"Srebrenitsa Katliamı ne zaman oldu, hangi tarihte gerçekleşti?" gibi soruların yanıtları, bu acı olay hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler tarafından araştırılıyor. Bosna Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa şehrinin Sırp askerleri tarafından ele geçirilmesinin akabinde başlayan kanlı soykırım, Boşnak ailelerin kanayan yarası olarak kabul ediliyor. Peki Srebrenitsa Katliamı nedir, ne zaman oldu? Srebrenitsa'da ne oldu, Srebrenitsa olayı ne? İşte detaylar..

SREBRENİTSA KATLİAMI NEDİR?

Srebrenitsa Katliamı, Bosna Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa şehrinin 11 Temmuz 1995'te savaş suçlusu Ratko Mladic komutasındaki Sırp askerleri tarafından ele geçirilmesinin akabinde başlamıştır. Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'nın ardından yaşanmış en büyük insanlık trajedisi olarak kabul edilmektedir. Srebrenitsa Katliamı'nda en az 8 bin 372 Boşnak sivilin hunharca katledildiği bilinmektedir.

Srebrenitsa Katliamı 1

SREBRENİTSA'DA NE OLDU?

Ratko Mladic komutasındaki Sırp askerleri tarafından ele geçirilmesinin akabinde Şehirde yaşayan, soykırıma maruz kalan siviller, BM bünyesinde bölgede görev yapan Hollandalı askerlere sığınmış ve hayatta kalmayı ummuşlardır. Ancak Hollandalı askerler onları Sırp güçlerine teslim etti.

Srebrenitsa'nın işgal edilmesinin ardından şehirde yaşayan Müslümanların bir bölümü, bugünkü şehitliğin tam karşısında bulunan eski akümülatör fabrikasında konuşlanan Hollanda askerlerine sığınırken bir kısmı da orman yolundan Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmayı seçti. Orman yolunu seçenlerin de Hollandalı askerlere sığınanların da kaderi aynı oldu. Yaşanan büyük katliamlar nedeniyle halk arasında "ölüm yolu" olarak da anılan orman yolunu seçen binlerce Boşnak, Sırp askerlerin kurduğu pusularda öldürüldü.

Hollandalı askerlere sığınanlar da eski akümülatör fabrikasındaki ilk gecenin ardından başlarına gelecekleri anladı. İlk gece fabrikaya giren Sırp askerleri kimlik kontrolünü yapıp keyiflerine göre bazı erkekleri götürürken, eşlerinden ya da oğullarından ayrılan kadınların çığlıkları duvarlarda yankılandı.

Ertesi gün Hollandalı askerlerin birkaç metre ilerisinde, kampın hemen dışında bekleyen Sırp askerleri, kadın ve çocukları otobüslere bindirirken erkekleri hemen orada ailelerinden ayırdı. Ailelerinden ayrılan erkekler, daha sonra katledilip farklı toplu mezarlara gömüldü. Kadın ve çocuklar ise yıllardır yaşadıkları evlerinden sürgün edildi.

Savaştan sonra yargılanarak aralarında Srebrenitsa soykırımının da bulunduğu birçok savaş suçundan müebbet hapse mahkum edilen Mladic'in 11 Temmuz 1995 günü söyledikleri, adeta birkaç gün içinde olacakların da habercisi olmuştur. Sırp bayramı arifesinde şehri Sırp milletine armağan ettiklerini söyleyen Mladic, "Nihayet bu topraklarda Türklerden (bölge Müslümanları için kullanılan ifade) intikam alma zamanı gelmiştir." ifadelerini kullanmıştır. Bu söylemlerin ardından birkaç gün içinde en az 8 bin 372 Boşnak sivil katledilmiş, çok sayıda kadın ve çocuk evlerinden sürgün edilmiştir.

Srebrenitsa Katliamı 3

SREBRENİTSA KATLİAMI SUÇLULARI

Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı, 2007 yılındaki kararında, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesinden (ICTY) gelen kanıtlar doğrultusunda, Srebrenitsa ve civarında yaşananları "soykırım" olarak nitelendirdi. Sırp komutan Ratko Mladic, ICTY'de görülen davada, aralarında Srebrenitsa soykırımının da bulunduğu birçok suçtan müebbet hapse mahkum edildi.

Mahkeme ayrıca Srebrenitsa soykırımında işledikleri suçlar nedeniyle eski Sırp general Radislav Krstic'i 35 yıl, Vidoje Blagojevic'i 15 yıl, Vujadin Popovic ve Ljubisa Beara'yı müebbet, Drago Nikolic'i 35 yıl, Ljubomir Borovcanin'i 17 yıl, Vinko Pandurevic'i 13 yıl, Radivoje Miletic'i 19 yıl, Milan Gvero'yu 5 yıl hapse mahkum etti. Öte yandan, eski Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Milosevic de Srebrenitsa'daki soykırımla suçlanmış ancak yargılanması devam ederken tutuklu bulunduğu cezaevinde yaşamını yitirmişti.

Srebrenitsa Katliamı'nın ardından 29 yıl geçmesine rağmen, hala binin üzerinde soykırım kurbanının cenazesine ulaşılamaması Srebrenitsa yarasının hala kapanamamasının en büyük sebebi olarak gösteriliyor.

Editör: Nurseli Fırat