Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, alacak, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı ödenmesine yönelik dava açacak kişi veya firmalar için emsal niteliğinde, içtihat sayılacak çok önemli bir karara imza attı.

ADALET BAKANLIĞI'NIN İTİRAZIYLA BAŞLAYAN SÜREÇ

Bu karar; Adalet Bakanlığı'nın, Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davacı lehine 23 Aralık 2020'de verilmiş bir itirazın iptali hükmünün, kanun yararına bozulması talebi sonrası geldi.    

Ad Bak56

SİGORTA ŞİRKETİ, HASAR KARŞLIĞI ÖDEMESİNİ İNŞAAT ŞİRKETİNDEN TALEP ETTİ 

Yargıtay kararına konu olan alacak-itirazın iptali dava dosyasına göre, üst mahkemenin "zamanaşımı" ile ilgili içtihat oluşturmasına giden süreç şöyle gelişti:

Davacı HDI Sigorta, Kahramanmaraş'ta davalı Yapıt İnşaat şirketi  tarafından yapılan inşaatın alt katında bulunan Mustafa Terlik’e ait iş yerinde su sızması yaşandığı ve hasar meydana geldiği için ekspertizin hasar raporu hazırlattı. Rapor doğrultusunda dükkan sahibine hasar karşılığı sigorta ödemesi yapan sigorta şirketi, ödediği masrafı karşılamak için kusurlu inşaat şirketi aleyhine 18 Şubat 2020'de icra takibi başlattı.  

DAVALININ "ZAMANAŞIMI" İTİRAZI

Davalı firma da, 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği ve zamanaşımı oluştuğu gerekçesini mahkemeye sunarak davanın reddini istedi. 

Sigorta şirketi bunun üzerine, hak sahibine ödeme yaptığı için Yargıtay içtihadına konu takibe yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminat talepli dava açtı. 

MAHKEME İTİRAZIN İPTALİNİ KABUL ETTİ

Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, hasar için eksper incelemesi yapıldığı, zarar bedelinin ortaya çıkarıldığı, mahkemeye aksine yönelik belge sunulmadığı, sigorta şirketi ile iş yeri sahibi arasında 1 yıllık sigorta sözleşmesi imzalandığı ve iş yerinin su basması sonucu zarara uğradığı gerekçeleriyle davayı kabul etti.

Mahkeme, icra takabinin devamına ve davalının davacıya bedelin yüzde 20'si oranında icra inkar tazminatı ödemesine yönelik hüküm kurdu. 

DAVALI FİRMA ADALET BAKANLIĞI'NA BAŞVURDU

Davalı inşaat firması bunun üzerine Adalet Bakanlığı'na başvurarak, zamanaşımı yönünden kanun yararına temyiz incelemesi talebinde bulundu. 

Dilekçede, mahkemece zamanaşımı hususu değerlendirilmeden esasa girilip karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu belirtilerek, ilk derece mahkemesi kararının kanun yararına bozulması istendi.

YARGITAY: ZAMANAŞIMI ALACAĞIN DEVAM EDEBİLME ÖZELLİĞİNİ ORTADAN KALDIRIR

Temyiz talebini inceleyen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, zamanaşımı ile ilgili önemli yorumlara imza attığı kararı böylece verdi. 

Zamanaşımının, almak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade ettiğini belirten yüksek mahkeme, "Bu tanımdan da anlışılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu eksik bir borç haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır. Borcun zamanaşımına uğramasıyla borç sona ermez, sadece alacaklının dava yoluyla alacağını elde etme olanağı, alacağın dava edilebilme niteliği ortadan kalkar. Zamanaşımına uğramış bir borç ifa edilebilen fakat dava edilmeyen eksik bir borçtur." ifadelerini kullandı. 

Yargıtay87

"BORÇLU BORCUNDAN KAÇINMAK İSTİYORSA..."

Yargıtay, zamanaşımının hukuki açıdan def'i niteliğinde olduğuna dikkati çekerek, "Borçlu borcunu ifadan kaçınmak istiyorsa zamanaşımı def'inde bulunup alacağın zamanaşımına uğradığını, dava edilebilme niteliğini kaybettiğini ileri sürebilir. 6098 sayılı kanunun 161. Maddesinde açıkça belirtildiği üzere zamanaşımı ileri sürülmezse hakim bunu kendiliğinden gözönüne alamaz." değerlendirmesinde bulundu. 

"MAHKEMENİN ESASA GİRİP İNCELEMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR"

Bir alacağın zamanaşımına uğraması, yani alacağın dava edilebilme niteliğini kaybetmesi için zamanaşımı süresinin geçmesi gerektiğini vurgulayan yüksek mahkeme, "Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse, hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir." içtihadını da sundu.  

"HAKİM, ZAMANAŞIMI İTİRAZLARINI İNCELEMEK ZORUNDA"

Mahkeme hakiminin ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra ve tahkikata başlamadan önce hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def'ileri inceleyerek karara bağlamak zorunda olduğu uyarısını yapan Yargıtay, mahkemece ileri sürülen zamanaşımı def'i hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu bildirdi.

TEMYİZİN KABULÜ VE MAHKEME KARARININ BOZULMASI HÜKMÜ

Yargıtay, Kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kanun yararına bozulması gerektiği sonucuna varıldığını belirterek, kararın sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına yönelik hüküm kurdu.

GEÇ KALMIŞ ALACAKLILARI ÜZECEK KARAR

Yüksek mahkemenin bu emsal kararı, firma veya kişilerden alacakları olup, bu alacaklarıyla ilgili zamanında dava açmayan davacıları üzecek bir karar olarak kayıtlara geçti. 

Uzmanlar, alacak davalarında kişi veya firmaların zamanaşımını dikkate almaları gerektiğinin, Yargıtay'ca bir kez daha vurgulandığını ve bunun örnek teşkil etmesi gerektiğini söylüyor.