Maymun çiçeği pox (Çiçek virüsü) ailesinden virüstür. Suçiçeği ile alakası yoktur. İnsan Çiçek virüsü %30-50 arasında ölümcüldür. İnsan Çiçek virüsü Âşık Veysel’i kör eden virüstür. Son 100 yılda 500.000 insanın ölümüne yol açmıştır. Ateş, kusma, döküntü (içi irinli) ile belirti verir. Kabuk bağlayıp iz bırakarak iyileşir.
Maymun Çiçeği maymunlarda da görüldüğü için bu ad verilmiştir. Afrika’da evde beslenen maymunlarda görülebilmektedir. Orta ve Batı Afrika’da endemik (sık görülen) bölgeler (1960-1970’lerden beri) vardır. Demokratik Kongo Cumhuriyetinde hastalık endemiktir.Hastalık temel olarak kemirgenleri (sıçan, fare, tavşan, çayır köpeği-bir tür kemirgen) tutar. Kemirgenlerin Afrika’dan kaçak yolla Amerika’ya gönderilmesi ile 2003 te Amerika’da 71 kişilik salgın çıkmıştır.
Maymun çiçeğinin insandan insana geçişi solunum yolu damlacıkları, deri lezyonları ve cinsel temas ile olur. 3-20 gün kuluçka süresi vardır. Sonrasında ateş, boğaz ağrısı, bulantı, el-ayaklarda içi su ve irin dolu döküntü yapar. % 5-10 ölümcüllüğe sahiptir. Bağışıklık sorunu olan kanser hastalarında, HIV hastalarında, çocuklarda ve gebelerde ağır gidiş gösterir. Zatürre ve beyin tutulumu yapar. Ayrıca gebelikte anneden bebeğe geçip düşük ve bebekte gelişim bozukluklarına sebep olabilir.
Maymun çiçeğinden koruyan en iyi yöntem çiçek aşıdır. Çiçek aşısı bulaşıcı bir hastalığa karşı geliştirilen ilk aşıdır. Eski aşı İnek çiçeği kökenlidir. İnek çiçeği hafif seyreder ve aşı olarak kullanılması insan çiçeğine karşı bağışıklık sağlar. Günümüzdeki Modern Aşıların kaynağı ise Türkiye Hıfzıssıhha Enstitüsünde inekler ve eşekler üzerinde üretilen Değiştirilmiş Ankara çiçek hastalığı (MVA) aşısıdır. Bu aşı 1953 yılında Batı Almanya’ ya götürülmüştür.. Gelecekteki olası ve planlanan insan çiçek salgınına karşı Türkiye’nin harekete geçmesi ve kendi aşısını üretmesi gereklidir.
İnsan Çiçek aşısı 1977 yılına kadar rutin yapılmıştır. Deri içine uygulanır. Kolda para büyüklüğünde iz oluşturur. Bu aşının tuttuğu anlamına gelir. Bu nedenle 1977 ve öncesi doğumlu çiçek aşılı kişiler maymun ve insan çiçeğine karşı dirençlidirler.
Maymun çiçeği laboratuvarlarda yıllardır çalışılmaktadır. Hava yolu ile bulaşan maymun çiçeği tiplerinin Biyolojik silah olarak kullanılması projeleri mevcuttur. Bu nasıl yapılır? Kemirgen kökenli (zoonotik) virüs farklı kemirgenlerden alınıp izole edilir. Ardından maymunlara hava yolu uygulanır. Çoğu tip virüs hava yolu ile bulaşamaz. Ancak aradan bazıları hava yolu ile maymuna geçer. Hava yolu ile hasta olan maymunlardan alınan solunum partikülleri başka maymunlara verilerek maymundan maymuna adaptasyon ve geçiş sağlanır. İşin yarısı bitmiştir. Maymun (Primat) insana benzediği için virüs insana bulaşır hale getirilmiştir. Buradan sonra ya kaçar ya da kaçırılır. COVID de böyle olmadı mı?
MVA Aşısı Açılımında bile Ankara ismi var.
1950'lili yıllarda Ankara'da üretilen aşı 1953 yılında Batı Almanya'ya götürülmüştür.
O günlerde üretilip yaygınlaştırılan aşı virüs suşuna da “Ankara” ismi verilerek başkentimizin ismi uluslararası bilim dünyasında kalıcı bir onur kazanmıştır.
Bu aşının adı “Modified Virus Ankara” dır.
MVA olarak kısaltılmış adıyla günümüzde de bu atfı gururla taşımaktadır.
1953 yılında Batı Almanya'ya götürülmüştür. Almanya'da bu aşıya Ankara Çiçek hastalığı olarak bilinmektedir.
Ve Almanya hala bu aşıyı laboratuvar buzluklarında bulundurmaktadır.
Ne yazık ki, Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi kapatılınca laboratuvarlarda korunan Çiçek Aşısı Virüslerinin akıbetinin ne olduğu belirsizliğini koruyor. Kim aldı, kimin eline geçti bilinmiyor.
Son söz: Faizi bir kez yanlış belirlediğiniz zaman; yani enflasyonun altında bir yerde belirlediğiniz zaman; bu tek başına tüm ekonomik dengeleri bozmaya ve ekonomiyi batırmaya yeter ve bu girdaptan çıkış faizleri artırarak çoğunlukla çözülemez ama faizleri artırmadan ve resesyona (durgunluğa) girmeden hiç çözülemez.. Faizler mecburen artırılıp uzun süre yüksek tutulup yapısal reformları eş zamanlı olarak yapmak lazım. Vaktinden önce yapılan faiz indirimi; yine faizi yanlış yerde konumlandırmak daha önce denendiğinde yaşanılanlardan daha ağır bedeller ödetir, ekonomiyi yakıp kavurur yıkar ve bir daha belinizi doğrultamazsınız.
Uyarı: Dilan Polat’a tahliye kararı çıkmış. Kara para aklama ve vergi kaçırmanın yatarı 1 (bir) seneymiş anlaşılan. Sonra ceza alırsa tekrar yatmaya devam eder falan demesin kimse. Hepsi hikaye. Dilan Polat tahliye kararından çıkan sonuç şudur: 1 yıl hapiste yatmayı göze alıyorsanız, ve utanmaz arlanmaz Allahtan korkmaz biriyseniz gönül rahatlığıyla kara para aklayabilir ve vergi kaçırabilirsiniz. Hayırlı olsun!
Kulağa küpe: Susarak zehirlendik. Veba girmiş bir şehrin hem halkı hem seyircisi olduk!
‘Çöl büyür, vay haline içinde çöl saklayanın!’ demişti Nietzsche. Çöl nihilizmdir, bütün değerlerin değersizleştirilmesidir. İnsan hayatının kutsallıktan arındırılmasıdır. Varlığın kıymetten düşürülmesidir. Ruhun yalnızlığı ve kimsesizliğidir.
Çöl büyüyor.
Not 1: Büyükşehir (İzmir) telaşı diye bir telaş var. Sabah pazara gidin, önce park yerinde insanları seyredin.
Kadını ve erkeği yaya kim, kim yürüyor diye bakmadan insanları ezercesine park yeri telaşındalar.
Sonra arabalarından iniyorlar.
Pazar çantaları ellerinde, adamlar önde kadınlar arkalarından, telaş içinde yürüyorlar.
Ya pazarda.
Ne yapıyorlar, saldırıyorlar tezgaha, seçme telaşındalar.
Kadınlar mı ekşi suratlı
Erkekler mi ekşi suratlı.
Etrafa nasıl bakıyorlar anlatmam.
Sanki, hepsi mutsuz, umutsuz ve sadece yeme derdindeler.
Ama.
Hangisi daha sevimsiz henüz karar veremedim.
Not 2: Dirâyet ilk gördüğü yola girmek değil, nereden geldiğine ve nereye gittiğine bakarak yolunu seçmektir.
Not 3: Halkın bir övgüsüyle yükselen, bir yergisiyle düşer.
Hakk’ın övgüsüyle yükseleni ise kimse düşüremez.
Halkın değil, Hakk’ın övgüsüne bak.
Not 4: Yerini bilmeyene yer verilmez.
Sözünü bilmeyene söz verilmez.