KKTC vatandaşı olmayan bir kişi, KKTC’den bir dönüm arazi üzerine bir müstakil ev ya da bir daire alabiliyor. Daha sonra kişiler Bakanlığa bilgi veriyor. Son yıllarda KKTC vatandaşlarının da ortak edilerek yabancıların kurdukları şirketler üzerinden mülk alımlarının artmasıyla birlikte inceleme başlatılacağı duyuruldu. Hakan Fidan, konuyla ilgili şunları söyledi: “2000 yılından bu yana İsrail vatandaşları tarafından yapılmış toplam 200 küsur emlak alım başvurusuyla tüm ülkeler arasında İsrail vatandaşları 12. sırada. Sadece son beş yılda KKTC’de emlak alım başvurusu toplamda 15 bin yani İsrail değil başka ülkelerden. 2000’den bu yana İngiltere birinci sıradaymış, son beş yılda da İran birinci sıraya geçmiş. KKTC’de üçüncü ülke vatandaşlarına taşınmaz mal satışları biliyorsunuz Bakanlar Kurulu onayına bağlı olarak yapılabiliyor veya kiralanabiliyor. Biz Kıbrıs’ı bağımsız bir devlet olarak ve egemen bir devlet olarak tanıdığımız için Kıbrıs yetkilileri nezdinde bu endişelerimizi gündeme getiriyoruz.”

DIŞ BASINA BİLE YANSIDI

Konu, Rum Kesimi’nin de gündeminde. Kıbrıs Rum Kesimi’nde yayınlanan Alithia gazetesi kuzeydeki Türk mallarının elde tutulduğunu, özellikle Kıbrıslı Rum mallarının satıldığını belirttiği haberinde şu ifadelere yer verdi: “Yarın müzakere masasına oturmamız gerekirse karşımızda muhatap olarak Kıbrıslı Türkler yerine İsraillileri, Rusları, Ukraynalıları ve İngilizleri bulacağız. Bütün bunlar, Başkan Nikos Hristodulidis, mülkiyette ilk söz hakkını mal sahibine değil kullanıcıya veriyor diye Guterres Çerçevesi’ni reddettiği bir zamanda oluyor. Çok yakında mal sahibinin kim olduğunu bile bilemeyeceğiz.”

İNGİLİZ İSRAİL VE İRAN VATADANŞLARINA YAKIN TAKİP!

Bakan Fidan, Dışişleri Bakanlığı’ndaki reform çalışmalarıyla ilgili de şunları söyledi: “Bizde alan uzmanından ziyade genel uzman vardır. Yani bir arkadaşı her coğrafyada, her şartta, her konuda çalıştırırsınız. Bu, tabii, istediğiniz orandaki verimliliği getirmiyor yani sayı az olduğu için ama arkadaşların niteliğini ve diplomatik kariyer tırmanışını bozmadan sayıyı arttırmak, ihtisası çoğaltmak gerekiyor; en büyük reform da zaten burada olacak. Özellikle coğrafyaya uygun insan bulmamız için uygun dilde arkadaşları bulmamız gerekiyor, ona yönelik yönetmelik değişikliklerini konsolosluk ihtisas memurlarında yaptık, meslek memurlarında da yapacağız. Bu ilk alımda ortaya koyuyoruz. Yukarıya doğru tırmanırken tırmanma basamaklarında daha nitelikli seçme işine gireceğiz çünkü dünyada artık beşinci sırada olan bir diplomatik ağımız var. Bunun en verimli şekilde çalışması için çok üstün nitelikli diplomatlara ihtiyacımız var.”

Editör: Ceyda Bıyıklıoğlu