Kakistokrasi.En liyakatsiz/beceriksiz üyeleri tarafından yönetilen toplumlarda geçerli olan sisteme verilen isim.
Almancada böyle toplumlara verilen isim ise Ellbogengesellschaft. Bilgisi, başarısı ve yeteneği olmayan kişilerin elinde güç bulunduran kişilerle yalakalık yaparak ve başka insanları ezmekten çekinmeyerek ilerlediği toplum.
Kakistokrasi kelimesi 1644'e gitse de bir terim olarak kullanımı ilk kez 1829'da Thomas Love Peacock'un 'Elphin'in Talihsizlikleri' adlı romanındadır:
"Bizimki, halk tarafından halk için bir halk hükümeti mi, yoksa aptallar pahasına düzenbazların yararına bir Kakistokrasi mi?".
Kakistokrasi ile yönetilen ülkelerde ortak yakınma:
"Bu ülke bunu hak etmiyor".
Ülkelerin bulunduğu yer dünyanın oluşumundan beri var, ülke yapan da Kakistokrasi'yi seçen de insanlar.
Kendi kendine Kakistokrasi'yi seçmiş insanların hak etme ya da hak etmeme savları mantık dışı.
Bu iktidar, hakedenden alıyor, haketmeyene veriyor.
İlk 100.000'e girip diploma alanın yanına ilk 1.000.000'u koyuyor, onlara da diploma veriyor. Aynı kefeye koyuyor.
Emeklilikte de daha gençlerden aldı, daha yaşlılara verdi.
2.500.000 yeni memur kadrosu yarattılar ayrıca.
Bu sistem, elbette ki batacak!
Kaçınılmaz..
Böyle bir ülkede, AKILLI ve ÇALIŞKAN kişiler, yurtdışına uzuyor.
VERİMSİZLER ülkede kalıyor.
Bu tarz ekonomilerde halk gittikçe fakirleşir.
Yani, gelecekte her şey daha pahalı olacak.
MRNA AŞI:
Burada sizi ÇAKMA PANDEMİ konusunda ve MRNA SIVILARI hakkında defalarca uyardım. En başından beri...
Şu anda çok fazla insan ölüyor ve; ne istatistik tutuluyor, ne de haber yapılıyor.
Tipik Türkiye işi...
Uluslararası İLAÇ ÇETELERİNİN deneysel sıvılarına halkı zorladılar.
Bu süreçte yazamadıklarım da oldu.
Mesela, uluslararası ilaç şirketlerinden birisinde yönetici olan bir arkadaşım;
"Aşıdan uzak dur!"
demişti.
İstihbarata yakın bir abim ise;
"Ne pandemisi Halit? İnanıyor musun buna?"
demişti.
Bir başka kaynağım ise, TV'de ve sosyal medyada, gece gündüz AŞI propagandası yapan bir isime, tweet başı 2000$ ödendiğini haber vermişti de;
"Yok artık! Bu kadar olamaz!"
demiştim.
Bunları o ara yazamadık.
Şimdi yazabiliriz.
MRNA AŞI teknolojisinin mucidi adamın dahi Twitter'dan kovulmasından, Nobelli bir virolojistin aynı şekilde hesabının kapatılmasından da duruma uyanmadıysanız; siz bir APTALSINIZ!
Bunu, banyo yaptıktan sonra, ayna buharına yazın:
"Ben bir APTALIM! Her propagandaya inanıyorum!"
Özetle, ZEKA TESTİ tamamlandı.
Çoğunuz geçemediniz.
MRNA SIVILARININ vücudunuza yaptığı tahribatı gelecekte göreceksiniz. Şu anda ani ölümler var. Gelecekte ne olacak belirsiz?
Sıvı şirketleri;
"Biz sorumluluk almayız!"
diye hükumetlerle sözleşmeler yaptılar.
Geçmiş olsun!
Bu devirde SÜLÜN OSMAN türevlerinin Milyarlarca Dolar'ı var.
Reklam güçleri şahane.
KERİZ de çok.
Ne yapsınlar?
Tokatlamasınlar mı?
Son söz: İktidardaki totaliterlik, sempatileri ne olursa olsun, her zaman tüm birinci sınıf yeteneklerin yerine, sadakatlerinin en iyi garantisi zeka ve yaratıcılıktan yoksun olan çatlak ve aptalları alır.
Not 1: Hocanın derste slayt okuması öğrencilere saygısızlıktır. Net. Beni daha fazla tiksindiren şey ise kongre sunumlarında paragraf paragraf yazı konulan slaytların okunması. Tam rezalet! Biraz çalışıp anahtar kelimeleri slayta koysan ve anlatsan olmaz mı ya? Çok mu şey istiyoruz? Ha!
Not 2: BIST inşaat + %2.34, diğer sektörler eksi.
%1 yüzyılın kredi haberi nedeniyle mi?
Zaten uçmuş konut fiyatları düşük faiz doping'i ile ultra uçuşa geçer, talep de patlar.
Hatta emlakçılar kapılarına
"Burası topu topu 9 m2, lütfen içeriye 100 kişiden fazla girmeyiniz" yazar.
Not 3: Trabzon Üniversitesi'nde (2021):
- Ögrenci başına düşen kitap sayısı 4,15
- AR-GE'ye ayrılan bütçe oranı %0
- Üniversitenin sağladığı egitim burslarından faydalanan ögrenci oranı %0
Not 4: Boğaziçi Üni. rektörünün rektör seçimi hk. görüşleri:
"Demokratik ülkelerde önemli kamu kurumlarının başında ya halkın seçilmiş temsilcileri ya da onların atadığı bürokratlar bulunur. Başhekimleri doktorlar, okul müdürlerini öğretmenler, emniyet müdürlerini polisler seçmez.
Kamu kaynaklarıyla finanse edilen ve görevi halka hizmet olan bir kurumun yöneticisinin, o kurumda çalışan insanlar tarafından seçilmesi demokrasi değildir. Bilakis bu anti-demokratik, vesayetçi bir durumdur."
Not 5: Akademideki en yaygın mobbing türlerinden biri:
Tüm akademik koşulları sağlamasına rağmen bir kişinin terfi etmesini engellemek.
Not 6: Akademik camia intihal yapan, asistanlarının makalelerine çöken, hiç katkıları olmadığı halde o makalelere isimlerini yazdıran doç. ve prof. etiketli zorbalarla dolu.
Sen bu fakültede doğdun, evet güçlüsün, bari sen diğer kedilerin mamalarına çökme. Tamam mı kujum...
Not 7: Mü'minler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O'nun âyetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler.
Enfal 2. Ayet
Not 8: Ülke, hükümet muhalefet popülist siyaset hastalığına yakalandı bunun sonu IMF hocam çok net.
Karşı dükkan komşum 1980 doğumlu adam emekli oluyor.
Ama lafa gelince Hollanda Konya kadar vay efendim ihracat yapıyor.
43 yaşında adam emekli edip Hollanda olamadık olamayacağız.
Not 9: Dolar kuru sabitlenmişken borsada vur kaç yapan yabancı yatırımcıyı kutlarım.
Böyle gelişmekte olan ülkeyi pamuk kumaş donuna kadar soyup, polyester kumaş dona bırakırlar.
Yabancı yatırımcı için risk çok yüksek. Bırakın yabancıyı, yerel yatırımcılar bile ne zaman ne olacağını öngöremiyor.
Yabancı yatırımcı fırsatı kaçırmış olabilir ama birçok iflas etmiş ekonomide çok benzer büyük fırsatlar olmuştu.
Not 10: Mevcut EYT çözümünde büyük adaletsizlik ve eşitsizlik tehlikesi!
8.9.1999 öncesi işe girenler 20-25 yılda emekli olabilirken, 1 gün sonra işe girenler 40-42 yıl çalışmak zorunda. 9.9.1999 sonrası için adil geçiş olmalı.
Bu hukuksuzluk düzeltmeli!
Mülayim'in saatli bombasının gümlemesi için Kılıçdaroğlu'nun "Loading" tweeti beklenmektedir.
Not 11: Sayıştay raporu: TRT'ye sınavsız ve mülakatsız 4 bine yakın personel alımı yapılmış.
O kadar gençlik kolu üyesi işsiz mi kalsın?
Bir arkadaşım AKP karşıtı olmasına rağmen her hafta parti toplantılarına katılıyordu.
"Arkalarından atıyorsun ama her hafta toplantılarına gidiyorsun." dedim.
"İşe girmem için katılmam lazım" dedi.
İyi bir kadroya girdi sonunda.
Not 12: Erdoğan 3 puan geride bitirdiği bir koltuğu kesinlikle bırakmaz.
İstanbul seçimlerinde bırakmadığı gibi.
Kargaşa, çatışma, iç savaş çıkma riski bile olsa.
YSK, HSK, AYM, TSK, Emniyet vs tam kontrolünde.
Muhalefet kazanmak istiyorsa en az 8-10 puan fark atacak bir aday çıkarmalı.
Bugüne kadar olan hemen hemen tüm anketlerde -Erdoğan'ın maksimum %1-%1,5 önünde çıkan Kılıçdaroğlu'na sunulan son ankette de fark bu bantta. AKP'ye minimum%6-8 fark atmazsanız o gece trafolara kedi girer,internet kesilir birşeyler olur ve o seçimi "Hediye etmezler" Hele %1 ile.
Not 13: 1992'de yapılan popülist saçmalığın, 1999'da Anasol M iktidarında sosyal güvenlik kurumunu iflasa sürükleyeceği anlaşılınca kademeli yaş artışı yapıldı.
Şimdi Erdoğan 20 yıldır itiraz ettiği düzenlemeyi koltuğunu kaybedeceğini anlayınca yaş şartı olmadan eski hale getirdi.
Muhtemelen çıkan yasa nedeniyle SGK'ya her yıl ilave olarak 200 milyar civarında Hazine'den para aktarılacağından halihazırda 3.500 liraya tamamlanan, 2023'te belki 5000 liraya tamamlanacak olan en düşük emekli aylığı daha az sübvanse edilecek.
Aradaki fark daha da artacak.
Not 14: Ukrayna savaşının başlangıcından itibaren 420 bin Ukraynalı Türkiye'ye geldi.
Ancak çoğu yaşam koşulları nedeniyle ya evlerine geri döndü ya da başka ülkelere gitti.
— Ukrayna'nın Türkiye Büyükelçisi Vasyl Bodnar
Rezalete bak.
Çoğu Ukraynalı yaşam koşulları nedeniyle ülkemizi terk etmiş.
AB vize serbestisi tanısa en başta "ehonomi çoh eyi" diyenler olmak üzere kısa sürede milyonlarca insan ülkeyi terk eder; kaçak göçek Avrupa'da çalışır, kalır.
Not 15: Emeklilikte yaş şartı 1992'de kaldırıldı.
O günlerde kimse itiraz etmedi.
Sonra sisteminin bunu kaldıramayacağı anlaşıldı.
1999'da kademeli yaş şartı getirildi.
Kazanılmış hak denilerek itiraz edildi.
38-43 yaşında emekli olup 80-75 yaşına kadar maaş almak kazanılmış hak mı?