İsrail savaş hukuku falan dinlemeyerek Gazze’yi bombalamaya ve Gazzeli Filistinlilere Tevrat’taki exodus’u (zorunlu göç, kaçış, sürgün, Mısır topraklarından sürülme) tersine Mısıra doğru sürerek yapıyor. 

Eskiden denilen bir söz varmış: Dünyanın en güzel toprakları Suriye, Suriye’nin ise Filistin bölgesi, oranın da Kudüsmüş. Tarihsel olarak baktığımızda bir Filistin bölgesi hep var, adı da Filistin ama hiç devletleri olmamış. O bölgede bir ara 100 yıla yakın büyük İsrail kurulmuş, 9000 kilometrekareye. Davut ve Süleyman büyük kralları olarak geçer. Sonra dağılmışlar ve yeryüzünün değişik bölgelerine sürülmüşler. 2000 yıl sonra tahmini olarak 1947 de tekrar İsrail devletini kurmuşlar. Filistin devleti ise ilk defa 15 Kasım 1988 de Cezayir’de ilan edilmiş. Bahsi geçen Filistin, paylaşılamayan Filistinin kısa tarih özeti bundan ibaret.

Saldırıya gelince, Hamasın servis ettiği görüntülere göre film kareleri gibi. Az biraz aklı başında bir insan olarak izlediğimde bana saldırı film sahnesi gibi çalışılmış ve kurgu geldi. Mossadın böylesi bir daldırılan haberdar olmaması imkansız. Veya İsrail’in diğer ülke istihbarat örgütleri tarafından uyarılmama ihtimali de. En azından CIA tarafından. 

Ayrıca Hamasın saldırısı çok arabesk saldırıydı. O parlamıyorlar falan gerçekten komedi. Üstüne verilen rehine sayıları bile yalan olabilir. Ortada iyi sahnelenmiş bir dekor oluşturulmuş. Mossadın muhteşem büyük kazançlar uğruna verdiği ufak bir zayiata benziyor yaşanılan.

Mısır tarafından uyarılmış veya uyarılmamış olsunlar, Gazze’den böyle bir saldırının geleceğini İsraillilerin bilmesinin çok muhtemel olduğudur.

Tıpkı Amerika’da bilmesi gerekenlerin, 11 Eylül eylemcilerinin varlığından, saldırıların öncesinde haberleri bulunmasının ihtimal dahilinde olması gibi…
Neden harekete geçip eylemlerin olmasını engellemediler?
İşte sorulması gereken, Amerikalı siyonistin sorduğu soru da bu.
Ben de soruyorum: Neden acaba?

Bu saatten sonra istihbarat zaafiyeti ile uğraşmanın bizim açımızdan bir anlamı ve faydası yoktur , gereği de yoktur , ilgililer araştırsın ! Veyahut komplo teorisi ya da alternatif hakikatleri konuşmak da anlamsız.

Ben bu sorunun , günlerden beri tarihçesini araştırmaya çalışıyorum ancak tatmin edici bir sonuca ulaşamadım.

Şunu merak ediyorum ; bu toprakların esas sahibi kimdir , Filistin midir Israil midir yoksa ortaklaşa ikisi midir ?
Israil, Hz.Musa’dan bu yana bu topraklarda yaşamıyor muydu , o halde bu topraklar Filistin’in eline nasıl geçti?

Yani tarihi açıdan kim haklı kim haksız ?

Girişte biraz tarihinden bahsettim bölgenin ama şu an çok anlam ifade etmiyor.

Tabii bunun da artık bir anlamı yok , önemli olan hak ,adalet ve eşitlik çerçevesinde bir arada yaşayabilmektir !
Bütün dünya için ve tabii bizler için de doğru olan budur , bu dünya herkese yeter de artar bile , neyi paylaşamıyoruz, bizden önce 7 milyar insan savaşlarda ölmüş, paylaşamamışlar !
Yahu artık aklımızı başımıza alalım !
Yeter , yeter , yeter !

Son söz: Ahlak bir ölçek sorunudur. Ölçek büyüdüğünde ahlak olmaz. Ahlak amca dayı bakkal çakkal arasında ahlak olur. Market zincirleri arasında ahlak olmaz. Siyasette ahlak olmaz. Zenginlerde ahlak olmaz. Devrimlerde ahlak aranmaz.. Savaşın ahlakı olmaz. Olguların ahlakı olmaz. Diğer deyişle pedofilin, sapığın, adam öldürmekten zevk almanın ahlakı olmaz.

Aforizma: Türk Rus savaşında Rus kızına aşık olmayacaksın. Hain diye vururlar su yoluna gidersin.

Not 1: "Bütün savaşları, dövüşemeyecek kadar korkak olan, bu yüzden de kendileri adına dövüşmek için dünyanın gençlerini cepheye süren hırsızlar çıkarır.”
Emma Goldman

Not 2: “CHP Genel Merkezinde ‘Yeniden Kuvayı Milliye Platformu” kuruluyor.”
Kılıçdaroğlu, bu platformun başına Ülkü Ocakları eski başkanlarından birini getiriyor.
Hazretin özel odası var, o özel odanın kapısında da bu platformun tabelası asılı!..
CHP’yi zaten sağa çeken Kılıçdaroğlu’nun anlaşılan yeni hedefi var:
Yerel seçimleri kaybetmek!..
Dünyanın yaşadığı bu karanlıkta biz ayrıca kendi karanlığımızı yaşıyoruz.

Not 3: Bu ay, beyaz eşyadan, internete, her şeye aşırı zam gelmiş.

Buzdolaplarında %50'den fazla.

Not 4: Birisi KÜFÜR etmiş diye, koca koca adamlar mahkeme kuruyor, avukatlar çalışıyor, aylarca yıllarca yargılama yapılıyor.

İSRAF ayrı, SAÇMALIK ayrı.

Gelişmemiş, geri kalmış ülkelerin eğlenceleri bunlar aslında.

Not 5: Eskişehir'de 14-15 Ekim tarihleri arasında düzenlenmesi planlanan “Oktoberfest” Eskişehir Valiliği tarafından yasaklandı. Eğitim-Bir-Sen ve Yenilikçi Sendikanın festivali hedef göstermesinin ardından harekete geçen Valilik, “kamu düzeni” ve “kamu güvenliği”ni yasağa gerekçe gösterdi.

Oktoberfest, Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı İbrahim Akar ile Yenilikçi Sendika Şube Başkanı Abdülbaki Tekin’in yaptıkları açıklamalarla hedef gösterilmişti. Her iki sendika şube başkanı festivalin iptali için Valiliği göreve çağırmıştı. Festivale dair mesnetsiz iddialarda bulunan Akar “Birileri bu şehrin yapısını, dokusunu bozmak için yoğun çaba ve uğraşlar içinde elinden geleni yapıyor. Burayı başıboş, herkesin gönlünce sorgusuz sualsiz her şeyi yaptığı, sabahlara kadar eğlenip, 24 saat içki ve eğlence şehri olduğu imajını vermek istiyor. Buraya eğitim görmek için gelen gençleri daha okul kapısından adım atmadan kendi bataklıklarının içine çekmek istiyorlar” demişti. Tekin de festivalin yasaklanmasını talep etmişti: “Bu tür etkinlik adı altında her türlü hayasızlıktan her yıl Eskişehir’in bir tarafında ne yazık ki birileri tarafından organize edilen bu tür festival adı altındaki etkinliğe kesinlikle müsaade edilmemelidir.” Geçtiğimiz yıl 12-15 Mayıs tarihlerinde yapılması planlanan Anadolu Fest de gerici çevrelerin baskısı nedeniyle yasaklanmıştı.

Not 6: Hamasın son saldırısını övenlere mesajım:

Yavaşça o elindeki NARGİLEYİ bırak ve hakikaten samimiysen, Gazze'ye gidip İSRAİL ile çarpış.

Ama bunu asla yapmayacaksın.

Çünkü, sen samimiyetsiz bir YAVŞAKSIN.

Şu ayrımı yapmak çok zor olmamalı: Hamas’ın yaptığı eylem terör eylemidir. İsrail’in kendini savuna hakkı vardır ama Filistinli sivilleri öldürme hakkı yoktur. İsrail’in yaptıklarından dolayı Yahudileri suçlamak anti-semitizimdir, utanç verici bir bakış açısıdır.

Şunu da ekleyelim: Netanyahu hükümeti, Gazze’deki çocuk hastanesini bile vuruyor.
Gerekçe olarak da “Hamas militanları oralara da saklanıyor” diyorlar.

Her despot iktidar, savaş suçlarına gerekçe uydurur ve bu gerekçelerin çoğu birbirinin kopyasıdır.

Peki süreç bizi nereye götürür?
Kaos ve savaşa...
Denizlere, kanallara ve su kaynaklarına iyi bakıldığında, gelişmeleri aşağı yukarı görebiliriz.

Not 7: ABD, Doğu Akdeniz’e bir uçak gemisi daha gönderiyormuş… Olayın küçük resmi Gazze, büyük resimin ne olacağını düşünmek zor olmaz.

Not 8: Vicdan sadece benim için, bana benzeyen için adalet  talep etmem değildir. Bana benzemeyen ve benden ayrı olan için de adalet talep etmemdir. Eğer bugün Batıda olduğu gibi, sadece bana benzeyenler için adalet ve insan hakları istiyorsam, bunun adı narsistik merhamettir.