Metafizik ve Bioenerji uzmanı Ramazan Tolga Yolyapan, Ekran Haber YouTube kanalında Senem Uluhan'ın sorularını yanıtladı. Yaşanan afetlerle ilgili de değerlendirmeler yapan Yolyapan, 2025 yılı için de öngörülerini sıraladı.

"YAŞANAN AFETLER ENERJİ SIKIŞMASININ SONUCU"

Son dönemde yaşanan depremler, yangınlar vb. doğa olaylarının bir enerji sıkışması olduğuna vurgu yapan Yolyapan, "Büyük alimler 2025 yılını Satürn yılı olduğu için Küçük Kıyamet olarak değerlendirir. Satürn ile Dünya bir çizgi oluşturduktan sonra 7 gezegen hizalanmaya başlayacak. Bundan 85 yıl öncede aynısı oldu ve dünyanın birçok yerinde yangınlar, tsunamiler ve ciddi iç karışıklıklar oldu" dedi.

"2025 YILI ÇOK CİDDİ PROBLEMLİ GEÇECEK"

Dünyanın su oranının düştüğüne ve bununla birlikte rezonansların zayıfladığına dikkat çeken Ramazan Tolga Yolyapan, şunları söyledi;

"Bu sefer jeolojik olarak toprağı veya doğayı etkileyebiliyor. Satürn Dünya'yla hizalama yaptıktan sonra biz buna doğanın kendisini sıfırlaması diye söylüyoruz. Doğanın kendisini sıfırlaması olduğu zamanda karşımıza ciddi depremler oluşturabiliyor. Hatta yangınlar bile çıkabiliyor. Deccalizm sistemi dünyada gerçekleşti. O yüzden 2025 yılında doğal afetler konusu çok ciddi problemli geçecektir. Ülkemizin haritasına baktığımızda da öyle." 

"BU 3 AY TÜRKİYE İÇİN RİSKLİ GÖRÜNÜYOR"

Küçük Kıyamet olarak adlandırılan Satürn yılıyla Türkiye'de de ciddi sorunların görüleceğini ifade eden Yolyapan, "Nisan, mayıs ve haziran bu 3 aya dikkat edilmeli. Türkiye'ye biraz daha Akdeniz bölgesi; Antalya, Bursa, İzmir, Manisa, Mersin bu kısımlar depremle ilgili riskli görünüyor. Gökyüzünü iyi okuyan insanlar astrolojik ve astronomik olarak bunu ortaya çıkarabiliyorlar. 2025 yılında büyük bir deprem de Kıbrıs'ta bekleniyor" diye konuştu. 

"BU BÖLGELERİMİZ ÇOK BEREKETLİ"

Hangi bölgeye yönelmemiz dahilinde bereketli toprakları görebileceğimize yönelik soruya da yanıt veren Yolyapan, şunları kaydetti;

"Daha çok Doğu Bölgesi'ni gösteriyor. Şanlıurfa Harran bölgesi... Hem ticari anlamda çok kıymetli, hem de Mezopotamya döneminde ticaretin döndüğü yer. Şanlıurfa bölgesi, Urfalist diye geçer dünyanın birçok yerinde. Suyu bol olan yer demektir. Şanlıurfa bölgesi, Doğu Bölgesi, Çanakkale bölgesi, Bursa bölgelerimiz; bereketli hatta enerjisi en güzel olacak yerlerden bir tanesi olarak gösteriliyor. Gerçekten de öyle olacağını düşünüyorum bu sene."

"BİR SÜRÜ PSİKOLOJİSİ YAŞIYORUZ"

Yolyapan, son dönemde insanların amigdalasının çok kuvvetli çalıştığına dikkat çekti. Vücutta adrenalin seviyesinin çok yüksek olduğunun da altını çizen Yolyapan, "Bir sürü psikolojisi yaşıyoruz. Yani toplumsal reflekslerimizde reaksiyonlar çok fazla. Bu da insanların kendi enerji frekanslarını dengeleyemiyor. Yani aklıyla bedeni bağlantı kuramıyor insanların. Çok şey yapmak isteyip de irade ortaya koyamıyorlar. Eğer bir insanın hanesi zayıfsa yaşadığı her alanda bu problemi yaşar" dedi.

"MUTLAKA YEDİ DÜKKAN SÜPRÜNTÜSÜ TÜTSÜSÜ YAKIN"

İnsanlara frekanslarını dengelemesi için önerilerde bulunan Ramazan Tolga Yolyapan, sözlerini şöyle sürdürdü;

"Mutlaka evlerinizde yedi dükkan süprüntüsü tütsüsü yakın. Osmanlı zamanında yeniçeri isyanlarında da kullanılmış bu. Yedi dükkan süprüntüsü yakıldığında insana serotonin hormonu salgılıyor, adrenalin seviyesini dengeliyor. Bunu insanlara mutlaka evlerinde tütsü olarak haftada iki defa evlerinde gezdirmelerini istiyorum. Bunu yakarken de Keyf suresinin ilk 10 ayetini açmasını istiyorum. Keyf suresinin ilk 10 ayeti Deccal'in şerrinden korur."

"ERKEKLER VE KADINLAR BUNU KULLANMALI"

Kuantumun getirdiği kötü enerjiden de bahseden Yolyapan, açıklamaları şu ifadelerle sonlandırdı;

"Özellikle kadınlarda pembe kuvars, erkekler ise parmaklarında firuze taşı taşımalı. Firuze taşı gökyüzünden ilham çeker kalbi rahatlatır. Akit taşı mizanı hafifletir. İnsanın nazarının etkisini yok eder pembe kuvars da öyle. Son olarak da insanlara mümkün mertebe suyla aralarını sıkı tutsunlar diyorum."