Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından bildiri yayımlandı. MGK bildirisinde, İsrail'in Gazze'de işlediği ve tarihe kara bir leke olarak geçen insanlık dışı suçların neticeleri ile er ya da geç yüzleşmek zorunda kalacağı belirtildi.

"BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN GELİŞTİRMEYE ÇALIŞTIĞI KABİLİYETLERİ TAHRİP EDİLDİ"

Söz konusu bildiride, PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ VE DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere, milli birlik ve beraberlik ile bekaya yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen operasyonlar hakkında kurula bilgi sunulduğu aktarıldı. Bildiride, Türkiye'ye yönelik tehditleri "kaynağında yok etme stratejisi" kapsamında, siviller ile dost ve müttefik unsurların emniyeti gözetilerek Suriye ve Irak'taki PKK/KCK-PYD/YPG hedeflerine düzenlenen harekatlar neticesinde bölücü terör örgütünün geliştirmeye çalıştığı kabiliyetlerin ciddi şekilde tahrip edildiği ifade edildi.

"HİÇBİR GAYRET, TERÖR ÖRGÜTLERİNİN AKIBETİNİ DEĞİŞTİREMEYECEK!"

Öte yandan bildiride, teröristleri müdafaaya yönelik ve müttefiklik hukukunu temellerinden sarsan eylemlerin dikkatle not edildiğine dikkat çekilirken, hiçbir gayretin Türkiye'yi hedef alan terör örgütlerinin akıbetini değiştiremeyeceğinin altı çizilerek şunlar kaydedildi:
"İsrail'in Gazze'de işlediği ve tarihe kara bir leke olarak geçen insanlık dışı suçların neticeleri ile er ya da geç yüzleşmek zorunda kalacağı ifade edilmiş; masum sivilleri topyekun yok etmeye yönelik saldırıların ve Gazze topraklarının işgalinin gecikmeksizin durdurulmasının, uluslararası toplumun müşterek mesuliyeti olduğunun ve Türkiye'nin bu hususta her türlü girişimde bulunmaya devam edeceğinin altı çizilmiştir. İsrail yönetimi ile katliamı destekleyen aktörlere; bu menfur eylemlere bir an evvel son verilmemesi halinde etkileri nesiller boyu sürecek ve bölge dışına sirayet edebilecek bir şiddet sarmalını tetikleyebilecekleri ve kalıcı barışın ancak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin kurulması ile mümkün olabileceği hatırlatılmıştır"

Ayrıca toplantıda, Irak'la işbirliğinin, başta güvenlik boyutu olmak üzere tüm veçheleriyle gözden geçirildiği, Filistin meselesinden kaynaklanan gelişmelerin Irak'ın ve bölgenin istikrarına muhtemel tesirlerinin etraflıca değerlendirildiği aktarıldı.

KERKÜK'TEKİ SON GELİŞMELER

Bildiride, Kerkük'teki son gelişmeler ile Türkmen soydaşların durumunun toplantıda ele alındığı belirtilerek ülkedeki tüm unsurların huzur içinde bir arada yaşamasına Türkiye'nin atfettiği öneme, yaklaşan vilayet meclisi seçimleri öncesinde bir kez daha vurgu yapıldı.

AZERBAYCAN-ERMENİSTAN MÜZAKERELERİ

Diğer yandan Azerbaycan-Ermenistan müzakerelerinin kalıcı barış anlaşmasıyla sonuçlanması ve bu çerçevede, Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesine ilişkin hususların yanı sıra bölge dışı aktörlerin meseleye müdahil olma gayretlerinin de değerlendirildiği bildirildi. Bildiride, Türkiye'nin, Ermenistan dahil bölgedeki tüm ülkelerin huzur ve refahına katkı sağlayacak kalıcı barışın tesisine yönelik her türlü samimi gayreti destekleyeceği ifade edilerek şunlar aktarıldı:

BARIŞI TESİS EDECEK ADIMLARIN ÖNEMİ VURGULANDI

"Rusya-Ukrayna savaşının bölgemize ve dünya siyasetine etkileri ile maliyetleri artarken barışı tesis edecek adımların gecikmeksizin atılmasının önemi vurgulanmıştır. Uluslararası güvenlik ortamına menfi yönde tesir eden gelişmelerin, Türkiye'nin Karadeniz'den Afrika'ya, Kafkasya'dan Balkanlar'a uzanan geniş bir coğrafyada barış ve istikrar ikliminin hakim olmasına yönelik gayretlerinin haklılığını teyit ettiğine işaret edilmiş; gerginliklerin krize dönüşmesine mani olmak ve çatışmaları yayılmadan durdurmak için ön alıcı bir anlayışla inisiyatif üstlenmeye devam edileceği belirtilmiştir"