Yatırım ve Tasarruf Danışmanı Mert Başaran, Ekran Haber YouTube kanalında Senem Uluhan'ın sorularını yanıtladı. Altının akıbeti, enflasyon hedefleri ve Bitcoin ile ilgili görüşlerini paylaşan Mert Başaran, 14 Şubat Sevgililer günü için de değerlendirmeler yaptı. İşte Mert Başaran'ın o açıklamaları...
"DAHA ÇOK BORÇLANIN DİYE YENİ FIRSAT"
14 Şubat Sevgililer Günü'nün küresel bir sistem olduğunu, kredi kartları için bir tuzak olduğunu dile getiren Mert Başaran, şunları söyledi:
"Black Friday ile Kasım indirimleri yaptılar, kartlarınızı patlattınız. Ama patlatmayanlar, hala limiti olanlar için yılbaşı var. Orada da 'indirim var' dediler, orada da harcattılar. Ama hala sistem yetmiyor. Küresel sistem diyor ki; 'daha da çok harcayın, iyice borçlanın.' Bu yüzden yeni fırsatlar sundu size sevgililer günü. Lütfen bunlara kanmayın. Bugünlerin hepsi sizi sistemin daha çok harcatmak için çıkardığı saçma sapan günlerdir."
"İLLA HEDİYE ALACAKSANIZ BUNLARI ALIN"
Hediye alma planları yapanlara seslenen Mert Başaran, "İlla hediye alacaksanız faydalı olacak şeyler alın. Bireysel Emeklilik yaptırın, geleceğini kurtarın. Bir altın da alabilirsiniz. 'Bunlar romantik değil Mert abi' diyorsanız, bunun üzerine bir tane gül koyun, paket halinde verin. Lütfen israf etmeyin. Bunlar tamamen uydurulmuş günlerdir. Paranızı sizden daha çok alıp, kredi kartlarınızı patlatmak için daha çok borçlu ve köle olmanız için yapılan günlerdir" dedi.
"ALTINDA TEDBİRLİ OLMAK LAZIM"
Altının bu yıl da kazandırıp kazandırmayacağına yönelik soruya yanıt veren Mert Başaran, altının son dönemde çok hızlı koştuğuna dikkat çekti. Mert Başaran, sözlerinin devamında şunları kaydetti:
"Altın uzun vadede hep kazandırmıştır. Arada dolar bazı düşüşler oluyor. 2011 ile 2014 arasında dolar bazı ciddi düşmüştür ama onun dışındaki dönemlerde hep dolar bazı artmıştır. Gram altın uzun vadede faydalı bir yatırım aracı. Bu aralar çok hızlı koştu. Biraz tedbirli olmak lazım. Biraz durup sakin olduğu günleri beklemek lazım."
"YÜZDE 30-35'E BİLE RAZIYIM"
Enflasyon hedeflerine ilişkin de yorumlarda bulunan Mert Başaran, "Gerçekten çok zor. Türkiye'deki en büyük belalardan biri enflasyondur. Halkın canını yakıyor. Enflasyon gerçekten herkesin en büyük derdi. Yüzde 24 bence çok iddialı bir rakam. Ben 30-35 bile olsa memnun kalacağım. Çünkü çok ciddi bir rakamdan inecek. Bir anda yüzde 24'e inmek kolay değil. 30-35'e bile razıyım" diye konuştu.
"ENFLASYONUN ESAS ÇÖZÜMÜ TASARRUF"
Ekonomiye dair köklü çözüm için öngörülerini sıralayan Mert Başaran, enflasyonun tek nedeninin gelirlerin ve giderlerin eşit olmaması olduğunu belirtti. "Bunun çözümü nedir? Türkiye'nin tasarruf yapması" diyen Mert Başaran, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye'de tasarruf yapan ne doğru dürüst bir insan görüyorum, ne bir birey görüyorum, ne siyasetçi görüyorum. Bu kafa değişmeden biz 2500 yılında bile olsak, 500 yıl sonrada çocuklarımız, torunlarımız aynı şeyi konuşacak. Bu enflasyon 'niye düşmüyor' diyeceğiz. Faiz artırmak, faiz düşürmek, borç almak bunlar düşmeyen enflasyonda yapılacak geçici çözümlerdir. Esas çözüm tasarruf yapması ülkenin, devletin, siyasetin ve vatandaşın."
"ŞU AN AL-SAT İÇİN GÜZEL BİR DÖNEM"
Yatırım ve Tasarruf Danışmanı Mert Başaran, Bitcoin'in seyriyle ilgili de çarpıcı değerlendirmeler yaptı. Bitcoin'i ve Etherium'u uzun zamandır takip ettiğini dile getiren Mert Başaran, "Bitcoin'i 17 bin dolarken de her yerde paylaşmıştım. Ama çok hızlı çıktı. Çok hızlı çıktığı için biraz tedbirli olmak lazım. 109 ile 90 arasında bir testere piyasası var şu anda. İnecek kalkacak. Burada ciddi bir hareket olacak. Buradan sonra hangi tarafa kırarsa ondan sonra hareket olabilir. Tedbirli olmak gereken bir nokta. Şu an al sat için güzel bir dönem" dedi.
"PARANIZ AZSA GÖRMEDEN ALIN"
"Görmeden arsa yatırımı yapılabilir mi?" sorusunu yanıtlayan Mert Başaran, arsa yatırımı için şunları dile getirdi:
"Paranız azsa görerek yatırım yaparsanız zaten hiçbir şey alamazsınız. Bunun aslında Bitcoin'den farkı yok. Bu işin fıtratı bu. Bir şey olmadan insanlar almaktan imtina ediyorlar. 'Burası çok kötüymüş, bu bölge çok kötüymüş, bu ev su akıtır' falan deyip almıyorsunuz. Ama bir daha sonra hiç alamıyorsunuz. O evde değerleniyor. 20-30 milyonunuz varsa tabii ki gidip görerek alın. Orada zaten en güzelini görürsünüz. İmarı varsa, imarına bakarsınız, manzarasına bakarsınız. Ama 300-500 bin liralık yere gidip görerek beğenme şansınız çok olmayacağı için hiçbir şey alamayacaksınız."