Rap dünyasının starı Ezhel’in kuzeni ile tanışma hikayesi çok ilginç!..
"Sen benim ablamsın" diyen Ezhel’e İpek İpekçioğlu'ndan cevap: “Benim yeterince kardeşim var sen de kimsin?”...
'DJ İpek' olarak tanıdığımız İpek İpekçioğlu, uluslararası üne sahip, önemli birçok ödül kazanmış DJ, müzik yapımcısı ve serbest yazardır. Sadece müzik alanında değil, toplumsal hemen her olayın ortasında yer alır. Özellikle Avrupa’da göçmenler konusunda etkin çalışmaların içinde olan bir sanatçıdır. Tüm bu özelliklerin dışında ailesi de müzikten gelmektedir. Rapçi ve söz yazarı Ezhel'in, yani Ömer Sercan İpekçioğlu’nun kuzenidir.
İpek İpekçioğlu, Türkiye’de Selda Bağcan’ın seslendirdiği şarkılara DJ özelliği katmasıyla da biliniyor...
İpek ile beni yıllar önce Selda Bağcan tanıştırdı. Selda Abla’nın o meşhur yemek masalarından bir tanesinde bir araya geldik. O gece bize Halil Ergün ve Ferhan Üçoklar da eşlik etmişti.
Selda Abla’nın “Gesi Bağları” şarkısının elektronik uyarlamasını, kulağımıza taktığı kulaklıkla hepimize dinletti. Gel zaman, git zaman hayatımızın içinde oldu; hem dost, hem sanatçı, hem de özgürlükler için mücadele eden aktivist olarak.
Yazarımız Volkan Yüksel, iki İpek arasında... Solda DJ İpekçioğlu, sağda oyuncu İpek Erdem...
Geçenlerde Nişantaşı’nda yürürken 4 Ekim’de İpek’in de sahne alacağı etkinliğin afişini gördüm. Hemen aradım ve “Röportaj yapmak istiyorum” dedim. Öylesine zarif, emeğe hayatı boyunca hep saygılı olan bir tavırla kabul etti ve işte ortaya bu keyifli güzel sohbet çıktı… Selda Bağcan, Sezen Aksu, Gaye Su Akyol, Sema Moritz, Nursel Köse ve birçok sanatçının hayatında olan mis kalpli bir insan…
Ezhel senin akraban mı?
- Evet! Kuzenim. Çok matrak bir tanışma hikayemiz var. Sosyal medya üzerinden tanıştık. Aileler o kadar karışık ki biz birbirimizi tanımıyorduk. Sercan, bana Facebook’tan “Sen benim ablamsın” diye yazdı. Ben de “Benim yeterince kardeşim var, sen de kimsin?” diye cevap verdim. O zamanlar daha 16 yaşındaydı. Ben Ankara’ya gittim ve fiziksel olarak tanıştık. Birbirimizi hemencecik sevdik. Ezhel, konserlerime geldi ve daha fazla görüşmeye başladık. Berlin’e yerleşti.
Ortak müzik çalışmanız var mı?
- Evet, var. Keyifli parçalar üzerine çalışıyoruz. Zamanı gelince öğreneceksiniz. Açıklamak için daha çok erken.
Ezhel’i nasıl tanımlıyorsun?
- Tanıdığım en alçak gönüllü süperstarlardan biri diyebilirim. Harika bir sanatçı olmanın dışında, çok iyi niyetli bir insan. Ezel’i dinlemek hepimiz için bir şans.
Almanya’dan Türkiye’nin müzik dünyası nasıl görünüyor?
- Almanya’da büyüdüğüm halde bizim evde Türkiye müziği hep vardı. Klasik, mûsîki, halk, özgün müzik ve Anadolu rock hep dinlenirdi.
Özellikle dinlediğin kimdi?
- Sezen Aksu, aşık olduğum ilk kadınlardan, hatta ilk kadın diyebilirim. Hem müziği hem de müzik içindeki sözler üzerinden yaptıkları çok büyüleyici. Kendisiyle tanışma ve çalışma şansım oldu; muhteşem bir insan.
Senin çalışmaların büyük ölçüde Türk müziği üzerine, bunu dünyaya tanıtmak için mi bu yolu seçtin?
- Benim Türkiye müziği manyaklığım var. Selda Bağcan, Neşet Ertaş, Aşık Mahsuni Şerif, Barış Manço ve burada sayamadığım önemli müzisyenler. Bizim geleneksel müziğimizi, yani Türkiye müziğini Avrupa ve dünya insanlarına tanıtmayı görev sayıyorum kendime.
Türkiye’nin çok kültürlü olması mı seni etkileyen nokta?
- Türkiye, ritmik anlamda birçok yerden daha zengin. Birçok kültürde 4-4, 8-8 dinlenirken, bizde 6-8, 9-8, 5-8, 7-8 vs. var. Yöresel müziklerimiz, danslarımız ve enstrümanlarımız var. Bu zenginlik birçok ülkede yok. Türkiye’nin çok kültürlü, çok fazla farklı geleneği olan bir ülke olması müziği zenginleştiriyor. Türkiye’ye bakıyorum; değerini hala anlamayan nesiller çıkıyor karşımıza. Ben de gurbetçi kimliğimle hasret, özlem ve nostalji ile bakıyorum tabii ki.
Özellikle gençler büyük ilgi gösteriyor. Geniş bir hayran kitlen var.
- Bazı insanlar çok sınıfsal olarak bakıyor; “Ay ben hiç geleneksel müzik dinlemem. Ben sadece tekno dinliyorum” diyenler var. Hiç halk müziği ile büyümemiş gençlerle karşılaşıyoruz. İşte burada benim ve değerli meslektaşlarımın çalışmaları devreye giriyor. Eski Türk müziklerini alıp parçanın özüne sadık kalarak günümüzün sound'una uyarlayıp bilmeyene tanıtmayı, sevmeyene sevdirmeyi amaçlıyorum. Buna dertleniyorum. Sırf erkekler tarafından çalınan, yaşlıların ve sadece bilenlerin dinlediği müzik olmasın derdindeyim. Müzikten gayrı söyleyeceğimiz sözlerimiz, türkülerimiz, şiirlerimiz var. Festivallere bakarsak evet gençler oldukça ilgili.
İpek, kadın ve kadına farkındalık senin önem verdiğin bir konu. Türkiye’de dizileri nasıl görüyorsun?
- Kızılcık Şerbeti ve Kızıl Goncaları ve Bahar’ı severek izliyorum. Neden mi? Çünkü kadına farkındalık konusunu işliyorlar. Kadını ele alıyorlar ve kadının toplumsal birçok sorununa ve sınıfsal konulara değiniyorlar. Bu da beni mutlu ediyor.
Ekim’de Uniq İstanbul’da neler olacak?
- Ekim’de Uniq Açıkhava’da Ben Böhmer’in sahne aldığı konserde açılışı yapacağım. Gaia Ekho da orada olacak. O açılışta sadece kendi parçalarımı ve editlerimi çalacağım. Uzun yıllardır çalıştığım Mahir Duman da canlı görsel performansla katkı sağlayacak… Çok keyifli ve eğlenceli olacak.
Ve Selda Bağcan ile geniş kitlelere ulaştın. Selda Bağcan için neler söylersin?
- Türkiye müziğinde 50 yıla aşkın sahne alan “yaşayan efsane” Selda Bağcan. Kalbe ve ruha işleyen ses, müzik, ilkeli duruş denince benim için Selda Bağcan çok farklı bir konumda. Selda Bağcan’ın müzikleri ile büyüdüm. Yorumu, isyanı, duruşu, söyledikleri çok etkilemiştir. Ve bugünün müziğine çok açık ve destekçi olmakla biz DJ’lere onun parçalarını farklı remixlememize destekleyerek, böylece farklı nesillere ve müzik dünyalarına taşımamıza fırsat veriyor. Bu çok değerli.
Nasıl tanıştın?
- Yüce Tanrı'ma çok teşekkürler, onunla “Gesi Bağları” vasıtasıyla tanışma fırsatım oldu. Çok alçak gönüllü, muhteşem biri. O zamandan bu zamana kadar ayakta duran neredeyse tek kadın sanatçı diyebilirim. Hala ayakta, sahneye çıkan, hala insanların yüreklerine dokunan, kulaklarına hitap eden sanatçımız. Ona uzun ömürler ve sağlıklar diliyorum.
İpek İpekçioğlu, Türkiye müziğinden kopamıyor...