Ekran Haber’den Ozan Barış Erim’in haberine göre, İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı eski Başkanı Süleyman Salih Zoroğlu’nun, çocuk hastalarına uyuşturucu ilaç verip manipüle ederek aileleri tarafından tecavüze uğradıklarını söylettiği ve hastalarının hemen hepsine Çoklu Kişilik Bozukluğu (ÇKB) teşhisi koyduğu ortaya çıkmıştı. Bakırköy’de bulunan özel kliniğine gelen onlarca çocuğa, sadece hastane ortamında anestezi sırasında verilen ‘ketamin’ adlı ilacı, hayvanlarda kullanılan oranda veren Zoroğlu, bu çocukları onlarca kişilikleri olduğuna ve aile bireylerinin tecavüzünü bilinçaltına gömdüklerine inandırmıştı. Ortaya çıkan olayların ardından tutuklanan Zoroğlu ile ilgili soruşturma tamamlandı. Psikiyatrist Zoroğlu ile ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameye Ekran Haber ulaştı.
ÇOCUKLARA ÇOKLU KİŞİLİK BOZUKLUĞU TEŞHİSİ KOYDU
Öykülerinde hiçbir cinsel istismar olayı olmamasına karşın şüpheli Süleyman Salih Zoroğlu, tüm vakalara ilk seansta ve kısa bir süre görüşmenin hemen sonunda çoklu kişilik bozukluğu teşhisi koydu. Süleyman Salih Zoroğlu’nun teşhis yönteminin kendine has olduğu belirtilen iddianamede teşhise yönelik ölçeklendirme içinde bizzat kendisini referans gösterdi. Doktor Zoroğlu’nun çoklu kişilik bozukluğu hususunda sadece Türkiye’de değil tüm dünyada en başarılı en yetkin isim olarak sürekli kendini lanse ettiği kaydedildi. İddianameye göre Zoroğlu, çoklu kişilik bozukluğu hastalığının %99,5 gibi yüksek bir oranda net bir sebep-sonuç ilişkisi kurarak küçük yaşta yaşanmış cinsel istismara bağlıyor. Bu rahatsızlığın Türkiye’de %18 civarında olduğunu iddia ediyor.
“ALLAH’IN VERDİĞİ ÖZEL YETENEKLE HEMEN ANLIYORUM”
İddianamede konu ile ilgili 21 kişinin mağdur olduğu belirtilirken, şüpheli Zoroğlu, eşi ve klinik çalışanları da şüpheli olarak yer aldı. Soruşturma kapsamında şüphelilerin incelemeye alınan telefonlarında, mağdur çocuklara ‘istismara’ uğradıkları yönünde ifade verdirildiği belirlenen konuşmaların bulunduğu tespit edildi. Ayrıca Zoroğlu’nun eşi ile yaptığı bir görüşmede, çocuklara ‘istismara’ uğradıkları yönünde yönlendirmesi ve kendisini de ‘kurtarıcı’ olarak göstermesini istediği ortaya çıktı. İddianamede, Zoroğlu’nun telkinlerine direnç gösteren çocuklara ise ensesti hemen anladığını belirterek, “Allahın verdiği özel yeteneklerle, bir önsezi sayesinde, manevi bir gözle bakarak hemen anladığını” iddia etmekte ve çocuklara bu olayları kesinlikle yaşadıklarını ama sonradan unuttuklarını, böyle bir olay yaşanmasaydı ÇKB’nin gelişemeyeceğini, çocuğun unuttuğu anıları kendisinin ortaya çıkaracağını söylediği yer aldı.
GÖRMEDİĞİ KİŞİLERE BİLE ÇKB TEŞHİSİ KOYDU
Şüpheli Zoroğlu’nun, seanslarda hastaların aile bireylerine yönelik küfürlü provokatif ifadeler kullandığı, hatta hiç görmediği kişilere ÇKB teşhisi koyduğu da yazıldı. Bu bağlamda özellikle istismarla suçladığı kişinin de ÇKB olduğunu, bu sebeple onun da faili olduğu istismar eylemlerini hatırlamıyor olabileceğini, hatta onun da kendi ailesinden istismar görmüş olabileceğini sıklıkla tekrarladığı ortaya çıktı.
ÇOCUKLAR KETAMİNA BAĞIMLI OLDU
Zoroğlu’nun başlangıçta ketamin kullanımını tümüyle reddettiği ancak tahkikat kapsamında ele geçen delillerin ardından önce ketamini kedileri için kullandığını, sonra botoks yaptırırken kullandığını, daha sonra kendisi ve ailesinde depresyon sebebiyle kullandığını iddia etti. Ancak gerçeği daha fazla saklayamayan Zoroğlu, nihayetinde ketamini hastalarına da kullandığını ikrar etti. Mağdur çocuklar da Zoroğlu’nun seanslarda "rahatlama yaratarak konuşturacağı" şeklinde bir açıklama ile "vitamin" dediği Ketamini; burundan fısfıs şeklinde ya da kas içi enjeksiyon yoluyla uyguladığı belirlendi. Diğer şüphelilerin de klinikteki ketamin uygulamasından ve uygulamanın hukuka aykırı olduğundan haberleri oldukları öğrenildi. Ayrıca mağdur çocuklarda Ketamin kaynaklığı madde bağımlılığı geliştiği de iddianamede yer aldı.
“AİLENİZİ ZEHİRLERSENİZ OTOPSİDE BELLİ OLMAZ”
İddianamede yer alan bir diğer önemli detay ise kan dondurdu. Zoroğlu’nun mağdur çocuklara anne ve babalarını öldürmeleri yönünde direktifler verdiği, hatta nasıl yapacakları konusunda yol gösterdiği belirtilen iddianamede, “Ayrıca şüphelinin mağdur çocuklarla kurduğu iletişimde bizzat kendisinin manevi bütünlükleri ve duygusal sağlık hallerinin bozulmasına sebebiyet verici hatta "suça sürükleyici" ifadeler kullandığı görülmektedir. Örneğin; mağdur çocukların bir bölümüne çeşitli (radyoaktif/zehirleyici) maddeler kullanarak ebeveynlerini öldürme tavsiyesinde bulunulduğu; çocuğun bu maddeleri kullanması halinde otopside tespit yapılamayacağını söyleyerek suç işleme kararlılıklarını arttırmaya çalıştığı tahkikatla belirlenmiştir. Keza şüpheli bizzat kendisinin de bir ölüm listesi olduğunu, bazı ebeveynleri bu listeye dahil ettiğini doğrudan çocuklarla olan yüz yüze iletişiminde sıklıkla tekrarlamıştır. Mağdur çocukların intihar girişimleri hakkında da sürekli olarak olumlu geri bildirimde bulunmak suretiyle, intihar davranışının idealize edilmesine yol açmaktadır” ifadelerine yer verildi.
ÇOCUKLARI OKULDAN ALDIRIP KENDİ HİMAYESİNE ALMAYA ÇALIŞTI
Ayrıca psikiyatrist Süleyman Salih Zoroğlu’nun, çocukları ailelerinden kasten uzaklaştırarak, kendi gözetiminde olan bir tedavi evine yerleştirilmesi için ailelere baskı yaptığı, iddianamede şu şekilde yer aldı:
“Ebeveynleri tümüyle çocuklarına yabancılaştırıp düşmanlaştıran, çocukları öfke ve intikam duyguları ile dolduran şüphelinin bu süreçte velayet haklarını hiçe sayarak çocukları okuldan ya da kaldıkları yurttan (ÇODEM) "tedavilerinin yarım kaldığı" gerekçesiyle aldırmaya çalıştığı, "terapi evi" ya da "tedavi evi" adı verdiği yerlerde yatılı olarak barındırdığı belirlenmiştir. Şüpheli hem çocukların ailelerine karşı saldırganlaşmasına, sinir krizleri geçirmesinde neden olmakta hem de ebeveynlere çocuklarını kendisine ait evlere götürerek gözlem altında tutmazsa intihar edebileceklerini söyleyerek aileleri çaresizlik içinde bir teslimiyete zorlamaktadır”
ÇOCUKLARI ‘BACIHANE’ ADINDAKİ EVE YATIRMAK İSTEDİ
Zoroğlu, çocukların kalması için de ayrıca bir ev hazırlamaya çalıştığı, adresini gizli tutacağı bu evde ailesinden ayırdığı çocukların tutulacağı ve evin güvenliğinin de FETÖ'den ihraç bir kadın polisin sağlamasını planladığını beyan etti. Zoroğlu’nun ‘Bacıhane’ olarak adlandırdığı evde kendi ayarlayacağı bir psikolog bulunacağını, ara ara dini sohbet yapılacağını da itiraf etti. Ayrıca 'Profesör Kabus’un, Dosya mağduru çocukların pek çoğunu; okullarını bırakmaya, ailelerinden ayrılarak oluşturacağı bu evlerde kalmaya, pasaport çıkarıp yurt dışına gitmeye (özellikle Belçika) ikna etmeye çalıştığı tespit edildi. Zoroğlu, bu noktada mağdurların ailelerinden şantaj yoluyla temin edeceği paraları kullanmayı planlayarak, yurtdışındaki bağlantısının da FETÖ firarisi ablası olduğunu ikrar etti.
943 YIL HAPİS CEZASI İSTENDİ
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Aile İçi ve Kadına Yönelik Suçları Soruşturma bürosu tarafından hazırlanan iddianamede kabul edilerek, Süleyman Salih Zoroğlu ve Ahmet Aktaş'ın tutuklu yargılanmasına Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam etmesine karar verildi. İddianame de, Süleyman Salih Zoroğlu ve kliniğinde psikolog olarak çalışan Ahmet Aktaş hakkında 21 kez ‘Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama’, 21 kez ‘Eziyet’, 4 kez ‘İftira’, 2 kez ‘Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma’, 2 kez ‘Şantaj’, 2 kez ‘Uyuşturucu Madde Kullanımını Özendirme’, 1 kez ‘Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirme’, 1 kez ‘Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Etme’ suçlarından toplam 943 yıl 9 ay hapis cezasıyla cezalandırılması istendi.
Zoroğlu’nun kliniğinde bir süre bulunan Dr Hüsna Ağca'nın ise kısmen suça iştirak eden kısmen de yardım eden olarak 3 kez “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama”, 3 kez “Eziyet”, 2 kez “İftira” suçları sebebiyle cezalandırılması talep edildi.
Klinik sekreteri İnci Arslan’ın ise suça yardım eden olarak 20 kez “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama”, 20 kez “Eziyet”, 4 kez “İftira”, 2 kez “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” suçları sebebiyle cezalandırılması istendi.
Şüphelinin eşi ve klinik idaresini takip eden Dr. Özgül Zoroğlu’nun kısmen yardım eden olarak 21 kez “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama”, 21 kez “Eziyet”, 4 kez “İftira”, 2 kez Kişiyi “Hürriyetinden Yoksun Kılma” suçları sebebiyle cezalandırılması istendi.
Klinik psikologlarından Şüpheli Zeynep Akgül’ün de 17 kez “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma veya Sağlama”, 17 kez “Eziyet”, 2 kez “İftira”, 2 kez “Şantaj” suçları sebebiyle cezalandırılması talep edildi.