parayı nasıl harcayacağınızı bilmiyorsanız, zengin değilsiniz. Tuğla bile yapamayan, kitap basamayan bir ülke zengin olabilir mi? Zenginlik bilgidir.” Muhammed Mannei, 1995. (Makul Yönetici 2)