Metaverse, temel olarak blockchain teknolojisinin kullanıldığı dijital bir evren şeklinde tanımlanabilir. Bu evrende gerçek ve tüzel kişiler değiştirilemeyen, kopyalanamayan, kanıtlanabilir kimlikleri ile gerçek hayatta gerçekleştirebildiği faaliyetlerin çoğunluğunu sanal bir ortamda hayata geçirebilecek. Elbette bir hukukçu olarak ilk aklımıza gelen husus, sanal bir faaliyet olan metaverse evreninde hukuki sorumluluk ve hakların nasıl düzenleneceği sorunu.
Hukukla ilişkisini kurmadan önce metaversenin nasıl büyük bir hızla geliştiğini anlamak gerekir.
Dünyada mesleki ve sanatsal anlamda her alanda bu konuya yoğun bir ilgi bulunmakta. Örnek vermek gerekirse, mimari alanda meşhur Nakagin Kapsül Kulesi’nin yıkımı resmi olarak duyurulduktan sonra dijital danışmanlık şirketi Gluon, halkın özgürce keşfetmesi için binanın üç boyutlu görüntüsünü Metaverse’de korumak üzere hukuki haklarını satışa çıkardı. Moda dünyası da bu sanal evrene katıldı. Mart 2022 tarihinde Decentraland tarafından desteklenen ilk Metaverse Moda Haftası düzenlendi. Gerçek bir moda haftasında olduğu gibi ünlü markalar koleksiyonlarını sanal şovlarla izleyicilere sundu. Etro, Dolce&Gabbana ve Elie Saab gibi tasarımcılar, birçok moda editörü ve artık bunlara ek olarak teknoloji editörleri de Metaverse Moda Haftasına katkıda bulundu. Yine müzik dünyasında, MTV Video Müzik Ödülleri’nde bu yıl ilk defa En İyi Metaverse Performansı kategorisi eklendi. Ariana Grande, Blackpink, BTS, Justin Bieber ve Twenty One Pilots’un yarıştığı yeni kategorinin kazananı, PUBG Mobile ile işbirliği yapan K-Pop grubu Blackpink oldu. Pandemi döneminde Travis Scott’ın battle royale oyunu Fortnite üzerinden verdiği on dakikalık konserler de bu alanda öncü sayılabilir.
Daha fazla hukuki korumaya ihtiyaç duyacağımız, gerçek hayattaki suçların ve hak ihlallerinin kolaylıkla işlenebileceği bu sanal ortamda elbette yeni hukuki düzenlemelere de ihtiyaç duyulacak. Örneğin, dijital gayrimenkul alımlarının yapıldığı Metaverse’de, arsaların alım-satımı, değerlemesi mülkiyet hakkı kapsamında korunması gerektiği gibi, e-ticaret, markaların telif hakları, NFT teknolojisi, özel hayatın gizliliği kapsamındaki birtakım haksız fiiller gerçek hayatta uyuşmazlık olarak mahkemelerin önüne gelecektir.
Metaverse’de karşımıza çıkacak uyuşmazlıklarda hukuki sorumluluğun kimde olacağı, bu sorumlulukların denetim ve yaptırımlarının ne şekilde gerçekleşeceği ayrıca bir tartışma konusudur. Gelecekte Metaverse’e ait ayrı bir hukuk sisteminin oluşacağı da düşünülebilir. Yine kamu düzeni ile ilgili olarak kripto varlıkların vergilendirme sistemi için hangi ülkenin vergilendirme hukukunun uygulanacağı ve çifte vergilendirmenin önüne geçilmesi için ne çeşit düzenlemelerin yapılması gerektiği de kamu idaresinin görev alanına girmektedir.
Türkiye’de Boyner, Turkcell, Nef gibi markalar Metaverse ve NFT çalışmaları yaptıklarını açıkladılar. İşletmelerin ticari anlamda bu teknolojik fırsatlardan faydalanmak istemeleri oluşabilecek hukuki sorunlar dikkate alındığında hukukçuların da gündeminde yer almalıdır. Konu ile ilgili olarak hukukçuların kendini geliştirebileceği, uzmanlaşabileceği ve hukuk dünyasının vizyonunun geliştirilebileceği birtakım organizasyon ve düzenlemelerin hem kamu otoriteleri hem de sivil toplum kuruluşları tarafından dikkate alınması gereklidir.