Ekol TV’nin sevilen programlarından olan ve Candaş Tolga Işık’ın sunduğu Az Önce Konuştum’un konuğu Hayko Cepkin ve Okan Bayülgen oldu. Türkiye’nin sevilen sanatçıları programda dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

DRAKULA MÜZİKALİ OKAN BAYÜLGEN VE HAYKO CEPKİN İLE SAHNEDE

Okan Bayülgen'in yeniden yazdığı Drakula, tarihin en ünlü vampiriyle tiyatro sahnesinde buluşurken oyunda Van Helsing rolünde Hayko Cepkin oynuyor.

“DESTANSI BİR OYUNCULUK SERGİLEDİ”

Okan Bayülgen, “Hayko Cepkin’e bir buçuk, iki sene önce gece geç saatte Whatsapp’tan gönderdiğim şarkılar var. Hayko’yu kesinlikle şarkı söylemeyeceksin diye ikna edebildim proje için. Çünkü Hayko hemen bunun öncesinde Jekyll & Hyde müzikalinde destansı bir oyunculuk gösterdi. Çok fedakardı, müzikal kapalı gişe gitti” ifadelerini kullandı.

“BAŞKA TÜRLÜ İKNA EDEMEZSİNİZ”

Sözlerini sürdüren Okan Bayülgen, “Hayko’ya yeni bir macera sunmak gerekiyordu. Ben de ikna etmek için dedim ki: ‘Sadece oyunculuk.’ Bu başarıda sanatçıları başka türlü ikna edemezsiniz. Parayla, pulla, şöhret vaadiyle… Bunların hepsini yemiş bitirmiş zaten. Bunlara kanmaz. Ama önüne başarılacak yeni bir zorluk konulursa belki onu düşünebilir. Sonra da lütfetti, kabul etti ve beraber yaptık” dedi.

“BUGÜNÜN DÜNYASINDA HERKES OTOMATA DÖNÜŞTÜ”

Okan Bayülgen, “Bugünün dünyasında herkes otomata dönüştü. Gençler, yaşlılar… Çalışma hayatında bir otomata dönüşmüş. Günümüzde bütün dünyada otomata benzer gençler görüyoruz. Parayı at, oradan soğuk içecek düşsün. Tuşa bas, çalışsın. İnsanlar bu halde” diye konuştu. “GENÇLERİN BEYİN

ÇÜRÜMESİNDEN NASIL KORUNACAĞININ BÜTÜN ÜLKELERDE ELE ALINMASI GEREKİYOR”

Bayülgen, “ADHD, hiperaktivite ve odaklanma sorunu dediğimiz sorun bütün dünyada, özellikle gençlerde bir an önce önü alınması gereken bir konu. Bunu tıp otoritelerinin sosyal alandaki kurumların ve hatta bizzat devletin kontrol etmesi gerekiyor. Devlet kontrol ederse ‘sosyal medyayı mı yasaklıyorlar’ noktasına gelir. Bütün ülkelerde gençleri beyin çürümesinden nasıl koruyacağız meselesinin ele alınması gerekiyor. Ama yasakçı bir şekilde değil. Nasıl olacak ben de bilmiyorum” sözleriyle ifadelerini sürdürdü.

“EN HUZURLU YERDE BİLE KENDİME KAOS ÇIKARTIRIM”

Şehir hayatını bırakarak Kuşadası’na yerleşen Hayko Cepkin, “Ailem oraya gittiğim zaman bu işi ‘Bir müddet sonra yaparsın, sonra vazgeçersin, sen şehirde büyüdün, yapamazsın’ dedi. Ben oymuşum. Gittiğim zaman daha iyi anladım. 14’üncü yılım. Benim bütün hayatım ve felsefem de buymuş. Şehirde büyüdüm, buranın kaosuyla beslendim. Bu kaos sayesinde ben bir albüm çıkartım ve kaosa uygun bir müzik yarattım. Sonra o kaos benim yaşayamayacağım bir hale geldi. Ben zaten kaosla beslenen bir insanım. En huzurlu yerde bile kendime bir kaos çıkartırım. Hiç merak etmesin kimse. Yaşınızı aldıkça huzur istiyorsunuz” sözleriyle şehirden uzaklaşma nedenlerini anlattı.

“KÖYDE İSTANBUL SÜRATİYLE YAŞIYORDUM”

Hayko Cepkin, “Çok doğru zamanda, 33 yaşında gittim. Hiç sıkılmıyorum. Burada 2,5 aylık provada biraz sıkıldım. Biz buradaki sıcak ve alevli hayatı çok yaşadığımız için biraz orada taşikardik durumumuz var. Oraya taşındığımın 5’nci, 6’ncı senesinde rahatlamaya başladım. İlk 5-6 senede köyde İstanbul süratiyle yaşıyordum. Köylü bana manyak manyak bakıyordu. Çünkü durmadan bir şeyler yapıyordum, durmadan bir yere gidiyordum. Bunu kırmızı ışıklarda durduğumda, arkada hemen yeşil yandığında ‘dat’ diye biri basar ya… Bastım ben adam indi. ‘Nereye yetişeceksin?’ dedi bana. Paraşüt okuluna gidiyorum. ‘Gitsem ne olur hızlıca, gitmesem ne olur?’ diye düşünüyorum. ‘Bir yere yetişmeyeceğim, el alışkanlığı’ dedim. Anlattığım dönemde bulunduğum bölge de boştu. Şimdi doldu’ dedi.