Tüm Türkiye İstanbul Fatih’te kendi evine çağırıp boğazını keserek öldüren Ayşenur Hilal ile, surlarda vücudunu paçalara ayırarak ailesinin önüne atan cani Semih Çelik’in odasında çıkan figürleri ve çizimleri konuşuyor. Tüm kadınların korku ile sokağa çıkmasını bir adım daha ileriye taşıyan olayda uzmanların, çocuklara duygu durumunun karmaşıklığına yol açan figürlerin empoze edilmesine karşı uyarıda bulundu. Uzmanlar Bazı sanatsal çalışmalarda yer alan figürlerin çocuk ve gençlerin zihinlerine tesir ettiğini ve psikotik olarak farklı yönlendireceğini bildirdi.

Thumbs B C 47D9B3Ff4B4Ced61Ed7F6

‘‘PSİKOZ VE MADDE ETKİSİ FARKLI FİGÜRLERE YÖNLENDİREBİLİR’’

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Burak Doğangün, psikoz ve madde etkisi altındaki bireylerin, korkutucu, agresif figürler, beden algısının dağıldığı çizimler yapabileceğini ifade ederek, "Ergenlik dönemindeki ruhsal yapılanma, bebeklikten, çocukluktan ve aileden başlar. Bu yapıları oluşturmada herkese, sosyologlara, siyasilere görevler düşüyor. İyi bir bebek, iyi bir anne ve babanın ruhsal zemininde gelişir. Bu ruhsal zeminin gelişebilmesi için anne ve babanın da ruhsal yapısının iyi olması gerekiyor." dedi.

Prof. Dr. Doğangün, ekran aracılığıyla tekinsiz alanlarda bir araya gelen çocukların gelişim yapısının bozulduğunu dile getirerek, genetiğin de bu konuda etkili olduğuna dikkati çekti. Ayrıca Her atipik resim çizenin, mutsuz olanın ya da davranışsal sorun çıkaranın, "katil" gibi görülmesinin yanlış olduğuna vurgu yapan Doğangün, "Kişinin sorunu neyse anlatabileceği bir güven ortamı oluşturulmalı ve 'Sana yardımcı olabiliriz.' diyebilmeliyiz" şeklinde ifade etti.

67038Cad4B741637164C9Cf8

‘‘BU ÇİZİMLER DIŞ DÜNYADA YARDIM ARAYIŞI OLABİLİR’’

Duygu karışıklığına yol açan bazı simge ve resimlerin sebep değil, "sonuç" olarak görülebileceğini anlatan Doğangün, "Bu çizimler, çocuk ve gençlerin dış dünyadan yardım arayışı olarak da değerlendirilebilir" dedi. Ayrıca Doğangün, bu nedenle hangi resmin neyi ifade ettiği gibi bir dedektifliğe gitmek yerine, agresif tavırlar sergileyen ve hayvanlara zarar veren çocukların yakından takip edilmesi gerektiğini ifade etti.

‘‘ÖFKE, CİNSELLİK, ÜZÜNTÜ VE YIKIM İÇEREN ÇİZİMLERE DİKKAT’’

Gelişim ve Psikolojik Travma Uzmanı Psikolog Ceyda Yılmazçetin ise ''Absürt, sıra dışı resim çizen, duygu ve düşüncelerini farklı şekilde ortaya koyan her gencin caniye dönüşeceği'' algısının doğru olmadığını ifade etti. Çocukların bazen kendilerini yetersiz ve değersiz hissettiğini, bunu yaygın kültürün değerlerine saldırı olarak ortaya koyduğunu dile getiren Yılmazçetin, kimisinin bunu şarkılarla kimisinin de suça dönüşen davranışlarla gösterdiğini ifade etti. Resim ve çizimlerin duyguları yüceltmek için bir araç olduğunu vurgulan Yılmazçetin, "Bazen öfke, cinsellik, üzüntü ve yıkım içeren çizimler, bize o kişilerin yakın takipte olmaları gerektiğine dair ipucu verir. " dedi.

"ŞİDDET KLİPLER, VİDEOLAR, RESİMLER VE ŞARKILARLA EMPOZE EDİLİYOR''

Ebeveynlerin çocuklarıyla vakit geçirmesinin önemine değinen Yılmazçetin, çocukların nasıl videolar izlediğinin ve neleri takip ettiğinin iletişimde yol haritası olabileceğini anlattı. Bazı velilerin, "Çocuğum saçma sapan şeyler izliyor, ben onlara bakamıyorum bile." yaklaşımında olduğunu ifade eden Yılmazçetin, "Sen içerikten haberdar olmazsan onunla ilgili sosyal ve kültürel anlamda konuşma şansın kalmıyor. Çocuğun neye yakın olduğunu bilmezsen ona müdahale şansın da olmuyor. O yüzden ebeveynlerin, çocuğun ilgi dünyasına yakınlaşmaları ve meraklarına dahil olmaları çok önemli" diye söyledi dedi.

Son dönemde toplumsal değerlerde bir çürüme yaşandığını belirten Yılmazçetin, "Her dönemde genç kuşak bir öncekinin değerlerini beğenmedi, burun kıvırdı. Günümüzde suça, şiddete bir eğilim ve onun daha estetik algılandığı bir tablo var. Bu şiddet; klipler, videolar, resimler ve şarkılarla empoze ediliyor." dedi.

G Z Dsh S Q W M A E E76W.jpglarge

ÇOCUĞUN ERGENLİKTE ODAYA KAPANMA SIKLIĞI ARTTIYSA İPUCU OLABİLİR

Ebeveynlerin çocuklarını takip ederken özel hayatın ihlali konusuna da hassasiyetle yaklaşmasını isteyen Yılmazçetin, "Çocuğun ergenlikte odaya kapanma sıklığı arttıysa, madde aldığına dair şüpheniz varsa, davranışları konuşmaları bozulduysa, okulu terk etmek istediğini söylüyorsa zaten bir sürü ipucuna sahipsiniz. O yüzden aileler okullarla sıkı iş birliği yapmalı. Çocuklar, takip edildiklerini bildiklerinde hem 'gıcık olurlar' hem de 'benim arkamdalar, beni gözetiyorlar' diyerek güvende hissederler" diye ifade etti.

‘‘EBEVEYNLER SÖZLERLE GÖZARDI ETMEMELİ’’

Yılmazçetin, "Çocuktur geçer", "gençtir geçer", "askere gitsin geçer", "işe girsin geçer", "evlensin geçer", "çocuğu olsun durulur" gibi sözlerle sorunların göz ardı edilmeye çalıştığını belirtti.

Çocukların kendileriyle diyalog kurmaya çalışan anne babalarına bazen "Sen anlamazsın." diye karşılık verdiğine değinen Yılmazçetin, "Ebeveynlerin, 'Anlamasam bile senin dünyanı merak ediyorum. Bu senin dinlediğin grup mu? Sözleri ne anlatmaya çalışıyor?"' diyerek yaklaşması lazım" diyerek sohbet etmeleri gerektiğini belirtti.

"TİKTOKER'LAR ŞİDDETİN PORNOGRAFİSİNDEN YARARLANIYOR"

Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı ise son yıllarda toplumda anominin yükseldiğini belirterek, insanların içinde yaşadığı çatışma ve hunharca duyguları resimlerle ifade ettiğini belirtti.

Narlı, dünyanın hızlı bir dönüşüm yaşadığını, madde kullanımının arttığını ve gençlerin çok fazla uyarı aldığını vurgulayarak, "Gençler dijital platformlarda şiddet, cinsellik üzerine yoğun uyarılar alıyor. Başkalarına özenme, başkalarının sahip olduklarını elde edememenin getirdiği yıkıcı duygulara maruz kalıyorlar" dedi.

Influencerların toplumlara etkisine değinen Prof. Dr. Nilüfer Narlı, " TikTok'ta video çekerek ve çok sayıda takipçi edinerek çok para kazanacağını düşünenler var zira önünde örnekler de var. TikTok'cular sansasyonel olay olduğu zaman hemen oraya gidip çekim yapıyor. Onlar bunu yaparak şiddetin pornografisinden yararlanıyorlar. Şiddeti üreten uyarılar çok yoğun şekilde gençleri ve çocukları etkiliyor. Ayrıca, Türkiye'de şiddetin pornografisini yücelten bir davranışla karşı karşıyayız. Nedeni kısa yoldan şöhret olmak, para kazanmak. Burada hiçbir ahlaki kavram yok" diye ifade etti.

Editör: Rahime Özbey