Sivri Dil

Sivri Dil

Diyojen bugün yaşasa çocuklar taşlar, eğlence diye seyrederdi halkımız...

Her şey okuyup adam olma gibi masum bir hevesle başladı aslında. Her sınavda başarılıydık. Her bir imtihanda kazananlar listesinde ismimiz okundu. Minareye tırmanır gibi döne döne yükselişimiz göz önündeydi işte. Üniversiteler kazandık. Akademide, bürokraside, seçkin mesleklerde masalar işgal ettik.

Önümüze sürekli engeller çıkmasına rağmen. Mülakat gibi zalim bir tasfiye yöntemine tabi olmamıza rağmen. Babalarımız bulundukları yere, statüye, sınıfa, tabakaya bakınca bizi gizli teşviklerle iteklediler. Bizim yaşama hedefimiz babaların tutkularını gerçekleştirmek biçimini aldı her zaman. Ukdeleri de diyebiliriz. “İnsan yalnızca genetik değil, ayrıca zihinsel dünyasında anne ve babasının damgasını taşıyordu.”

Biz çocuklar bunu çok çabuk hisseder, içselleştirir ve yaydan fırlayan ok gibi hedefe kilitleniriz. O yaşta, oyun ve oynaş arasında, hercai bir hayatın içinde bir an duraklatan, o içten dokunan kültürel darbeyi hissederiz. Ne olursa olsun başarmak arzusunu. Ortaokulda, lisede her hazırlığı tamamlamış, silahlarını kuşanmış bir serdengeçtidir, Anadolu çocuğu. Farkında olmasa da. O gün tam adını bilmese de. Bu nedenle üniversiteye geldiğinde kaderini aşan bir rolün arayışına girer. Gündemine, millet, memleket, devlet hatta dünya oturur. O olmasa ülke parçalanır, kültür bozulur, edebiyat sanat gayri millî emellerin aracına dönüşür. Aile parçalanır, nesiller heba olur. O halde kavşakta durup kalabalıkları sevk edecek, yoldaşları ile ülkeyi kendine yakın düşürecek bir ‘dava’ bulacaktır muhakkak.

Yazının Devamı

Arda Güler gibi özel yetenekli insanlar her zaman baş tacı edilmeli

İstisnai, özel yetenek sahibi insanlar, bağlı bulundukları kurumların veya içinde yaşadıkları milletlerin seviyesini yukarı çeker. Bilim dünyasından, devlet adamlarından sanatçılardan, sporculardan örnekler verilebilir.

Son büyük yeteneği, Fenerbahçe keşfetti. Arda Güler’i daha çocukken, Gençlerbirliği’nden transfer ettiler... Arda Güler hakkında en doğru değerlendirmeyi kendisi de Türk futbolunun büyük bir yıldızı olan Nihat Kahveci yaptı: “Bana soracak olursanız, Arda’nın artık fiziksel olarak gelişime ihtiyacı yok. Hiçbir şeye ihtiyacı yok. İster 18 yaşında olsun, ister 36, Arda Güler zaten fazla süre almasına ve çok gol atmasına yetecek kadar sorumluluk duygusuna sahip. Çok yetenekli ve sahada çok sakin bir çocuk... Kendisinden beklentilerin farkında... Bence Arda Güler'in olgun bir oyuncu olduğunu söylemek için 25 yaşına gelmesine gerek yok. Arda zaten olgun bir oyuncu, çünkü onu sahada gördüm. Kaptanlık pazubandını takmamasına rağmen sahada öyle davranıyor ve takıma bir kaptan gibi liderlik ediyor. Takım arkadaşlarına neler yapmaları gerektiğini söylüyor, birlikte neler yapabileceklerini anlatıyor, maçı nasıl kazanacaklarını iletiyor. Sahada sorumluluk alıyor ve ben bu yönünü seviyorum. Ben bir futbol yorumcusuyum ve onu izlediğimde... Top süren bir oyuncu gördüğünüzde, bu iyi bir futbolcu diyebilirsiniz. Ancak Arda Güler farklı... Bambaşka bir şey...”

Real Madrid ve Barcelona, dünyadaki büyük yetenekleri genç yaşta alıyor ve takımı onlara göre yapılandırıyor. Bir yetenek bulmuşsunuz, onu da satıyorsunuz! Öyleyse nasıl dünya takımı olacaksınız? Türkiye’de özellikle bilim dünyasında gençler harcanıyor... Bilimin yobazlığı yapılıyor... Bu sebeple bilim adamı yetişmiyor. Batı’da üretilen bilimsel bilgiyi öğretmek bilim değildir. Siz o bilgiye ne katabiliyorsanız, bilim odur.

Yazının Devamı

Dönüp arkaya bakanlar, çürümüşlerdir

Dönüp arkaya bakanlar, çürümüşlerdir.

Hani kadim kutsal kitap olan Tevrat’ta detaylı anlatılır.Rivayet Tevrat”ın “Tekvin” bölümünden: İki melek akşam saatlerine Sodom’a vardılar. Lut Sodom’un kapısında oturuyordu. Onları görünce karşılamak için kalktı, yere kapandı, evine buyur etti. İki melek Lut’un evine gitti. Şehre iki melek geldiğini öğrenen Sodom’un her mahallesinden genç yaşlı adamları, evi sardı. Lut’u çağırıp “Bu gece senin yarına giren o adamlar nerede? Onları bize ver ve onları bilelim” dedi. Lut, evi saranlara onlara kötülük etmemesi için yalvardı. Hatta evi saran azgın kalabalığa bekâr kızlarını vermeyi teklif etti. Fakat kalabalık “bilmek” için adamları istiyordu. Lut’u itip geçtiler, kapıya yanaşınca melekler onları kör etti.

Bizim kutsal kitabımız Kuran, hikâyeye daha realist bir dille yaklaşıyor. Şuara Suresinde ve şöyle: “Siz bütün yaratıklar içinde erkeklere mi yaklaşıyorsunuz. Tanrınızın sizin için yaratmış olduğu kadınlarınızı bırakıyorsunuz da? Hayır, siz sınırı aşmış bir kavimsiniz.

Yazının Devamı

Zenginliğin girdabında uçanlar..

Titanic enkazına turistik dalış yaptığı sırada patlayan Titan denizaltısındaki beş kişinin hayatını kaybetmesi son iki haftanın en çok konuşulan olaylarından biriydi. Denizaltına inen kişiler arasında macera tutkunu, milyoner bir baba oğul da vardı. Yolculuğun bedeli 250 bin dolardı. Milyarder olup uzaya gitmek için sıra bekleyen, hatta ölümünden onlarca yıl sonra teknoloji sayesinde yeniden hayata devam edeceğine inanıp büyük paralarla bedenini özel solüsyonlarla dolu bir tankta donduran çok sayıda insan var. Bu milyarderler neden böyle riskler alıyor? Pervasızca risk almak DNA’larında mı var? Zengin insanların neden çeşitli psikoloji alanlarını da yakından ilgilendiren riskler aldığına dair çok sayıda araştırma var. Nature dergisinde yayınlanan makale Almanya’da net serveti en az 1 milyon Euro olan, 1125 kişinin kişiliklerinin neden bizden fazla olduğunun araştırdı.

Çalışma yüksek gelirli insanların tipik olarak dışa dönük ve daha da önemlisi riske açık olduğunu gösteriyor. Bu onların macera/ adrenalin sporlarına ve risk almaya daha meyilli olduklarını gösteriyor. İyi de önemli olan kişilik yapısı mı yoksa zenginlik mi?

Para mı kişiliği şekillendiriyor yoksa kişilik mi dev bir servete sahip olma şansı veriyor? Çalışmalara göre ikisinden de biraz var. Risk alan bir kişilik yapısına sahip olanların daha çok para kazanma olasılığı da yüksek. Psikologlara göre günlük yaşamda ne kadar risk alırsanız bu sizi siz yapan şeyin yansıması haline geliyor. Yani risk alan kişilik özelliklerinizi artırıyor. Bu da birçok zengin insanın genlerinde olsun olmasın neden büyük ‘riskler’ alabildiğini gösteriyor.

Yazının Devamı

LGS sonuçları..

LGS sonuçları açıklandı. 562 tane birinci var. Bütün soruları doĝru cevaplamış çocuk fakat Galatasaray Lisesi'ne giremeyecek misal. Bütün soruları doğru cevaplamış daha ne yapsın yahu? Böyle sınav olmaz, acilen liselere giriş sisteminde bir reforma ihtiyaç var... Çocuklardaki adalet duygusunu zedeliyorsunuz.. Yazıktır yahu.

2019 da GSL’ne kayıt yapılırken kapıda gözü yaşlı bir çocuk “sen nasıl girdin buraya, ben de tam yaptım ama çok istememe rağmen giremedim. Daha ne yapmam gerekiyordu” diye ağlıyordu. O günü hiç unutmam. Sınavda belirleyici sorular olmalı, OBP kalkmalı…

Sınavlardan kurtulamadığımız gibi gittikçe adaletsizlikler artıyor, çocuklar bir çukurun içine çekiliyor. Merak etmeyen araştırmayan en önemlisi de mutsuz çocuklarSınav kaygısı yüzünden güzel sanatlardan uzaklaşan çocuklar… Akıl yoluyla ciddi kararlar alma ve uygulama zamanının geldiğini düşünüyorum. İleride birçok şeyi bilgisayarlar, robotlar, yapay zeka vb. onlardan daha iyi yapacak. Sanat, spor, empati, hoşgörü… Bunlarda fark yaratabilirler ancak…

Yazının Devamı

Enflasyonda gayemize ulaşabilecek miyiz yerli Janet Yellen ile!

“Enflasyon sosyal adaleti ve huzuru bozar. Beşiğinde mama bekleyen bebekten, hasta yatağında ilaca ulaşmaya çalışan yaşlı vatandaşımıza kadar hepimizin hayatını olumsuz etkiler.

Faiz ise sadece banka ile iş yapan kişileri ve işletmeleri ilgilendirir. Enflasyon kanser ise faiz bunun kemoterapisidir. Tabii ki ideali ikisinin de düşük seviyelerde olmasıdır. Ancak şu aşamada enflasyon aşmamız gereken en önemli sorun olarak karşımızda durmaktadır.”

Yukarıdaki iki paragraf sayın Cumhurbaşkanımızın damadı Bayraktara ait. Umarız fikirlerini güçlü şekilde külliyede Reise ve ekonomi kurulu üyelerine, özellikle Yiğit beye söyler.

Yazının Devamı

İnsanın insanlıktan çıktığı ilk olay..

Türkiye'de önümüzdeki yıllarda, hiçbir şey bilmediği halde, bildiğini sananlarla, hiçbir şey bilmediği halde bunun bilincinde olanlar arasında kıyasıya bir mücadele sürecektir...

Toplumlar kritik dönemlerde, belli bir dönemece girerler. Toplumsal bir tavır, bir eylem veya bir eylemsizlik, umarsızlık ve kayıtsızlık, önü alınamayan bir toplumsal yıkıma, felakete ve kültürel çöküşe yol açar.

Büyük filozof Rousseau, adına uygarlık denen, fakat insanın insanlıktan çıktığı ilk olayı şöyle anlatır: "Herkese ait olan bir toprağı, çitlerle çevirip 'burası benim' diyen ilk alçağa karşı çıkılmadığı ve bu olaya kayıtsız kalındığı andan sonra, özgürlüğün, hakkaniyetin ve adaletin önü kapanmıştır."

Yazının Devamı

Türkiye tamamen izole edilse, Dünya ne kaybeder?

Meşhur ANADOLU İRFANI, tam olarak budur.

Sizce Dünya'ya bir katkımız var mı?

Türkiye tamamen izole edilse, Dünya ne kaybeder?

Yazının Devamı

Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek aptallara mahsustur

Halkın %80'i temmuz ayında maaşlara zam yapılınca zenginleşeceğini sanıyor. O temmuz ve ocak zamları yıllardır yapılıyor. Beklenen zenginleşme bir türlü gerçekleşmedi nedense. Tam tersi giderek fakirleşme var. Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek aptallara mahsustur.

Daha zamlı maaşlar hesaplara yatmadan a'dan z'ye herşeye yeni bir zam dalgası yaşanacak. Sıfıra sıfır elde var sıfır olacak. Paranın değerini devlet belirlemez. TCMB de belirlemez. ÜRETİM belirler. ÜRETİM artmadan yapılacak bütün maaş zamları = ENFLASYON. Bu kadar AÇIK & NET.

Yetişkin nüfusun 1/3'ü emekli 1/3'ü çalışıyor 1/3'ü öğrenci veya çalışmıyor. Bu tablo bu şekilde devam ettikçe ne cari açık ne de enflasyon düşer. Muazzam bir atıl işgücü var.. İşte bundan dolayı ben ufukta sert bir faiz artışı falan öngörmüyorum.

Yazının Devamı

Müthiş Türk kızı Hafize Gaye Erkanı tanıyalım...

Bir bu eksikti. Kurtarıcı diye getirdiğimiz, kadınların özgüvenine katkıda bulunacağı için sevindiğimiz, bize en azından akut dönemde dolar getirir dediğimiz yeni merkez Bankası başkanımızla ilgili üzücü iddialar düştü ajanslara.

İddiaya göre; Razi Canikligil, “Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan hakkında, ABD’de yöneticisi olduğu çöken First Republic Bank’ın müşterileri tarafından bankacılık yasalarını ihlal etmek, yanlış ve yanıltıcı beyanlar vermek suçlamalarıyla toplu dava açıldı.” bilgisini verdi.

First Republic Bank'ta 2014'te çalışmaya başlayan Hafize Gaye Erkan, burada çalıştığı yaklaşık 8 sene içinde CEO, başkan, yönetim kurulu üyesi, yatırım direktörü, mevduat direktörü ve risk eş direktörü olarak görev yaptı.

Yazının Devamı

Bedel ödenecekse ucuz düşük kredi kullanan sanayici, müteahhitler ve ticari işletmeler ödesin bedeli..

Kur hareketine dair çok soru geldi. Yorumum: Türk varlıkları dolar cinsinden ucuzlatılıp bir eşikten sonra (seviye sormayın) faiz artışıyla sermaye girişi amaçlanacak gibi görünüyor. Pratikte bunu yapmak kolay değildir ama döviz işlem kısıtlamaları devam ederken mümkün olabilir. 22'si faiz beklentim 1500 bps, 23.5% Kademeli olarak 3 ayda 35%, pivot 40% Enflasyon tekrar artışa geçecek ve sene sonuna kadar 46%'ya ulaşacak. Kuru salıp mecburen makul değer ile ihracatçıyı da üretime tekrar teşvik edecekler. Enflasyon kademeli tekrar yükselecek. Muhtemelen % 50 civarına çıkınca mevduat faizleri ve politika faizi, kur yaklaşık 30-34 TL bandındayken yabancı girişleriyle kur ve faiz istikrar kazanır gibi görünüyor 2024 Ocak şubat aylarında.

Bazen iyiye gitmek için işlerin daha kötüye gitmesi gerekir. Şer gibi görünende hayır vardır. Devalüasyon hayırlı olsun. Evet bu kadar kur artışına kallavi zamlar gelir. Artık tasarruf zamanı. Alacağınız aldınız, oturacak kemer sıkacak ve bu süreci atlatmaya çalışacaksınız. Harcamalarınızı kısmanız elinizdekini de TL varlıkların haricinde yatırımlarda değerlendirmeniz riskten kaçınmanız gerekiyor.

Son söz: Benim hesaplarıma göre çok yalın ve arıtılarak minimuma çekilmiş haliyle 30.04.2023 günü için olması gereken dolar kuru minimum 30₺ dir. Bunun altında alrım, üzerinde satarım.gerçek Piyasada böyle davranır. Bu noktadan çözüm ararsa yinede çözemez ama hedefe en yakın olur. (Dikkat bu köşede belirtilen görüşler yatırım tavsiyesi değildir..)

Yazının Devamı

Şimşeklerin düştüğü ekonomi...

Kabinede önemli sürprizler var. Daha önce bakan olacağı sosyal medyada dolaşan kişilerin çoğu ekarte olmuş. Ayrıca, Oğan'ın hiçbir bakanlık veya yardımcılık alamaması da bence sürpriz. Şimşek de bu ortamda bakanlık alarak elini taşın altına koyuyor. İşi çok zor.

Sert bir faiz artışı yapılmadıkça enflasyon ve kurun kontrol altına alınması imkansız. Böyle bir faiz artışını şu anki konjonktürde imkansız görüyorum. İnşallah yaşayıp göreceğiz. Sert bir faiz artışı, parasal ve mali sıkışma binlerce zombi şirketin ve ucuz para bağımlısı küçük orta boy şirketlerlerin ve esnafın ölümü demek. Enteresan zamanlar ve zor tercihler..

Şimşek hükümetimizin yerel seçimleri kaybedecek işlere giriyor. Rasyonele dönmek dönmek demek yüksek faiz, yüksek kur ve durgunluk demek. Yani işsizlik demek. Konut sektörü için olumsuz bir haber. Epistemolojik kopuştan ontolojik uçuşa geçiyoruz inşallah. Üzüldüğüm, Nebati ekonominin mematisiydi. Ayıp ettik.

Yazının Devamı

Şimşek..

Temmuz ayında seçim öncesi söz verildiği gibi memur maaşlarına %70‐80 zam yapılırsa kurdaki yukarı yönlü hareketin önüne nasıl geçilecek? Bence kısa vadede önümüzdeki en önemli soru bu.. Şimşek veya başka kim olursa olsun yüksek montanlı bir faiz artışı yapabilecek mi?

Eğer yaparsa zaten durgun olan ekonomide (1. çeyrek büyüme düşük faize rağmen %4) işsizlik nereye gider?? Geniş tanımlı işsizlik daha şimdiden %20'nin üstünde.. Şu anki durumdan basit bir çıkış yolu yok...

Para politikası ile ülkedeki refah seviyesinin artması mümkün değil. Önce herkesin bunu idrak etmesi şart. ÜRETİM artmadan bu işin çözümü YOK. Üretim için insanların çalışmak istemesi lazım, artık kimse çalışmak istemiyor. Muhalefetin ve mecburen ona ayak uydurmaya çalışan iktidarın seçim öncesi salladığı gibi bol kepçeden maaşlara zam yapmak sadece ve sadece enflasyonu azdıracak. Konu dönüp dolaşıp buraya geliyor.. Her şey burada düğümleniyor.

Yazının Devamı

Son fasılda mayıs notları...

Not 1: Sahici zekalar eksik bilmekten, bilmemekten utanmazlar..

Not 2: Siyaset zaruretleri aşma sanatıdır..

Not 3: Siyaset her zaman savaş biçimi olarak kalacaktır dünyanın büyük kısmında. Yenilerseniz yok olursunuz. Siyasette ya var olursunuz ya yok olursunuz..

Yazının Devamı

Zaruretler haramları mübah kılar..

Siyaset zaruretleri iki yolla aşar: 1-Ustalık (Becerisi olmalı. Yetenekli olması yetmez, becerikli olmalıdır. Beceriyle ve tecrübeyle ustalaşmaya dönüşürse yetenek anlam ifade eder. Çok çaba sizi sonuca ulaştırmaz. Usta olmanız lazım. Bilardo ustası gibi olmanız lazım. Siyaset yaşantı biçiminiz olmazsa siyasette usta olamazsınız.) 2-Talih (Şans, rastlantı). İktidara gelmek için bu ikisinden biri yeterlidir belki ama iktidarda kalmak için ikisinin aynı anda olmasıdır. İktidar talih ile ustalığın birleşmesi ile gelir. Ustalık eril, talih dişi olarak kabul edilmiştir halk arasında. Kadınlar erkeklerini sükunetli, tedbirli, mutedil, uslu, sessiz olanlardan seçmezler gençlik çağlarında. Tutku ararlar, ihtiras ararlar, cazibe ararlar birazda sertlik ararlar. Munis erkekler çekici gelmez hayatının baharındaki kadınlara. Genç kadınlar sakin, mutedil, uslu çocuklarca ele geçiremezler, şansla elde edilselerde genç kadınlar sükunetle ve efendilikle elde tutulamazlar. Ustalık talihi bir kadın gibi biraz hırpalamalı. O yüzden iktidar olmak tutku, cerbeze, ihtiras sertlik ister, hatta şiddet ister.:

Demekki koca parası yemek her dönemde baldan tatlı geliyormuş kadınlara:

İsviçre’de yapılan araştırmanın sonuçları medyanın elinde iyice sirk maymununa dönmüş. Haber içeriği şu: “Bilim dallarında öğrenim gören kadınlar akademik kariyer yapmak yerine yaşça büyük zengin koca bulmayı tercih ediyor…”

Yazının Devamı

Eski Çin’de...

Eski Çin’de idam mahkûmlarının son gecelerini hep birlikte neşe içinde geçirmelerine izin verilirmiş. Mahkûmlar, cellât da aralarında olmak üzere, hep birlikte sabaha kadar şarkılar söyler, en sevdikleri yemekleri yer ve pirinç rakısı kadehlerini peş peşe yuvarlayıp mutlu olurlarmış. Kural gün doğmadan mahkumların öldürülmeleri, fakat mutlu ölmeleri imiş.

Yine böyle bir infaz ayininde mahkûmlar, sabahın ilk ışıklarına kadar pek güzel eğlenmişler, şarkılar söyleyerek yiyip içmişler. Derken güneşin ilk ışıkları dağların arasından görünmüş.

Mahkûmlardan biri, cellâda sormuş: “Bizi neden öldürmedin, gün doğuyor?”

Yazının Devamı

Daha fazla yalan söyleyerek yalan söyleyeni alt edemezsiniz...

Türkiye'de bazen çok kaliteli adamlar çıkar, ama değer görmezler, çünkü ülkenin insanının kapasitesi sınırlıdır.

Mesela, SALİH NEFTÇİ vardı, Star'da köşesi vardı, pek ünlü de değildi. Ama manyak ekonomistti. Değer görmedi.

MAHİR KAYNAK vardı. Uluslarararası seviyede analistti.

Yazının Devamı

Seçim değerlendirmesi ve İzmir'in Neptün’ü...

Halkın sesi hakkın sesidir. Yaşanan seçim Türk milletinin demokrasi yolculuğunda olgunluğunu ve sağduyusunu göstermiştir; kavgasız nizasız bir atmosferde milletimize, devletimize layık bir şekilde icra edilmiştir. Milletin makul çoğunluğunun ortak kararı, makul oranda milli iradenin tecellisi gerçekleşmiştir. Olanda hayır vardır. Hayırlara vesile olsun. Allah utandırmasın. Niyet hayır inşallah, akıbet hayır. Yarınlar bugünlerden güzel olsun.

İzmire değinmeden edemeyeceğim, muhalefetin kalesine. CHP’nin ve muhalefetin kalesi denilen İzmir’de % 70 bile oy alamamış ittifakın belediye başkanının eşi Neptün Soyer çıkmış ekrana 2. turu nasıl anlatacaklarını anlatıyor. Kalemiz denilen yerde % 70 alamamışsınız, zerre utanma olsa İzmir Belediye Başkanlığını bırakması gereken ismin eşi, bir köy kooperatif başkanı olarak TV'ye çıkmış. Ayrıca 2019 yerel seçiminde İstanbul ve Ankara’da % 51 civarı oy almışsınız muhalefet olarak. Genel seçimde adayınız yerel seçimde aldığınız oy alamamışsınız, hala utanmadan kazanacağız diye samimi şekilde rant peşinde ve koltuk peşinde koşmayan halis sade muhalif vatandaşın duygularıyla oynuyorsunuz. Tuncay Özkan ve Onursal Adıgüzel ahmaklarını ve ahlaksızlarını saymıyorum bile.

Bunun yanısıra 2023 yılında ;Ak Parti. toplam 1 milyar 961.3 milyon TL, CHP ise toplam 1 milyar 43,9 milyon TL ,MHP 511.5 milyon TL,İYİ Parti ise 459.2 milyon TL HAZİNE YARDIMI aldı ve alacak. Bu kadar paraya rağmen; muhalefet olarak 2.5 milyar TL, 2 evrakın fotoğrafını çekip sisteme yüklemek için MIT ya da oxford veya Harvard mezunu mu lazım ? Buncacık basit bir olayı dahi beceremezken sağa sola laf yetiştirmenin manası yok. Türkiye’de siyaset kurumu liyakatın en düşük olduğu yer. Acı ama gerçek…

Yazının Devamı

İtibarını çoktan kaybetmiş, haysiyetini de kaybetmek üzere olan bürokrasi...

Bürokrasi haysiyetini yitirmek üzere. İtibarları kalmadı artık. Hatta büyük bir nefret var. Bürokrasi şu an haysiyet mücadelesi yapıyor, devletin kalıcı memurları saygınlığını yitirmiş durumda. Parti her şeye karar veriyor mevcut sistemde. Sadakat belirliyor her şeyi.

Partiye sadakat. Devletler efsaneyle sadakatle kurulur ama Liyakatle, rasyonalite (akıllı mekanizmalar) ile yönetilir. Yaşamda kalmak için rasyonaliteye (akla) ihtiyaç duyulmaz, büyük duygulara, korkulara ihtiyaç vardır ama varlığı, devleti sürekli kılmak için usa, akla ihtiyaç vardır. Devlet kurulurken ihtiyaç duyulmayan liyakat devletin bekası için elzemdir. Bunun işleticisi de bürokrasidir. İtibarını ve ardından haysiyetini kaybetmiş bir bürokrasi devletin çöküşü demektir.

Çökmüş bürokrasinin meyveleri ise enflasyon, hiper enflasyon, hayat pahalılığı, gelir dağılımı adaletsizliği, yolsuzluk, hırsızlık, pervasızlık, kibir ve sefalet olarak sayılabilir. Halk olarak siyasetin denetimini yapmak zorundayız. Halk olarak siyasetle ilgilenmeyiz. Halkın aydınları halkı bilinçlendirmeli ve öncü olmalılar bu konuda; öncü olmalılardı. Denetim ve teftiş mekanizmaları kuvvetlendirilmeli. Şeffaflık ve denetim yeni dönemin anahtarları olmalı. Zavallı, ekmeğin peşinde koşan adam bunu düşünemez. Ülkeni okumuşları ve düşünürleri daha aktif ve cesur olmalıydı. O sefih rezil anayasa geçmemeliydi. Gerçi iyi ki geçti. Bir şeyi tamamen kaybetmeden kıymeti bilinmiyor. Kendi dağına, ağacına ve koyuna sahip çıkan, hukuka riayet eden bir halkı yaratmak zorundayız. Yasa önünde eşitliği ve ifade özgürlüğünü tesis etmek zorundayız tekrar.

Yazının Devamı

Seçimin birinci turda ciddi bir farkla biteceğini tahmin ediyorum...

Ne diyor?

"Kadınlarımız, genç kızlarımız güvenle sokaklarda dolaşsın, çalışsın, okusun diye ilk kararnamemiz sığınmacı ve kaçakların geri dönüşüne ilişkin olacak."

Hani sorarlar ya sınavlarda: Yazar burada ne anlatmak istiyor diye... Biz de soralım: Ne anlatmak, nereye varmak istiyor?

Yazının Devamı

Soğan fiyatı 50 TL olabilir mi?

Yiğit kuru soğana muhtaç olup soğan fiyatı 30 TL olunca hepimiz hopladık şöyle. Peki, kritik soru şu: Soğan fiyatı 50 TL olabilir mi? Yahu ne yaptın 30 TL bile fahiş diyenler kızabilir soruma. Bu sorunun cevabı piyasadaki soğan ve para arzına bağlı. Piyasadaki para arzı artarken soğan arzı azalmaya devam ederse şaşırabilirsiniz belki ama 1 kg soğan 100 TL bile olabilir. Tavan fiyat yoksa, serbest piyasada bir ürün her şey edebilir.. Hele karşılıksız para basımı böyle devam ederse ve popülist politikalar siyaseti esir alırsa korkarım eylül ekimde yıl bitmeden soğan 50 TL et kilo 900 TL olur.

Asgari ücret 2021'de net 3577 TL iken, 2023 Temmuzda büyük ihtimalle 10‐11 bin TL olacak. Peki, asgari ücretli bir kişinin ürettiği ürünler 2 yılda 3 katına çıkmış mı? Tabi ki hayır. Bu demektir ki en az 3 kat enflasyon. Girdi fiyatlarına gelen zamları da ekleyin. 4‐5 kat. Genel kural: Bolluk olan yerde fiyat düşer, kıtlık olan yerde fiyat yükselir. Şu anda piyasada miktar bazında hemen her şeyde çok ciddi kıtlık var. Fiyatları yukarı çeken bu. Ne zaman market reyonlari et, peynir, süt, soğan, çilek, domates vs ile dolar taşar, fiyatlar öyle düşer.

Daha önce de defalarca belirttim. Cari açık kapanmadan Türkiye’de enflasyonun kontrol altına alınması mümkün değil. Peki cari açık nasıl kapanır?

Yazının Devamı

Çürümüş siyaset ve milletin tek umudu bay Kemal...

Açık ara en büyük sorun olarak ekonomi görülüyor fakat hickimse alın teri dökerek çalışıp bir değer ortaya koyma niyetinde değil. Muhalefetin çözüm olarak ortaya attığı şeyler de yurt dışından daha fazla borç para bulma ve daha fazla kamu harcaması üzerine kurgulu. Beyhude işler.

Devlete daha fazla personel alma ve kamu çalışanlarının sayısını daha da artırmak daha fazla enflasyon ve daha fazla fakirlesme demek. Üretimin ve özel sektör istihdamının nasıl artabilecegine dair seçime 2 hafta kala hickimse somut bir yol haritası ortaya koyamıyor. Türkiye’de halk fakirlestigini kabul etmek istemiyor. Eski alışkanlıklarına devam edip ithal ürünlere ucuz ve bol miktarda sahip olmak istiyor. Temel sorun bu.

Siyasetin hali de fena. Al birini vur ötekine.. İktidarın 20 yıl sonra ülkeyi getirdiği yer ortada. Peşkeş çekilmiş, talan edilmiş, kaynakları tükenmiş bir ülke. Peki muhalefetin çözümü ne: Daha fazla kamuya memur almak ve 45 yaşında emekli olmuş üretmeyen yatan 15 milyona yüksek maaş ve 15 bin emekli ikramiyesi vaat etmek.

Yazının Devamı

Sert faiz artışı şart

Herkes et, peynir, soğan fiyatlarının düşmesini istiyor. Fakat gözden kaçan nokta şu ki bunların fiyatı düşünce ev, araba fiyatları da düşmek zorunda. Bu da piyasada durgunluk ve işsizlik demek. Arzını artıramadığın bir şeyin fiyatını ancak talebi kısarak düşürebilirsiniz.

Yani sert bir faiz artışı gerekiyor. Hiç kimsenin dillendirmediği gerçek bu. O kadar sert bir faiz artışı yapmayı kimse göze alamaz. Muhalefet bile faiz artışı yapacağını söylemiyor söyleyemiyor. O halde fiyatlarda düşüş beklentisi hayal ürünüdür.

FAİZ tek başına yetmez ayrıca.

Yazının Devamı

Dönecek olan yok..

Suriye'de Asgari Ücret 50$.

Türkiye'de 400$+ şu anda.

Neden dönmek istesinler?

Yazının Devamı