Ekran Haber'den Dilek Yaman Demir'in haberine göre, Fatih'te moto-kurye Yunus Emre Göçer'e çarparak ölümüne neden olan Somali Cumhurbaşkanı'nın oğlunun karıştığı kazayla yürütülen soruşturmalar kapsamında eşi Öznur Göçer ‘şikayetçi’ sıfatıyla ifade verdi. Göçer, ifadesinde eşini kaza tutanağında kusurlu gösteren, polislerden ve nöbetçi savcıdan şikayetçi olduğunu beyan etti. Eşini kaybettikten sonra çok mağdur olduğunu belirten Öznur Göçer, Somali Cumhurbaşkanının oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud’tan da şikayetçi oldu. Öte yandan eş Göçer, kocasının kaza sonrası kaldırıldığı hastanede 7 saat boyunca yarı entübe kırmızı alanda bekletildiğini belirterek, tedavide ihmal olduğunu öne sürdü.
POLİSLERDEN ŞİKAYETÇİ OLDU
Öznur Göçer, kaza tutanağına ilişkin polislerle ilgili yürütülen soruşturma kapsamındaki ifadesinde, "Eşim Yunus Emre Göçer'in 30 Kasım 2023 tarihinde geçirmiş olduğu kaza neticesinde 6 Aralık 2023 tarihinde vefatına ilişkin öncelikle eşimi kaza tespit tutanağında kusurlu olarak gösteren polis memurlarından şikayetçiyim. Ayrıca sosyal medyada bahsi geçen 'eşimin intihar ettiği' iddiası ile alakalı tarafım bizzat telefon ile aranmamıştır. Bu intihar söylemlerini hastane önüne gelen iki polis memuru, orada bulunan eşimin moto-kurye arkadaşlarına söylemişlerdir. O alanda ben de vardım, lakin yoğunluktan ve sakinleştiricinin etkisi altında olduğumdan bu polis memurlarını göremedim. Bu polis memurları olay yerinde de bulunan polis memurlarıymış. Ben bunları en başından beri olay yerinde olan Yunus Emre'nin arkadaşlarından duydum. Bu kişilerin kim olduklarını ve ne söylediklerini tam olarak bu arkadaşlarımız bilebilir. Bu söylemleri duyan, birebir şahit olan eşim Yunus Emre Göçer'in arkadaşlarının isimlerini avukatım vasıtasıyla bu soruşturma dosyasına bildireceğim” dedi.
“EŞİMİN İNTİHARI SÖZ KONUSU DEĞİL”
Yunus Emre Göçer'in intihar etmesinin söz konusu olmadığına dikkat çeken Öznur Göçer, “Benim eşimin intihar etme gibi bir durumu söz konusu değildir. Çocuğumun özel durumundan dolayı kendisi çabalayan bir insandır. Bu sebeple eşimi kusurlu gösteren, eşimin intihar ettiğine dair söylemlerde bulunan ve ihmali olan tüm polis memurlarından şikayetçiyiz” ifadelerini kullandı.
"NÖBETÇİ CUMHURİYET SAVCISINDAN DA ŞİKAYETÇİYİM"
Ayrıca kaza günü görev yapan Nöbetçi Cumhuriyet Savcısından ve konsolosluk aracını Mohamud’a tahsis eden kişilerden de şikayetçi olduğunu belirten eş Göçer, şöyle konuştu:
“Kaza olduğu esnada talimatı veren nöbetçi Cumhuriyet Savcısından da şikayetçiyiz. Ayrıca konsolosluk aracının kullanımına tahsisinden sorumlu bu kişilerin araştırılmasını talep ediyorum. Bu kişilerden de şikayetçiyim.”
"7 SAAT YARI ENTÜBE KIRMIZI ALANDA BEKLETİLDİ"
Öznur Göçer, eşinin durumunun ciddi olduğunu öğrendikten sonra hastaneye gittiğini ve eşini kırmızı alanda gördüğünde yere yığıldığını ifade etti. Eşinin tüm darbeyi kafasından almasına rağmen, 7 saat boyunca yarı entübe şeklinde kırmızı alanda bekletildiğini belirterek, “Eşim yarı entübe şekilde tam 7 saat o alanda bekledi. Sonra ricalar ve uğraşlar sonucu eşimi yoğun bakıma aldılar. Biz söylemeseydik hiçbir şey yapmayacaklardı. Başka hastaneye nakil edilmesini istedim. Bana kafası çok zedelendiği için, 6 kırık olduğunu direkt beynin zarar gördüğünü, beyninde iç kanama olduğunu, bu sebeple hareket ettiremeyeceklerini söylediler. Yoğun bakımda geçen 6 günün sonunda eşim vefat etti. Eşimin durumunda hiçbir iyileşme yoktu. Zaten kritik diyorlardı” dedi.
"EŞİMİN TEDAVİSİNDE İHMAL OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"
Yunus Emre Göçer’in ölümünden üç gün önce nöbetçi doktordan eşinin geldiği günden beri makineye bağlı yaşadığını ve bilincinin yerinde olmadığını ve beyin fonksiyonlarının çalışmadığını öğrendiğini aktaran Öznur Göçer, “O zaman siz hiçbir şey yapmıyorsunuz' diye tepki gösterdiğimde, doktor bana eşimin ağzında bulunan hortumu göstererek 'Bunu bir çıkartayım... Bakın, asıl biz yaşatıyoruz. Yurt dışına da götürseniz bu bir ölü. Bizim sayemizde şu anda organları çalışıyor' dedi. Bu süreçte eşimden idrar geliyordu, göz şişleri inmişti, kafa bandajlarını çıkarmışlardı. Vücut ateşle tepki göstermişti. Ben eşimi sonraki süreçlerde çok iyi görmüştüm. Eşimin tedavisinde ihmal olduğunu düşünüyorum. Eşimi 6 gün sonra Nükleer Tıp diye bir filme götürdüler. Bu ayrıntılı beyin görüntülemeye ilişkin bir filmdi. Filmden geldikten sonra doktor bize yapacak bir şey yok beyin ölümü gerçekleşti' dedi. O günün gecesinde eşimin ölüm haberi geldi. Olay nedeniyle karşı taraftaki araç sürücüsünden şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum. Gereken neyse yapılmasını istiyorum. Bu kaza neticesinde mağdur olduk. Özel durumda olan çocuğum ve genç kızımla birlikte tek başımıza kaldık. Tek çalışan eşimdi. Ev hanımı olduğum için farklı bir gelir kaynağım yoktur. Çok mağdur olduk” şeklinde konuştu.