2022 yılı hem ülkemiz hem dünyamız için ekonomik sallantılarla geçen bir yıl oldu. Özellikle 2020 yılında Çin’de başlayarak küresel bir kriz haline gelen pandeminin yarattığı ekonomik darboğazın etkisi bu sene önemli ölçüde kendini gösterdi. Geçen iki senede kötüleşen ekonomik göstergeler bu sene iyice etkisini arttırdı. Dünya genelinde yaşanan sert enflasyon artışları ile ülkeler zorlanırken, bir yandan da büyüme oranlarında düşmeler yaşandı.
Ülkeler mevcut para politikaları ile paralarının değerini korumakta zorlanırken, vatandaşlarını enflasyona ezdirmemek için yoğun mesai harcadılar. Ülkemizde ise hızla yükselen enflasyon ve kur etkisini özellikle 2022 yılının ikinci yarısından itibaren sert şekilde göstermeye başladı. Enflasyon sebebiyle artan fiyatlar ve düşen alım gücü geçen senenin en çok konuşulan konusu oldu. Bu durum karşısında vatandaş çaresiz kalırken her güne yeni bir zam haberi ile uyanmaya başladık. İşte tüm bu ekonomik sıkıntılar eşliğinde 2022 yılını geride bıraktık ve yeni bir yıla 2023 yılına merhaba dedik. Umarım bu yıl ülkemiz ve milletimiz için çok parlak ve umut verici bir yıl olur.
Geçen günlerde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB); 2023 yılını nasıl geçirecekleri konusunda bir yol planı niteliğinde duyuru açıkladı. Açıklanan duyuruda en dikkat çekici nokta daha öncelerde “Para ve Kur Politikası” olan başlık “Para Politikası ve Liralaşma Stratejisi” olarak değiştirildi. Bu durumun en önemli sebebi ülkemizde yaşanan hızlı kur artışı ve buna bağlı olarak oluşarak fiyatlara yansıyan enflasyonist etkilerdir. Liralaşma stratejisini anlayabilmek için öncelikli olarak dolarizasyon kavramını anlamamız gerekmektedir. Kısaca dolarizasyon; bir ülkede var olan yerleşiklerin, belirsizlik ortamı ve yüksek enflasyon yüzünden ulusal para biriminin değer kaybedeceğini düşünerek yabancı para cinsinden varlık ya da doğrudan yabancı para tutmasına denmektedir. Tam ve kısmi olarak ikiye ayrılır. Tam dolarizasyon, bir ülkenin ulusal para birimini tamamen terk ederek yabancı para birimine yönelmesidir.