Gazze'de 2 milyon 300 binden fazla Filistinli, yiyecek, içecek, ilaç ve yakıt gibi temel ihtiyaçlar konusunda büyük sıkıntılar yaşarken, aynı zamanda İsrail'in saldırılarına maruz kalıyor.
2007 yılından itibaren Gazze Şeridi'ni abluka altına alan İsrail, son dönemlerde bu ablukayı daha da sıkılaştırarak, temel yaşam malzemelerinin bölgeye girişini neredeyse tamamen durdurdu. İsrail ordusu, Gazze ile Mısır arasında bulunan Refah Sınır Kapısı üzerinden gelebilecek yardımlara da gözdağı verdi.
İsrail'in bu tutumuna karşın uluslararası tepkilerin artması sonrası, Gazze'ye sınırlı miktarda yardım izni verildi. Ancak bu yardımlar, bölgedeki tüm ihtiyaçları karşılamaktan çok uzak. Birleşmiş Milletler yetkilileri, Gazze Şeridi'nde yaşayanların temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için günde en az 100 tırlık yardımın girmesi gerektiğini vurguluyor.
YARDIMLARIN GAZZE'YE ULAŞTIRILMASI
Mısır yönetimi, Gazze'deki Filistinli sivillere destek olabilmek adına yardım konusunda ön ayak olmaya hazır. Ariş Limanı'nda birçok ülkenin, aralarında Türkiye'nin de olduğu, Gazze için gönderdiği yardımlar bekliyor.
Refah Kapısı'nın kontrolü Gazze tarafında Hamas'ın elinde. Hamas yetkilisi Velid Kilani, yardımların Gazze'ye girmesi için herhangi bir engel oluşturmadıklarını belirtiyor. Ancak İsrail'in sınırlı sayıda yardımın bölgeye girişine izin verdiğini ve bu yardımların yetersiz olduğunu vurguluyor.
İSRAİL'İN ŞARTLARI VE TEPKİLER
Gazze'ye yardımların girişinde en büyük engel, İsrail'in koşulları. İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Joe Lion, yardımların Hamas'ın kontrolüne geçmemesi koşuluyla yardıma izin verileceğini belirtiyor. Ancak Lion, bu garantinin kimden alınacağı konusunda net bilgi vermekten kaçınıyor.
İsrail yetkilisi, Gazze'ye ulaşan yardımların sadece Gazze'nin güney bölgelerinde kalması gerektiğini ifade ediyor. Ancak İsrail'in bu bölgeleri "güvenli" olarak nitelendirdiği halde saldırıları sürdürdüğü görülüyor.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze'nin kuzey bölgelerinde yaşayan insanların güneye sıkıştırılmasının hukuken kabul edilemez olduğunu belirtiyor.
ABLUKANIN HUKUKİ BOYUTU
Uluslararası hukuk, bir tarafın, diğer tarafın dış ilişkilerini kesmek için uyguladığı abluka yöntemini tanımlıyor. Eğer abluka, sivil halkın temel yaşamını ciddi anlamda etkiliyorsa, bu durum insancıl hukukun ihlali olarak kabul ediliyor. Gazze Şeridi'ne uygulanan tam abluka, bu tanıma uyan bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. Gazze halkının temel insani haklarından mahrum bırakılması, savaş hukukunun ihlalini oluşturarak savaş suçu kapsamında değerlendiriliyor.