Ekol TV'de yayımlanan ve Balçiçek İlter'in sunduğu 'Balçiçek ile Şimdi' programına oyuncu ve tiyatrocu Eda Özel konuk oldu. Balçiçek İlter'in sorularına samimi yanıtlar veren Eda Özel, tiyatro eğitimi sırasında neler yaşadığını anlattı. Oyuncu Özel, 2019 yılında hayatını kaybeden Türk tiyatrosunun efsane oyuncusu Yıldız Kenter'le ilgili itiraflarda bulundu. Tiyatrocu Eda Özel, yaşadığı zorlukları Baliçek İlter'e şöyle anlattı:

"YILDIZ KENTER'DEN KORKARDIM"

Eda Özel: Çok içime kapanıktım. Hep böyle arkalardayım. Zaten Yıldız Kenter'den korkardım. Bir dönem mesela ilk sınıfta ağlayarak geçtim. Alt metnim çok dolu değildi. Diğer sınıf arkadaşlarım, işte Fırat Tanış mesela, doğuştan yetenekli. Diğer sınıf arkadaşlarım hep bir şeyler yapmışlar. Kimi viyolonsel çalmış, oradan bırakıp gelmiş. Ben hep böyle yetişmeye çalışarak, çok fazla okuyarak derken... 

"BEN HİÇBİR ZAMAN 'CANİKO'LARDAN OLMADIM"

Balçiçek İlter: Çok zor, ezildiniz yani o dönemde...

Eda Özel: Evet aynen öyle, çok ağladım. Mesela Yıldız Hoca çok üstüme gelirdi. Ben hiçbir zaman 'Caniko'lardan olmadım. Yıldız Hoca'nın 'Caniko'ları vardır. Çünkü ben inatla, bir de inadım var o başak burcu inadı. Mesela Yıldız Hoca'nın uçuşmaları vardı ya... Ben de onu istemezdim, bilinçsiz olarak. Hatta bir gün sinirlendi, o çıktı Juliet'i falan oynuyor. "Sende bu güç var, sen neden oynayamıyorsun?" diye, kadıncağız çıktı... Bütün sınıf böyle! Ondan sonra "Eda iyi misin?" diyorlar.

Balçiçek İlter: Ama büyük mobbing aslında. 

Eda Özel: Çok büyük, çok büyük hem de. 

Balçiçek İlter: Evet, Yıldız Kenter son derece başarılı olabilir, muhteşem bir kadın. Ama ben bunu çok duyuyorum, çok büyük mobbing. 

Eda Özel: Çok büyük mobbing. Tabi bu yaşlarda düşünüyorsun, sonradan aklına geliyor. 

"BEN DİYAFRAMI YUMRUK YİYEREK ÖĞRENDİM"

Balçiçek İlter: Bir de yeni bir moda daha çıktı. Herkesin tiyatro yapası var değil mi?

Eda Özel: Elektrikçi bile tiyatro yapıyor. Elektrikçi olarak giriyor mesela tiyatroya, bir bakıyorsun bir şey oynuyor yani. Ve ben bunlara hakikaten hem üzülüyorum hem sinirleniyorum. Şu ana kadar anlattığımdan farklı bir şey. Ben diyaframı yumruk yiyerek öğrenmişim mesela, diyaframdan nefes almam gerektiğini. 

Balçiçek İlter: Kim yumruk attı? Yıldız Kenter mi? Hadi canım! Gerçekten mi? 

Eda Özel: Tabi tabi. Ciddi bir disiplinle çalışıyorsun yani. 

Balçiçek İlter: Diyaframı yumruk atarak mı öğreniyorsunuz?

Eda Özel: Öğreniyorsunuz değil, bana yumruk attı mesela. Bana özeldi. Ya da başkalarına da attı. Birkaç kişiye daha atmış olabilir, bilmiyorum, hatırlamıyorum, o an ben yediğim için. Sonra bakıyorsun, bir oyunda oynuyorsun, genç bir arkadaşım, ukalalıklarla iki oyun oynuyor sesi kısılıyor. Eğitimi yok, sesi kısılıyor. Sonra ben de içeride kuliste şey diyorum, böyle hani bileniyorum ama... Sonra da diyorum ki "Allah'ım bu oyun iyi geçti, lütfen ben kötü şeyler düşünmeyeyim" diyorum. Oyuna enerji göndermeye çalışıyorum. Ama çocukta ses yok mesela. Ve müthiş ukalalıklar, müthiş egolar... 

Balçiçek İlter: Her şeyi biliyorlar öyle mi? 

Eda Özel: Evet, çok enteresan. 

Editör: Yağmur Kaya