Meteoroloji Mühendisleri Odası yıllardır kuraklık, sel ve taşkınlar başta olmak üzere, birçok konuda bilgilendirmelerde bulunuyor. Doğa olaylarını değiştiremeyeceğimizi, ancak olayların sonuçlarından zarar görmeyi azaltabileceğimizi belirten oda üyeleri, susuz kalma sebepleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.

"OLAYLARIN SONUÇLARINDAN ZARAR GÖRMEYİ AZALTABİLİRİZ"

Doğa olaylarını değiştiremeyeceğimizi ancak, olayların sonuçlarından zarar görmeyi azaltabileceğimizi  belirten üyeler, "Kuraklık bir süreçtir ve meteorolojik kuraklık olarak başlar. Öncelikle belirtmek gerekir ki, meteorolojik olaylar ortalama değerlerde gerçekleşmez. Ortalama değer istatistiki bir değerdir. Kuraklık, sel ve taşkın olaylarının insan kaynaklı iklim değişimi ile açıklanmaya çalışılması, sorunların asıl kaynağını örtmeye çalışmaktan başka bir şey değildir" dedi.

"BU KURAKLIK İLK DEĞİL, SON DA OLMAYACAK"

Ülkemizde yaşanmakta olan kuraklığın, ilk olmadığı gibi son da olmayacağını söyleyen oda üyeleri, "Daha şiddetli kuraklıklar Anadolu coğrafyamızda çokça yaşanmıştır. Son günlerde depremden fırsat bulan 'uzatmalı uzmanlar' yaşanmakta olan kuraklık üzerinde nutuklar atmaya başlamış durumdadır. Bu konularda yanlış bilgiler ile hareket edilmesi sorunun gerçek nedenini örtmektedir. Meteoroloji Mühendisleri Odası olarak, 1999 yılında yayınladığımız Meteorolojik Karakterli Afetler ve Meteorolojik Önlemler başlıklı raporda 31 doğa olayını konu edindik. Bu olaylardan biri de kuraklık idi. Aradan geçen 24 yılı aşkın sürede olanlar gösteriyor ki ya okuyup anlayan olmadı ya da biz anlatamadık" ifadelerini kullandı.

"İSTANBUL'UN SUSUZ KALMASINA NEDEN OLAN KURAKLIK DEĞİL"

TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası üyeleri, kuraklık konusunu sonuçları bakımından şu şekilde ele aldı:

"İçme suyu; Öncelikle içme suyu ile ilgili sorun İstanbul özelinde gündeme getirilmektedir. İstanbul’un susuz kalacağına ilişkin açıklamalar yapılmakta ve bu soruna gerekçe olarak da kuraklık gösterilmeye çalışılmaktadır. İstanbul özelinde söylüyoruz. İstanbul’un susuz kalmasına neden kuraklık değildir. Kuraklık olmasa da bu gidişle İstanbul susuz kalacaktır. Yani yağışlar ile barajlar bir ay içerisinde dolsa da, bu uygulamalar devam ettiği sürece İstanbul gelecekte susuz kalacaktır.
Tarımsal üretim; Ülkemiz kuraklığı ilk kez yaşamadığına göre, önceki kuraklıklarda nasıl bir plan uygulandı sorusunu sormak gerekir. Geçmiş kuraklıklarda tarımsal üretimde nasıl bir plan uygulandı? Geçmiş yırtılıp atılınca, kuraklık olduktan sonra da ne yapılacağı bilinemiyor.
Raporlar Ülkesi; Ülkemizde birçok konuda komisyonlar ve çalışma grupları vardır. Son yıllarda ise yeni yeni kurumlar, birimler oluşturuldu. Bol paralar harcanarak lüks otellerde yapılan tanıtım toplantıları ile raporlar hazırlatılmıştır ve/veya hazırlatılmaktadır. Çalışma grupları ve komisyonların hazırladığı raporlar sonucu değiştirmiyor." 

"ÖLDÜREN DOĞA OLAYLARI DEĞİLDİR"

1999 depremine değinerek örneklemelerde bulunan üyeler, "Özellikle 1999 depreminden sonra yaşadığımız depremlerde bize ders olan bir şey oldu mu? Son deprem bilinmiyor muydu? Ne oldu? İstanbul suyu için yaşanan sorun geçmişte daha büyük boyutlarda yaşandı. Ne ders alındı? Öldüren doğa olayları değildir. Doğa olaylarını felakete döndüren sistemi görebilmek gerekir" dedi.

"SU SORUNLARINDA SEBEP KURAKLIK DEĞİL"

Depremlerin öldürmediğini, kuraklığın susuz bırakmadığını, sel ve taşkınlarında öldürmediğini bir kez daha anımsatan Meteoroloji Mühendisleri Odası üyeleri, "Yaşanmakta olan kuraklık insan kaynaklı iklim değişimi ile açıklanamaz. Bu gidişle, İstanbul başta olmak üzere birçok yerleşim yeri sel ve taşkınlar nedeniyle zarar görecek ya da susuz kalacak. Öncesinden sürece ilişkin bir önleminiz, planınız yok ise, deprem olduktan sonra ne yapılabiliyor ise, kuraklık yaşandıktan sonra yapılabilecekleri görebilmek zor değil. Su ile ilgili yaşanan sorunlarda, sebep kuraklık değildir. İnsan kaynaklı iklim değişimi etkisi ise diğer sebepler yanında küçük bir kısımdır. Olayları çarpıtmak yaşanılacak en büyük afettir ve insanlığın felaketidir" ifadelerini kullandı.