Ne zaman ki metroda, vapurda ya da sahilde sessizce gönülleri dinlediğimde… Asıl tehlike işte o zaman kendini gösteriyor.

Derin mutsuzluk… Derin yalnızlık… Derin değersizlik…

Bakışlar donuk, yürekler zaten matlaşmış. Çözümsüzlüğün dehlizlerinde debelenme hali…

Sanki hep birlikte yalnızlık türküsü söyleniyor. Türkünün bir bölümünde umuda, mutluluğa özlem de anlatılmıyor değil.

Yani durum kötü... Tek kelimeyle kötü…

Böyle ne kadar dayanılır bilemem?

Yalnız şunu söyleyebilirim. Şimdiye kadar gördüğüm en kötü saha fotoğrafını çektim diyebilirim.

Çözüm kelimesi sanırsın çölde vaha… Gerçekten de böyle görülüyor. Kalabalıklar o kadar çözümsüzlüğe mahkûm edilmiş ki… Basit bir konuda bile çözümün olabileceği akıllara gelmiyor.

Bu gidiş gidiş değil…

O yüzden de sürekli polemik yapan, uzun uzun, sürekli konuşan siyasetçilere ‘alerji’ hissi baş göstermiş.

O yüzden de duruşu olan, kapsayıcı, güven veren, samimi siyasetçiler daha çok dikkat çekiyor.

Son söz: Dünyayı atalarımızdan miras olarak değil, çocuklarımızdan emanet olarak aldık..

Bir Kızıldereli Özdeyişi

Aforizma: Bir annenin yüreğinde sessizce yatan bir türkü, onun çocuğunun dudaklarında söylenir..

Not 1: İndigo/Tosun: Turizmci, dövize dayalı uzun vadeli kredi kullanmak istiyor 

Söylemiştim, değil mi? Devlet nasılsa bizi kurtarmak zorunda diye fahiş fiyatlardan 5 kuruş indirim yapmıyorlar. Batmalarına kesinlikle göz yumulmalı..

Not 2: Turizmde her yer bomboş olduğu halde neden fiyatlar düşmüyor? Neden arz-talep çalışmıyor? Herkes bunu merak ediyor. Tek sebebi turizmcilerin kendilerini "too big to fail" olarak görmesi. Yani batarsak devlet bizi kurtarmak zorunda diye hesaplıyorlar. Şu ana dek hep böyle oldu.

Not 3: Türkiye’nin cari açık vermesi ucuz döviz kaynaklı mı? Bunu irdeleyelim. Cevap: kesinlikle değil. Cari açık aslında teknoloji açığı. Son 10 yılda döviz kuru 16 kat artmış ama cari açık kapanmamış. Neden? Çünkü yüksek teknoloji ürünlerin ihracattaki payı hep %3 civarında.

Not 4: Şu anda Türkiye’deki en önemli ekonomik sorun tüketici davranışındaki bozulma. Ders kitapları böyle yazar. Yani psikolojik etmen. Halk gelecekte enflasyonun hedeflenen seviyeye düşeceğine inanmıyor. Açıkçası bu gidişatla haksız da sayılmazlar.

Not 5: ÇARLİSTON BİBER:     68 TL/Kg

TAZE FASULYE:           135 TL/Kg

Carrefour fiyatları.

Patates, Domates, Soğan ucuz neyse ki...

ÇARLİSTON, her zaman halde çürüyen, fazla üretilen bir sebzeydi. Vay canına.

TÜRKİYE YÜZYILINDA her şey para ediyor artık!

Not 6: Akif Emre, “Muhafazakâr Makyevelizm, sadece sistemi yaşatmak için değerleri araçsallaştırmakla kalmaz, doğal sonucu olarak değerleri çürütür” der. Bu tespit elbette çok haklı ve doğru bir yerden bize bir şeyler söylüyor. Eleştirel akla sahip olmayan toplumların giderek sisteme bağımlı hale gelmeleri neticesinde gerçek bağımsızlıkla bağımlılıkları arasındaki uçurumun ne denli derinleştiğini idrak edemeyecek kadar kati ve bağnaz bir hale geldikleri her fiillerinden sonra belirgin bir şekilde ortaya çıkıyor.

Not 7; Hakikat adına yola çıkıp sürekli hakikati tevil etmeye çalışanların bir erdem mücadelesi vermeleri, hakikati sadece hakikat olarak benimsemeleri oldukça zordur. Bu yüzden her travmada hakikati araçsallaştırdıklarından dolayı hakikat namına ortaya koydukları şey kendi zanları ve de kuruntularından başka bir şey değildir. Sadece günü kurtarmak için kendilerine konum belirleyenlerin kendilerinden başka bir düşünceye sahip olmadıkları, hakikat karşısında zaaf göstermelerinden belli olur. Bu nedenle güce göre savrulanların cesareti kardeşlerine karşı şedit ve amansız olmaları nedeniyle açığa çıkar. Hakikate en büyük darbeyi tevilciler, kavram bükücüler, güce zafiyet duyanlar vurur. Kardeşlerinin hukukunu koruyamayan hiçbir hukuku koruyamaz ve hiçbir mücadeleyi veremez. Onun için mesafesini kaybetmeden yola devam edenlerin yolculukları hakikat üzere şekillenir. Bu sebeple salim bir kafa ile tartmalı her şeyi ve ezberlerle değil hakikatle her şeye bakmalı insan.

Not 8: Madem öyle!

Kaydet!

Kaydet ilk sayfanın ta en başına

Nefret etmem insanlardan

Hiç kimseye saldırmam!

Ama aç kalınca

toprağımı gaspedeni çiğ çiğ yerim!

Kolla kendini, kork benim açlığımdan

Kork benim öfkemden!

Kolla kendini!

(Mahmud Derviş, Kimlik Kartı)

Not 9: 1937 yılında Winston Churchill, Filistinliler için şunu söylemişti: “Yemlikteki köpeğin, orada uzun süre yatmış olsa bile yemlik üzerinde nihai hakkı olduğunu kabul etmiyorum. Bu hakkı kabul etmiyorum. Örneğin Amerika’daki Kızılderililere ya da Avustralya’daki siyahlara büyük haksızlık yapıldığını kabul etmiyorum. Daha güçlü bir ırkın, daha yüksek dereceli bir ırkın, deyim yerindeyse daha dünyevi bilge bir ırkın gelip onların yerini almasıyla bu insanlara yanlış yapıldığını kabul etmiyorum.” Bu sözler faşist-Siyonist İsrail’in Filistinlilere karşı davranışlarını-tutumlarını belirledi. 1969’da Siyonist Başbakan Golda Meir dedi ki: “Filistinliler diye bir şey yok.” Halefi Levi Eskhol dedi ki: “Filistinliler kimler? Ben buraya geldiğimde Filistin’de 250 bin Yahudi olmayan, çoğunlukla Araplar ve Bedeviler vardı. Az gelişmişlikten öte bir çöl gibiydi, hiçbir şey yoktu.” Bir diğeri Menachem Begin, Filistinlilere “iki ayaklı canavarlar” diyor. Bunlar devlet adamlarının dilidir, aynı zamanda bir zihniyetin de yansımasıdır.

Not 10: Adım adım bu topraklarda daha az Filistinlinin yaşaması, bu toprakların işgali, Yahudileştirilmesi bu zihniyetin askeri, siyasal amacı olduğu gerçeğini unutarak atılan ya da atılmayan adımlar, bugün bu kayıtsızlıkların sebebidir. Müslüman toplumların umursamaz tutumları da dünyanın çivisinin çıktığının en büyük işaretidir. İçi geçmiş bir ümmetin sadece salası okunmamış ve cenazesi kaldırılmamıştır. Yazık!

 

Not 11: Geniş bant interneti yaygın olan ülkeler dijital göçebe vizesi uygulamasıyla gelirini İnternetten çalışarak elde edenleri çekmeye çalışıyor. Dijital göçebeler devri başladı. Gençlere tavsiyemdir, öncelikle İngilizce öğrenin ve dijital göçebe olabileceğiniz meziyetler elde etmeye çalışın. Kendinizi kurtarmaya bakın. Coğrafya kader olmasın.

Not 12: Eğer fiyatlar doğru değilse, fiyatların değişimi doğru olur mu?

Garbage in garbage out.

Not 13: Ülke kanun devletiyken, hukuk kör topal işlerken; 2016’nın ilk yarısında faiz gideri

24,9 milyar₺ (8,5 milyar$)

Ülke kanun devleti özelliğini yitirmiş, tamamen iktidarın kontrolündeyken; 2024’ün ilk yarısında faiz gideri

529,5 milyar₺ (16,7 milyar$)

Kontrolsüz güç güç değil!

Not 14: TCMB bu sene de faiz indiremez, seneye de…

Şimdi gelelim gerçeklere. Halkın 12 ay sonrası enflasyon beklentisi %71.5’le %97 arasında bir yerde seyrederken, TCMB politika faizinin yıllık bileşiği nedir?  %62 filan. Mevduat faizi?  %60.  Kredi faizleri?  En babası %71.  Yani, tüketiciye göre kredi bedavadır. Hatta, kredi aldığında, üstüne banka ona para öder. Maaşı her geçen gün hızla erimektedir.  Ücretini aldığı gün harcar. Tasarruf yapmaz.

Özel sektör maliyet filan dinlemez, her ay zammı basar. Çünkü basmasa, iki-üç sonra girdi stoklarını yenilediğinde çok daha yüksek fiyat ödeyecek ve zarar edecek.

Belki yaz aylarında hasbi enflasyon beklentileri biraz geriler, zaten blogda da öyle bir gözlem var:

“Hane halkının geleceğe yönelik enflasyon beklentilerinde, manşet enflasyon seviyesinin önemli bir etken olduğu biliniyor”.

Eyvallah, ama %71.5 veya %97’den gelecek sene enflasyon hedefi olan %14’e gerilemez ki?  Daha elektriğe yeni zam geldi. Gelecek ay bir de doğal gaz boru döşeyecek cüzdana. Kiraları serbest bıraktık, yaz boyunca resmi TÜFE’yi yukarı iter. İter değil mi?  Yoksa yine iki yıldır kiracı bekleyen izbe evleri mi ölçeriz?

Enflasyon beklentileri kontrol altına alınıp hızla ve sürekli biçimde TCMB hedeflerine doğru gerilemeden yapılacak bir faiz indirimi derhal davranışları bozar. Hükümet üstünde emekli maaşı ve asgari ücrete zam baskısı dayanılmaz boyutlara erişir. Her üretici, toptancı ve perakendeci müşteri bulduğu ölçüde zam yapar.

Ve gelsin hiper-enflasyon. TCMB derhal faizleri artırmalı.

Not 15: EMEKLİ MAAŞI ve ASGARİ ÜCRETİ  eşitlemenin tek bir yolu var; o da Asgari Ücreti düşürmektir.

Bu hamlenin sonucunda, mal fiyatları zamanla düşecek ve Asgari Ücretlinin refahı azalırken, emeklinin artacaktır.

Not 16; Yüksek Lisans ve hele hele PHD, %99 VİZYONSUZ insanların yaptıkları şeyler. Hayatla ilgili bir projeksiyonu yok, bir şey üretecek beyni yok, girişimi yok; e ne yapacak, elbette PHD (Doktora) yapacak ve CV'ye yazacak. Belki yutarlar...

%1 oranında ise, gerçek BİLİM ADAMI görebilirsiniz.

Not 17; Halk açılıktan ölür ama AK Partilinin gemisi bir damla su almaz.  Cahit Turhan, bakanlığı döneminde araç geçiş garantisi verdiği Kuzey Marmara Otoyolu İşletmesi’ne CEO olarak atanmıştı.

 Lütfi Elvan da devletten aldığı ihalelerle bilinen Kalyon Holding YK’na getirildi. (BirGün)

Not 18: Bir güzellik merkezi sahibi daha gözaltına alınmış. Neslim Güngen. Sebep; suç gelirini aklama vs.

İsterseniz yüz tanesini alın fark etmez.

Kimin suçtan kaynaklı gelirini akladıklarının üzerine gitmiyorsunuz. Bunlar hep makyaj operasyonları.

Not 19: Biliyorum, saatler var daha sabaha,

geceler uzun çünkü, gölgeler gaddar.

Hiçbir şey bana hayatımda

koymadı bu yaşa girmek kadar.

Not 20: Bir gözyaşının altında,

“Hüzünlü müsünüz,

Sürekli ve nedensiz?

Yardımcı olabiliriz.”

Bir psikoloji kliniği.

Yol boyunca düşündüm:

İlk bindiğimde bu metroya,

18 yokken yaşım daha,

ilgilenmez, güler geçerdim

çıksa bu reklam karşıma.

Niye gülemiyorum şimdi?

Niye cevabım evet?

Not 21: Ne kadar baksam da kıpırdamadan

delemedi bakışlarım gecenin karanlığını.

Yavaş yavaş alıştı sonra gözlerim

ve gördüm,

görecek bir şey olmadığını.

Not 22: Sigaradaki kompleks bir vergi başka hangi ülkede var acaba? Enflasyonu çok etkilemesin diye bir sürü vergi hokkabazlığı. Yok maktu, yok minimum, yok yüzdelik vergi. Çıkar enflasyon sepetinden, %500 ÖTV koy bitsin..

Not 23: Başka tost, çiğ börek, peynir, zeytin satan yerlerin önünden geçiyorum...

Sinek avlıyorlar.

E hani tatil sezonunun en yüksek yerindeydik!

Medyanın anlattığı bin liralık lahmacun, bin beş yüz liraya girilen beach club hikayelerinin ötesindeki durum bu mu?..

Sade insanlar neredeler?..

Yollarda vızır vızır gidip gelen yazlıkçı özel araçlar?

Depoyu bin küsur liraya doldurup, otoyola kredi kartını bıraktıktan sonra bir şeyler yemeye mecalleri kalmıyor mu?

Kimse onlardan bahsetmiyor.

Aile babası genç adam bakışlarımdan anlıyor; çıkarken kapı önüne "Bayramda herkes sıfırı tüketti Kemal Bey" diyor; "elindeki avcundakini, kartındakini harcadı, bitti; bu tenhalık ondan."

Not 24: Orta sınıf her şeye rağmen başını dik tutmaya çalışıyor, biliyorum.

Ama içinden geçtiğimiz yaz mevsimi bu sınıfın yakasından tutmuş, sarstıkça sarsıyor.

Bakalım sonbahar nasıl gelecek?

Not 25: Ben bir bakıma tutkunun yaratabileceğinden çok daha yakın bir ilişki düşlüyorum; ortak inanç bağı yani... (LAWRENCE DURRELL / Mountolive)

Not 26: Üçkağıda getirilmek, en son süprüntüleri satın almak için kandırılmak istiyorlar. Televizyon reklamlarıyla eğitilmiş bunlar. Bir değer taşıyan tek şeyin, poşetlerine koyabilecekleri şeyler olduğunu sanıyorlar. ( J. G. BALLARD / Öteki Dünya )

Not 27: Amerikan arabası daima 2. araç olmalı.

Burunları uzun, SÖMÜRGE ülkelerde dar alanda dönmek bile dert.

Not 28: Devlet kurumuna geldim. Memurların yarısı arazi. Diğer yarısı ise, sıkıntıdan aşırı ilgili.

İhtiyacın rahat 5 katı personel var.

Not 29: Türk seçmeni 1999’da %22 verdiği DSPyi, ekonomiyi mahvetti diye 3 yılda %1’e düşürdü…

Aynı tarifeyi Mayıs 2023’de AKPye uygulamadığı için mevcut şartlarda 2028’e kadar inim inim inleyecek maalesef.

Sandıkta kullandığımız oy kaderimizdir!!

Kendi düşen ağlamaz.

Nokta!!!

Not 30: West Indies, Kızıl Elma, İtaki, Maçin!

Uzun yola çıkmaya hüküm giydim.

Beyazların yöresinde nasibim kalmadı

yerlilerin topraklarına karşı suç işledim

zorbaların arasında tehlikeli bir nifak

uyrukların arasında uygunsuz biriyim

vahşetim

beni baygın meyvelerin lezzetinden kopardı

kendime dünyada bir

acı kök tadı seçtim

yakın yerde soluklanacak gölge bana yok

uzun yola çıkmaya hüküm giydim. İ.Ö.

Not 31: Yakın zamanda üniversite sınavında bir çocuk yakalandı. Üzerindeki düğme boyu bir kamera düzeneği ve birkaç bağlantıyla sınav sorularını YZ’ya çözdürüyordu. Ne yaptılar bilmiyorum. Bence yaptığı suç olmasa, dilediği bilgisayar bölümüne girmeyi hak etmiş! GPT4, ABD Baro sınavında avukatların %90 küsurundan daha iyi sonuç almıştı. O ülkede avukatlar şimdiden YZ’dan kopya çekmeye başladı. Pek güzel yazılar yazıyor, nesir tercümelerinde kusursuza yakın, grafik sanatında pek başarılı. Siyasi konuşma hazırla deseniz sebep olacağı kalite sıçraması uyuyan dinleyicilerin gözünü açar. Tıbbi görüntülemede pek usta.

Kurzweil, mevcut modellerin hemen arkasından gelecekleri anlatıyor. İnsan- YZ bağlantıları. Genetik ve 3 boyutlu baskı ile birlikte sentetik organlar. Ölümsüz insan! Ne kadarı ne kadar zamanda olur kesin tarih verilemez ama her şey 21. asrın birinci yarısında olup bitecek gibi.

Kendimi, büyük bir değişimin ortasındayken olan bitenden habersiz, sıradan günleri yaşayan biri gibi hissediyorum. Araba farında hipnotize olup hareketsiz kalmış bir tavşan gibi. Korkarım “geliyor gelmekte olan”. Şu şekilde resimde görülen patlamayı ikinci plana atacak bir üçüncü patlamayla karşılaşabilir miyiz?

Şu anda, YZ olmasa dünya borsaları çöker deniyor. Bu yıl YZ piyasası tüketici tarafında 150 milyar dolarmış ama kapital yatırımlarına yönelen 1 trilyon dolardan söz ediliyor. Türkiye’nin bir yıllık gayri safi yurtiçi hasılasından fazla.

Bitirirken ortalığı biraz soğutayım: Geçen yıl Goldman Sachs, YZ’nın dünya gayrı safi hasılasını 7 trilyon dolar (yaklaşık %7), iş verimliliğini de %1,5 arttıracağını yazmış. Aynı Goldman Sachs bu ay, gelir artışını %0,9’a, verimliliği de %0,5’e çekti. Fakat 1 trilyonluk yatırımı teyit ediyor.

Patlamaya mı daha muhafazakâr büyümeye mi inanacaklar, borsaların hareketinden anlaşılır. Ne olacağı anlaşılmaz. Neye inandıkları anlaşılır.

Not 32: Kaymakam Kübra Eroğlu hayatını Cumhuriyet Savcısı Musa Ustaoğlu ile birleştirdi.

Ankara'da düzenlenen düğün törenine Yargı ve Mülki İdare'den geniş katılım oldu.

Soy isimlerinden aristokrat ailelerden geldikleri belli. Hepsi bir beyin oğlu kızı anlaşılan. Devlet erkiyle bütünleşmiş haldeler maşallah. Aman düşük gelir grubundan biriyle kimse evlenmesin.. Hızla kast sistemine evrilen bir sosyal düzene doğru gidiyoruz. Allah selamet versin..

Not 33: Onca sevgiye rağmen kalbi filizlenmemişse, toprağı sen değilsindir. 

Cahit Zarifoğlu

Not 34: Yeryüzü dolup taşıyor lüzumsuzlarla..

Böyle Söyledi Zerdüşt, Nietzsche

Not 35: Cumhuriyetin imkânlarının farkında olan ilk zümre “Devletin malı deniz, yemeyen domuz” şiarıyla hareket eden bir zümredir. Onlar Türkiye Cumhuriyeti’ni Osmanlı’dan son kalan parça kabul ettikleri için eski alışkanlıklarına devam azmini gösterme marifetiyle yaşaya gelmişlerdir.

Not 36: Milleti yürüttüğü beynelmilel manevraların malzemesi kabul eden bir devlet ve ilk fırsatta devleti tırtıklamayı en tabii hakkı sayan bir millet.

İsmet Özel, Cuma Mektupları-II

Not 37: AK Parti bu anlamda bir İslam'ı temsil etmiyor mu sizce Türkiye'de?

İsmet Özel: Aslâ! Tam tersine; onlar "Müslüman" diye bilinmenin rantını yiyen bir zümre. Yani bir şekilde İslâmî tavır göstermekten imtina etmenin ücretini alan kişiler bunlar.

Not 38: Özgür Özel’in “beni nasıl karşılamaz” diye Dışişleri Bakanlığı’na şikâyet ettiği Metin Feyzioğlu, Prag Büyükelçiliği’ne atandı.

Özgür Özel’le resmen dalga geçiyorlar. Adam hala iktidara yanaşmaya çalışıyor.

Not 39: Hiçbir iktidara ülkeyi alkışlar eşliğinde yağmalamak nasip olmadı!