İsrail'in 7 Ekim'den bu yana gerçekleştirdiği Gazze Şeridi saldırılarında kullandığı patlayıcının miktarı, yaklaşık bir atom bombasının etkisine denk geldiği ifade edildi.
Gazze hükümetinin medya biriminden yapılan son bilgilendirmede, "İsrail'in Ekim başından bu yana Gazze'ye toplamda 12 bin tonun üzerinde patlayıcıyla saldırıda bulunduğu ve bu saldırıların kilometrekare başına 33 ton patlayıcı düşmesine neden olduğu" belirtildi.
ATOM BOMBASIYLA KIYASLANDI
İsrail'in bu süreçte Gazze'ye attığı patlayıcıların toplam gücü, 2. Dünya Savaşı sırasında ABD'nin Hiroşima'ya bıraktığı atom bombasıyla karşılaştırıldı.
Gazze'deki yerleşim yerlerinde ciddi tahribat olduğu, 183 bin evin hasar gördüğü, bu evlerden 28 bininin ise tamamen yıkıldığı ya da oturulamayacak duruma geldiği aktarıldı.
7 Ekim'den bu yana devam eden çatışmalarda, 2 bin 360'u çocuk, 1421'i kadın toplamda 5 bin 791 kişinin hayatını kaybettiği ve 16 bin 297 kişinin yaralandığı belirtildi.
AĞIR KAYIPLAR
Yaklaşık üç haftadır süregelen saldırılarda 644 ailede yer alan, çoğunluğu kadın ve çocuk 4 bin 292 kişinin hayatını kaybettiği ifade edildi. Bu durum, Gazze'deki her 100 kişiden birinin ya öldüğü ya da yaralandığı anlamına geliyor.
Kamuya ait birçok kurum ve hizmet tesisi ağır hasar gördü. İsrail'in ibadethaneleri de hedef aldığı belirtildi; 35 caminin tamamen tahrip olduğu ve 3 kilisenin büyük hasar gördüğü aktarıldı.
YASAKLI MÜHİMMAT İDDİASI
İsrail'in uluslararası hukuka aykırı olarak fosfor bombası dahil yasaklı mühimmat kullandığına dair belirlemeler olduğu, ölenlerin bedenlerinde yanık izleri ve erime belirtileri gözlendiği belirtildi.
Batı medyasının tarafsız olmadığı eleştirileri gündeme getirilirken, bazı medya kuruluşlarının Gazze'deki sivillerin acılarına karşı duyarsız kaldığı vurgulandı.
Yardım konusundaki hassasiyetlerin altı çizildi. Refah Sınır Kapısı'nın sürekli açık olması gerektiği, yardım ve yakıt girişlerine engel olunmaması ve yaralıların Gazze dışında tedavi görmeleri için kolaylıklar sağlanması talep edildi.
Son olarak, Gazze nüfusunun yüzde 70'ini oluşturan 1.4 milyon kişinin evlerinden olduğu ve bu kişilerin 222 farklı sığınakta barındığı ifade edildi.