Rusya ile Ukrayna arasındaki günlerdir süren gerginlik bugün itibari ile savaşa dönüştü. Rus kuvvetleri üç farklı noktadan; Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk Halk Cumhuriyeti ile Luhansk Halk Cumhuriyeti bölgelerinden hem Belarus sınırındaki birliklerinden hem de Kırım ve Odessa Limanından müdahaleye başlayarak geniş çaplı bir alanda etki oluşturdu. Son alınan bilgilere göre Ukrayna’nın başkenti Kiev’de ve en büyük şehirlerinden olan Harkov’da etkinliğini arttıran Rus birlikleri, şehirlere tanklarla girmeye başladı. Ukrayna’nın sahip olduğu önemli jeopolitik konum birçok noktadan küresel dengeleri etkilemektedir. Enerji hatları üzerindeki bir geçiş ülkesi olması, Avrupa Birliği (AB) ile Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO) arasında etkili bir tampon olması ve Karadeniz hâkimi yeti konusunda önemli bir merkez olması gibi sebeplerden dolayı Ukrayna’nın durumu tüm dünyayı etkileyen bir konudur.
Rusya’nın eski çarlık dönemlerindeki etkinliğini yeniden kazanmak istemesi ve bölgedeki dengeleri kendi lehine çevirerek, Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) karşı üstünlük kazanma çabası sebebiyle Ukrayna önemli bir adımdır. Ukrayna’nın pasifize edilmesi ile Rusya birçok farklı avantaj elde edecektir; ilk olarak Kırım’ın güvenliğini sağlayarak oradan kazandığı Sivastopol Limanındaki hakimiyetini kesinleştirecek ve Azak Denizi üzerindeki etki alanını önemli ölçüde arttıracaktır. Ayrıca Rusya bölgede kuracağı üstünlük ile çarlık döneminden kalma Karadeniz’e hâkim olma hayaline de bir adım yaklaşmış olacaktır. Devamında Balkanlar ve Doğu Avrupa üzerinde etkinliğini yükseltecek ve NATO ile arasında önemli bir tampon bölge avantajı kazanacaktır.
Bir diğer kazanımı ise enerji hatlarının kontrolünü ve güvenliğini sağlayarak, batıya giden enerjiye tam hakimiyet sağlamış olacaktır. Son olarak, Ukrayna’nın kendisine karşı olabilecek faaliyetlerini engelleyecek ve Ukrayna’nın bölgede etkin bir oyuncu olmasını engellemiş olacaktır. Bölgemizde bu çapta etkileri olan bir savaşın bize etkisinin olmaması beklenecek bir durum değildir.
Ülkemiz bu savaşa taraf olmasa bile oluşturacağı küresel çapta ekonomik etkilerden etkilenecektir. Bu küresel etkiler ilk olarak enerji sektöründe etkisini gösterdi ve petrolün varil fiyatı kısa sürede 95 dolardan 102 dolara yükseldi. Artan varil fiyatları ile petrol ve petrol bazlı ürünlerin fiyatı da önümüzdeki süreçte yükselecektir. Bir diğer fiyatı artan enerji kaynağı ise doğalgaz oldu. Enerji de bizim gibi dışa bağımlı ülkeler için yaşanan bu fiyat artışlarının etkisi önemli ölçüde olacaktır. Ülkemiz enerji konusunda yaklaşık olarak yüzde 70 dışa bağımlıdır. Ayrıca ülkemiz için enerji arz güvenliği de önemli bir sorundur. Ülkemiz, enerji kaynaklarına sahip ülkeler tarafından enerji arzı üzerinden baskılanabilmektedir. Bu durum ülkemizde orta ve uzun vadede olumsuz sonuçlar yaratabilecek bir sorundur. Bu sebeple yaşanan bu krizde enerji arzının güvenliği önemli bir konudur.
Rusya’nın olası bir enerji hamlesine karşı tedbirli olmamız gerekmektedir. Yaşanan savaşın ülkemiz üzerindeki bir diğer önemli etkisi ise oluşan belirsizlik ortamında artan döviz kurları ve altın fiyatları olmuştur. Oluşan gergin ve belirsiz ortamda yatırımcılar panik havasında borsada yüksek miktarda satışlar gerçekleştirdi. Bu satışların ardından borsa endeksi önemli bir düşüş yaşadı. Yaklaşık olarak yüzde 8’lik bir kayıp yaşayan Borsa İstanbul (BİST) bugün devre kesici uyguladı ve bu düşüşe müdahale etmeye çalıştı. Oluşan satış baskısı ile borsadaki gerginlik yatırımcıları bir panik havasına itti. Borsadan kaçıştan sonra insanlar güvenli liman olarak döviz ve altına yönelerek, fiyatların artışını hızlandırdı. Son aylarda yaşadığı hızlı artış ile ülke ekonomimizi baskılayan döviz kurlarına yapılan müdahaleler de yaşanan bu krizle etkisini yitirmeye başlamıştır. Ekonomiye biraz rahatlatıcı etkisi olan kur korumalı mevduat hesabından elde edilen kazanımların kaybedilmemesi için bu kriz ortamında gerekli tedbirler alınmalıdır.
Merkez Bankası, açık piyasa işlemleri ile piyasaya müdahale edebilir ve iç piyasadaki döviz arzının arttırılması sağlanabilir. Bunun devamında beklenen olası bir Kuzey Akım yaptırımı ile Avrupa’ya olan enerji arzını kısma ihtimali olan Rusya, Avrupa’da bir süredir var olan enerji krizini daha da derin hale getirecektir. Bu durum dünya genelinde enerji fiyatlarında artışa sebep olacaktır. Ayrıca ABD, Rus Rublesi konvertibilitesini kısıtlaması yani Rus Rublesinin değişim gücünü azaltma yönünde yapacağı yaptırım kararı küresel çapta döviz endeksi üzerinden baskıyı arttıracaktır. Rusya Merkez Bankası son günlerde yaşanan yaptırımlara karşılık olarak iç piyasada döviz arzını arttırmış bu sayede fiyatlar genel düzeyini dengelemeye çalışmıştır. Bu ekonomik etkilerin yanında Rusya’nın emtia piyasalarında sahip olduğu güçte önemli bir ekonomik etki yaratmaktadır. Rusya küresel emtia piyasalarında enerji, değerli madenler, sanayi madenleri ve gıda kalemlerinde önemli bir etkiye sahiptir. Rusya bu alanda küresel çapta etkili bir oyuncudur.
Rusya’nın sahip olduğu bu önemli etki alanı yaşanan savaşın etkilerini arttırmaktadır. Bu sebeple ülkemizin bu gergin ortamdan zarar görmeden çıkması için atacağı adımlar çok önemlidir. Özellikle içinde bulunduğumuz ekonomik baskı ortamında yeni darbeler almamak için doğru ve tedbirli adımların atılması gerekmektedir. Bu sebeple piyasanın kendi rotasını çizmesini ve denge noktasını bulmasını beklemeden müdahaleler edilmeli ve oluşan olumsuz havanın yönü değiştirilmelidir