Canım arkadaşım sevgili Metin Arolat ile daha birkaç gün önce konuştuk. “Hadi topla ahaliyi Nispet’e gel...” demişti. “Bodrum’da Eylül’ün tadını çıkarıyorum. İstanbul’a döner dönmez önce Yeliz’e, sonra sana geleceğiz...” yanıtını vermiştim. Son konuşmamız olduğunu nereden bilebilirdim?
Sabah uyanınca ortak arkadaşlarımız mesaj atmış; “Metin’i kaybettik...” diye.
Şok oldum! Eski mesajlarımızı okumaya başladım. 2016’da Bodrum’a bana gelmişti, evden dışarı çıkmadan çok eğlenmiştik.
Brooklyn’de yaşadığım yıllarda da buluşmuştuk. Bu tarihleri eski mesajları okurken hatırladım. Şubat 2017’de yeğeninin kızı dünyaya gelecekti; ablası Fatoş ile birlikte New York’a gelmişlerdi. Buluşacağımız gün kar fırtınası çıktı, bir araya gelemedik. O hafta Metin, New Jersey’de Demet Sağıroğlu ile buluşmuştu. Bu buluşmaya beni de davet etti ancak Brooklyn’den kar, kış kıyamette NJ’ye gitmem oldukça zordu, gidemedim.
En sonunda Manhattan’da Hell's Kitchen’da Peru restoranında buluşmuş, saatlerce gülmüştük.
Annesinin ölümünün ağırlığı hep üzerindeydi
Pırlanta gibi insandı; duygusal, neşeli, işinde başarılı, hayvanları çok seven, ailesine de oldukça bağlıydı. Sesi ve şarkıları zaten hayatımızın bir parçasıydı. Abisi Demir’i trafik kazasında kaybetmek, Metin’in en yumuşak noktasıydı. Birkaç yıl önce annesi Şükran Teyze’yi kaybetti. Metin, annesinin ölümünün ağırlığını hep üzerinde taşıyordu.
İstanbul’un ünlü Arolat ailesinin ferdiydi. Annesi Şükran Arolat Çerkes’ti. Babası ise İstanbul’un beyefendilerinden Hasan İzzet Arolat’tı. Bir amcası, Dünya gazetesinde yıllarca genel yayın yönetmenliği yapan gazeteci Osman Saffet Arolat’tı. Diğer amcası ise mimar Neşet Arolat’tı.
Ünlü mimar Emre Arolat da Neşet amcasının oğluydu. Hatta New York’a geldiğinde Emre de, o zaman NY’daydı; çok buluşmak istediler ancak bir türlü organize olamamıştık. Ailesinden geriye kalan fertler İzmir’de, kendisi de işlerden dolayı İstanbul’da yaşıyordu.
Çok erken oldu...
Şarkıları kadar, yönetmenlik alanında da oldukça başarılı bir isimdi. Reklam filmleri çekerdi. Demet’in televizyonlara verdiği röportajı dinledim. Şok diyet yapıyormuş. Metin’in de benim gibi orantısız kilo problemi vardı; yeme saatleri konusunda hep dert yanardı. Hepimizde olduğu gibi yaz döneminde ipin ucu kaçıyordu. 90’lı yılların en dokunaklı şarkılarını seslendirdi. Güzel yüzlü, iyi kalplı, çocuk ruhlu bir insandı. “Her ölüm erken ölümdür...” diyor Cemal Süreya. Metin Arolat için çok erken oldu bu ölüm...
Hala inanamıyorum; sanki Kozyatağı’na Nispet’e dinlemeye gidecekmiş gibi hissediyorum. Işıklar içinde uyu Metin, abin Demir’e, Şükran Teyze’ye sarıl... Seni hiç unutmayacağım sevgili arkadaşım...
İlk albümü Ayrılık Olmaz 1995’te yayınladı
1995 yılında Metin Arolat, ilk albümü Ayrılık Olmaz ile sanat dünyasına adım attı. 90’lı yılları hatırlayanlar bu albümün “Dert Değil” klibini de hatırlar. Dönemin popüler mankeni Merve İldeniz ile kamera karşısına geçti ve yoğurt yeme sahnesi olay oldu. Metin, Tarkan’ın “Kuzu Kuzu” ve “Salına Salına” şarkılarının klibini çekti. Kabul Et, Lütfen Yaz Gelsin, Çok Daha Ötesi, Psikoloji, Sarı Saçların, Karavan, Yine Bir Başıma, Ruhum Seninle, Vay Vay Vayy, Yandım Yar Diye, Salla Gitsin, Ah Ne Yalan, Kalpten Gidenin, Hata Bende, Cilveli Yarim, Yatsam Yanına, İzmir, Gözler Önünde, İki Yudum Şarap ve Sensizliğin Şarkısı hitler arasında yerini aldı.