Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, Ekran Haber'e özel açıklamalar yaptı. Geçtiğimiz aylarda Cem Garipoğlu'nun mezarının açılması sonrası Münevver Karabulut cinayeti hakkında yeni bir gelişme yaşanmıştı. Netflix'in bu cinayet hakkında belgesel yayınlama isteğiyle alakalı konuşan Epözdemir, "Bu durumun ticari bir kastla kullanılmasını da istemiyorum" dedi.

"BELGESELE İZİN VERMEDİK"

Münevver Karabulut cinayetinin belgeselini Netflix'te yayımlanma planı üzerine Avukat Epözdemir, "Bu Netflix'in belgeseli bir dış yapım. Bir yapımcı iki arkadaş bizden randevu alıp bizimle görüşmek istedi. Netflix'e Münevver Karabulut hakkında bir belgesel önerisiyle geldiler. Ben babayla konuştuğumda baba biraz sıcak baktı ama anne bu konuya sıcak bakmadı. Annesi 'Benim kızım öldürüldü tekrar bu konularla gündeme gelmek istemiyorum. Bu durumun ticari bir kastla kullanılmasını da istemiyorum' dedi. Biz bu yapımcı arkadaşlarla belgeselle ilgili izin vermediğimizi söyledik.

"ÇOK SAYIDA GAZETECİYİ ARADILAR"

Daha sonra beni Nazlı Çelik, Fatih Altaylı, Emrullah Erdinç ve Mustafa Şekeroğlu gibi gazeteciler aradılar 'Netflix'e bir belgesel çekmek çekiyorlar ve bizimle röportaj yapmak istiyorlar. Biz ne yapalım' dediler. Bizde kendilerine bu belgesel için 'Ailenin onayı yok' dedik. Bu durum hukuka aykırı, yargıya başvurup tedbir alacağız bununla ilgili. Biz bunu yaparken belgesel için çalışmaların devam ettiğini öğrendik. Netflix'e ve yapımcı şirkete bu belgeselin yayınlanmaması için ihbarname gönderdik" diye konuştu.

"KURUMLARIN İFLAS ETTİĞİ BİR DAVA OLDU"

Geçtiğimiz aylarda Cem Garipoğlu'nun mezarının açılmasıyla ilgili olarak da önemli açıklamalarda bulunan  Avukat Epözdemir, "Bir dava 11 dava oldu. Türkiye'de kurumların iflas ettiği, sistemin sorgulandığı bir dava oldu. Adli Tıp'ta yaşanan sperm skandalı, emniyette ve kollukta yaşanan 750 bin Euro kamera kayıtları, yargıda yaşanan ikinci celsede deliller incelenmeden verilen tahliye kararları...

Detay Fotoğraf-337

"GARİPOĞLU'NUN ÖLMEDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORLAR"

Bütün bunlar bir araya geldiğinde insanların hukuki sürece ve yargılama süreçlerine olan inancı bu dosyayla birlikte neredeyse yerle yeksan oldu. Hal böyle olunca gittiğimiz panellerde ve seminerlerde Türkiye'nin umutları, geleceği, yarınların ve demokrasinin teminatı olan gençler, müstekbel hukukçular Garipoğlu'nun ölmediğini düşünüyor. Toplumda da bu yönde bir düşünce var. Buna rağmen müvekkil aile hak arama özgürlüğünü kullanmıyordu. Ta ki o kanlı kanepedeki fotoğrafa kadar. Münevver'in katledildiği, ölmeden önce testere kullanıldığı, insanın insan olma vasfına aykırı, hunharca ve vahşice bir cinayetten bahsediyoruz" dedi.