Berat Kandili, Ramazan ayının müjdecisi olarak bu gece idrak edilecek ve Müslümanlar ellerini semaya açarak dualarını yapacak. Bu mübarek gecede, en çok okunan ve anlamına dikkat edilen surelerden biri de Tevbe Suresi. Özellikle surenin son iki ayeti, kandil gecesinde okunmak isteniyor. Peki, Tevbe Suresi'nin 128. ve 129. ayetlerinin anlamı nedir? İşte, bu ayetlerin anlamı ve hangi durumlarda okunması gerektiğine dair detaylar…
TEVBE SURESİ SON 2 AYETİN OKUNUŞU
- لَقَدْ جَاءَكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُوفٌ رَحِيمٌ
Le kad caekum rasulun min enfusikum azîzun aleyhi ma anittum harîsun aleykum bil mu’minîne raûfun rahîym - فَإِن تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِيَ اللَّٰهُ لَا إِلٰهَ إِلَّا هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ
Fe in tevellev fe kul hasbiyallahu la ilahe illa hu aleyhi tevekkeltu ve huve rabbul arşil azîym
TEVBE SURESİ SON 2 AYETİNİN ANLAMI
128. Ayet:
"Andolsun, size içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir, size çok düşkündür, müminlere karşı şefkat ve merhamet doludur."
129. Ayet:
"Buna rağmen yüz çevirirlerse de ki: ‘Allah bana yeter, O’ndan başka ilah yoktur, ben yalnız O’na güvenip dayanırım; O, büyük arşın sahibidir.’"
DİYANET TEFSİRİ
Hz. Muhammed, bir insan olarak içimizden biridir; ancak Cenâb-ı Allah onu vahiy alma ve peygamberlerin sonuncusu olma mertebesiyle onurlandırmıştır. Bu âyetlerde, Allah’ın Resûlünü çok şefkatli ve merhametli olarak tanımlayan raûf ve rahîm sıfatları öne çıkarılmaktadır. Bu sıfatlarla birlikte, Hz. Peygamber’in müminlere karşı ne kadar düşkün ve sevgi dolu olduğu vurgulanmıştır. Yüce Allah, hiçbir peygamberi bu iki ismiyle birlikte anmamıştır, bu da Hz. Muhammed’in Rabbimizin katındaki yüksek derecesini gösterir.
- âyette ise, yüz çevirenlere karşı üzüntü duymaması, sadece Allah’a güvenmesi ve O'na dayanması gerektiği belirtilmiştir. Tevekkül, yani yalnızca Allah’a güvenmek ve O’na dayanmaktan bahsedilmektedir. Bu sure, Allah ve Resûlünden bir bildirimle başlamış, ve yine Cenâb-ı Hakk’ın yegâne ilâh olduğu vurgulanarak sona ermiştir.