Avrupa Gıda ve Yem Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) tarafından yapılan açıklamaya göre Türkiye’den Fransa’ya ihraç edilmek istenen kuru incirlerde, Avrupa Birliği standartlarının 3.3 kat üzerinde aflatoksin tespit edildi. Sağlık ve güvenlik standartlarına uymadığı gerekçesiyle ürünler Almanya’dan Türkiye’ye iade edildi. Bu gelişme, ihracatçıların ekonomik kayıplar yaşamasına yol açarken, gıda güvenliği konusundaki endişeleri de yeniden gündeme getirdi. Daha önce Türkiye’den Slovakya’ya gönderilen mandalinalarda da pestisit kalıntısına rastlanmış olması, tarımsal üretim süreçlerinde sıkı denetim olması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

AFLATOKSİN NEDİR?

Aflatoksin, sıcak ve nemli ortamlarda küf oluşumu sonucunda ortaya çıkan bir toksindir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından güçlü bir kanserojen madde olarak sınıflandırılan bu toksin, karaciğer kanseri riskini artırmasının yanı sıra bağışıklık sistemini de olumsuz etkiliyor.

HEM İNSAN SAĞLIĞINA HEM İTİBARA ZARAR VERİYOR

Öte yandan pestisit kalıntıları, tarım ürünlerinde zararlılarla mücadele amacıyla kullanılan kimyasal maddelerin ürün üzerinde kalmasıyla oluşuyor. Bilinçsiz ve aşırı pestisit kullanımı hem insan sağlığına hem de ihraç edilen ürünlerin uluslararası standartlara uygunluğuna zarar veriyor.

“UYGUN OLMAYAN DEPOLAMA KOŞULLARI BAŞ ETKEN”

Ziraat mühendisleri hem aflatoksin hem de pestisit sorunlarının tarımsal üretimdeki bilinçsizlik ve kontrol eksikliklerinden kaynaklandığını belirtti. Uzmanlar, “Aflatoksin, genellikle ürünlerin hasat sonrası dönemde uygun olmayan depolama koşullarında tutulması sonucu oluşuyor. Özellikle sıcaklık ve nem kontrolüne dikkat edilmesi bu riski azaltabilir. Pestisit kalıntıları ise yanlış dozlarda veya hatalı şekilde kullanılan kimyasallar nedeniyle ortaya çıkıyor. Çiftçilerin bilinçlendirilmesi ve doğru tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması bu sorunların önüne geçebilir” ifadesinde bulundu.

“DENETİM SÜREÇLERİNDE AKTİF OLUNMALI”

Uzmanlar, biyolojik mücadele yöntemlerinin kullanımı ve organik tarım uygulamalarının yaygınlaştırılmasının hem ürün kalitesini artıracağını hem de uluslararası standartlara uyum sağlamada önemli bir adım olacağını ifade etti. Ayrıca, tarım sektöründeki tüm paydaşların denetim süreçlerinde daha aktif rol alması gerektiğinin altını çizdiler.

“GIDA GÜVENLİĞİ GELİR KAYBINA NEDEN OLABİLİR”

Türkiye, dünya genelinde kuru incir ihracatında lider konumda bulunuyor. Ancak bu tür sorunlar, ekonomik kayıpların yanı sıra uluslararası pazarlardaki güveni de sarsabiliyor. 2023 yılında Türkiye’nin kuru incir ihracatından yaklaşık 300 milyon dolar gelir elde ettiği bilinirken, gıda güvenliği eksiklikleri bu gelirlerin azalmasına yol açabilir.

“ULUSLARARASI STANDARTLARA UYGUN OLMALI”

Bunun yanısıra uzmanlar, tarımsal üretim süreçlerinin uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi gerektiğine dikkat çekerek “Üreticilerin eğitilmesi, modern tarım tekniklerinin öğretilmesi ve biyolojik mücadele yöntemlerinin teşvik edilmesi hem sağlık hem de ihracat açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca, denetim mekanizmalarının etkin çalışması ve ürünlerin analiz süreçlerinin hızlandırılması şart” ifadesinde bulundu.

“REKABET GÜCÜNÜ VE İTİBARI ETKİLİYOR”

Sonuç olarak, gıda güvenliği sadece tüketicilerin sağlığını korumakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü ve itibarını da doğrudan etkiliyor. Tarımsal üretimden depolamaya kadar her aşamada daha titiz bir yaklaşım benimsenmesi gerekiyor.