ANTALYA (AA) - Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Başkanı Zafer Öztürk, "İçinde bulunduğumuz şartlar nedeniyle, mevcut yönetmeliklerimizde yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulmakta olup, ücretler başta olmak üzere, ivedilikle, yeni bir yönetmelik yapılması zaruri olmuştur." dedi.
TÖZOK tarafından "Eğitime Bütünsel Yaklaşım ve Yapay Zeka" temasıyla düzenlenen 22. Geleneksel Eğitim Sempozyumu, Antalya'da bir otelde başladı.
Öztürk, açılıştaki konuşmasında, Kahramanmaraş merkezli, 11 ili etkileyen büyük depremin ardından devletin öncülüğünde yaraları sarmak için tüm ülkenin seferber olduğunu vurguladı.
Özel okulların da bu acıları bir nebze olsun hafifletebilmek için büyük bir sosyal dayanışma hareketini hayata geçirdiklerini ve farklı yaş ve seviyelerde 33 bin 598 öğrenciyi 3 bin 93 okulda, tam burslu olarak eğitim-öğretime başlattıklarını anlatan Öztürk, bu öğrencilerin önemli bir kısmının hala okullarda öğrenimlerine devam ettiğini söyledi.
Eğitimin geleceğine ilişkin konuları konuşmak istediklerini ifade eden Öztürk, "Son günlerde tüm çevrelerin gündeminde olan maliyet artışlarını, ücretlerin ne olacağını konuşmaktan yorulduk." dedi.
Kurumlarının yılda bir defa okul ücreti artışı yaparak gerek ulusal gerek küresel bağlamda dünyayı tehdit eden enflasyonla mücadele etmeye çalıştığını belirten Öztürk, "Şu bir gerçek ki, resmi verilere ve istatistiklere dayanılarak yapılmış olan analiz ve araştırmalar, eğitim kurumlarının durumunun mali anlamda hiç de iç açıcı olmadığını göstermektedir." diye konuştu.
Öztürk, şöyle devam etti:
"Ancak içinde bulunduğumuz şartlar nedeniyle, mevcut yönetmeliklerimizde yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulmakta olup, ücretler başta olmak üzere, ivedilikle, yeni bir yönetmelik yapılması zaruri olmuştur. Bu kapsamda yönetmelikle sınırlandırılmış olan fakat gerek ulusal gerek küresel bağlamda, ekonomik şartlar açısından ne yazık ki gerçeklerle örtüşmeyen bu artış oranları ile ilgili hukuksal yollarla bir hak arayışı içinde olacağımızı da sizlerle paylaşmak istiyorum."
Son 1 yılda dernek olarak gerek ekonomik gerek yönetimsel konularda Milli Eğitim Bakanlığına resmi ziyaretler yaptıklarını dile getiren Öztürk, gördükleri ve yaşadıkları her sorunda sektörün temsilcisi ve sözcüsü olarak seslerini duyurmaya çalıştıklarını anlattı.
Öztürk, bu kapsamda, tüketim giderlerinde belli oranlarda yükün hafifletilmesini, hem özel okulculuğa hem velinin şartlarına destek sağlayacak teşvik desteği ile KDV indiriminin sağlanmasını, özel okulda görev yapan öğretmenin de yeşil pasaportu olmasını, maliyet artışları karşısında destek istediklerini aktardı.
Öztürk, Azerbaycan ziyareti dolayısıyla sempozyuma katılamadığını belirttiği Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e ve bakanlık yetkililerine, yapıcı ve kavrayıcı bir tutum sergileyerek kapılarını her zaman açık tuttukları için teşekkür etti.
- "Sektörle işbirliği yapıyoruz"
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Fethullah Güner de katılımcılara Azerbaycan seyahati dolayısıyla sempozyuma katılamayan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in selamlarını iletti.
Bakanlığın paydaş kurumları olarak tanımladıkları özel öğretim kurumlarına verdikleri hizmetler dolayısıyla şükran duyduklarını vurgulayan Güner, sektörle işbirliği yaparak sorunları çözmeye çalıştıklarını anlattı.
Güner, "Özel okullarımızın mali hususlarının iyileştirilmesi noktasında çok şey yapmamız gerektiğinin farkındayız ve bununla ilgili de ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Bunlarla ilgili somut sonuçlar alacağımıza inanıyoruz. Hiçbir zaman devlet ya da özel okul ayrımında değiliz, hepsi devletin okulu, hepsi milletin okulu." diye konuştu.
Kamudaki vergi dilimleriyle özel okullardaki çalışanların vergi yükleri arasındaki farklılıkları gidermek için çalışma yürüttüklerini anlatan Güner, "Sayın Bakanımız, bunu doğrudan sahiplendi, inşallah bununla ilgili somut sonuç alacağız." dedi.
Bakan Tekin'in müsteşar olduğu dönemde teşvik uygulaması başlattıklarını hatırlatan Güner, son 10 yılda özel okullarda 3 kat büyüyen bir öğrenci sayısının bulunduğunu anlattı.
Güner, konuşmasında ülkenin ihtiyaçlarının ve ikili eğitim yapan bölgelerdeki okulların boş kontenjanlarının da dikkate alındığı "eğitim-öğretim desteği" çalışmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Çocukları geleceğe hazırlarken kendi tarihlerinin ve medeniyet birikiminin farkında olmalarını sağlamak gerektiğine işaret eden Güner, çocukların okullarda kendi kimliğinin nüveleri dışında bir kültür emperyalizmine maruz tutulmamalarının önemini vurguladıklarını, bununla ilgili yazılar yazdıklarını ama yazıların yetmediğini, bu konuda herkesin birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
Bakanlığın belirli gün ve haftalarından, kulüp çalışmalarına kadar bilim, sanat, edebiyat, spor alanlarındaki çerçevenin oldukça geniş olduğunu, bu bağlamdaki tüm çalışmaları desteklediklerini ifade eden Güner, şunları kaydetti:
"Ancak, tarih ve kültürel kimliğimizle alakası olmayan, pagan kültürüne kadar uzanan belli bayramları ya da etkinlikleri okulların içerisinde bir faaliyet olarak görmek istemiyoruz. Bu konudaki duruşumuz gerçekten çok net. Sizlerden bu konuda hassasiyet bekliyoruz. Yurt dışından gelen, özellikle İngilizce kaynaklı ders kitaplarının içeriği, kendi basıldıkları ülkenin kültürel kodlarıyla ilişkili olabilir, biz onlara de saygı duyarız. Her kültüre, her inanca saygı duyarız. Ancak bu bizim için bir kültürel yozlaşmaya dönüşürse eğitimci olarak sizler öğretmen, eğitimci olarak, bizler eğitimin paydaşları olarak buna 'dur' demek zorundayız. İnanç boyutlarının her biri kendi içerisinde değerlidir, bu bağlamdaki okullarımızda bu etkinlikler yapılır, biz de destekleriz devlet olarak ama kendi okullarımızda çocuklarımızı bu etkinliklere maruz bırakacak durumlarda sizlerden hassasiyet bekliyoruz. Eğitim yöneticileri olarak bunu sizin takip etmenizi özellikle istirham ediyoruz."
Genel Müdür Güner, denetimlerde ya da kendilerine ulaşan bilgilerde bazı durumlarla karşılaştıklarını belirterek, "Tarihi ve kültürel olarak çok önemsediğimiz bir derste İngilizce işlendiğini duyunca bu bizi hem üzüyor, hem sorumluluk yüklüyor. Türk bilim tarihi dersinde fizik işlendiğini, din kültürü dersinde matematik işlendiğini duyunca, bunun gereğini yapmamız gerekiyor, hem de paydaşlar olarak bunu masaya yatırmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.