Hilmi Hacaloğlu'nun sosyal medya hesabından yaptığı duygusal paylaşım şöyle:
"Telefonu kapatınca yeniden annemi düşündüm. 79 yıllık hayatında bir kere pes etmemiş bir kadındı. Yaşamını çocuklarına, ailesine adamıştı. Abartmıyorum, tek bir kere tek bir insan hakkında bile kötü konuştuğuna şahit olmamıştım. Son günlerde bize pek yüz vermiyorsa da Ezel’in gösterdiği videoları, ses kayıtlarını ilgiyle dinliyordu. Ben zaten süreki yanında ağladığımdan çok sokulamıyordum. Bir sefer hemşire önden çıktında elinden tutmuştum, pazartesi de ‘Anne, Galatasaray’ı yendik’ demiş bir yanıt vermesini beklemiştim. Galatasaraylı babamı kızdırmak için yüzlerce kere Fenerbahçe için ip bağlayan, ‘büyü’ yapan annem buna da reaksiyon vermedi. Hastaneden çıkmak istediğini, son anlarında evinde ailesiyle geçirmek istediğini biliyordum. Ama yapamıyorduk işte. Önceki pazartesi günü tam da bu hiç istemediği durumu engellemek için uçarak eve gitmiştim. O öğleden sonra Ezel, annemin satürasyon seviyesinin bazen 65-70 aralığına düştüğünü söylemişti. Çıkmadan Kemal’i de aramıştım. Hemen yakın zamanlarda kaybettiğimiz Hasan amcanın evdeki oksijen konsantratörünü göndermesini istedim. O da hızla yollattı ama sağlık kabini hemşiresi durumun ciddi olduğunu söyleyince çarçabuk 112’yi çağırdık ve annemi artık Süleyman Yalçın adını taşıyan ama bizim için hep Göztepe SSK olan şehir hastanesine götürmek mecburiyetinde kaldık. Gece de yoğun bakımda yer olmadığından Pendik’e sevk edilince bizim de elimiz kolumuz bağlandı. Üç doktor görüşmesinde de eve götürme arzumuzu dile getirdik fakat bir türlü toparlamayan sağlık durumu yoğun bakım doktorunun buna izinsiz vermesini imkânsız kılıyordu. Bu düşünceler kafamda dolaşırken kendimi yoğun bakım servisinin karşısında buldum. Telefonu çevirdim. Geldiğimi bildirdim. Haber vereceklerini söylediler. Kızlar henüz gelmemişti. Gömleğimi içime soktum. Ceketimi düzelttim. Beklemeye başladım. Kapı açılıyor, kapanıyor, hemşireler giriyor çıkıyor, zaman geçmiyordu. Telefona bazı notlar almaya başladım. Derken kapı yeniden açıldı. Kapıdaki hemşire bana seslendi. Yanında boynundaki stetestobuyla ilk kez gördüğüm mavi önlüklü bir doktor vardı. “Zeynep Hanım’ın kalbi durduğu bilgisini vermiştik. 45 dakika kalp masajı yaptık. 17.13’te kaybettik. Başınız sağ olsun” dedi. Mesaj tıpkı annem gibiydi. Sade, öz, net ve bu doğallığı içinde çarpıcı. Başımı öne eğdim. Hemşire hanım ölüm belgesini yarım saat içinde hazırlayacaklarını söyledi. Döndüler, onlar servis içinde kaybolurken kapı kapandı. Babamdan ve nefesini hiç dinleyemediğim oğlumda sonra annem de yoktu artık. Her zaman sırtımı yasladığım ardımdaki yüce dağ artık yoktu. Başımı iki elimin arasına aldım. Aylardır, haftalardır, günlerdir gözümüzün önünde eriyen anneciğimin artık yok olduğu hakikatini idrak etmem gerekiyordu. Henüz var ama yok. Tuğba ile Ezel zaten hastaneye geliyordu. Onlara güzel gözlü anamızın ölümünü yüz yüzeyken söylemeye karar verdim. Telefonu aldım yine elime. Selen’i aradım. “Annemi kaybettik”. Sonra sustum bir şeyler söyledi. Duymadım belki duydum da hatırlamıyorum. Kapatırken şunu düşünüyordum. Ben bu hayatta en çok annemi sevdim."
Hilmi Hacaloğlu kimdir?
1972 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Saint Joseph Lisesi’nin ardından Boğaziçi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun oldu. Mesleğe 1996 yılında başladı. HBB ve Star televizyonlarında kısa dönem çalıştıktan sonra 1996-2009 yılları arasında NTV’de görev yaptı. NTV Almanak’ı çıkaran ekipte yer aldı. 2003 yılında üç ay NTV ile BBC arasındaki değişim programı kapsamında Londra’da BBC Türkçe Servisi’nde çalıştı. TRT Türk’te yayınlanan “Sınırsız Haber” programının Venezüela, Kolombiya, Ruanda ve Uganda bölümlerini hazırladı. İMC TV’nin kuruluş sürecinde yer aldıktan sonra 2012 ve 2013 yıllarında Skytürk Televizyonu’nda “Şimdi Söz Sizde” programını hazırlayıp sundu. Gün programının genel yayın yönetmenliğini gerçekleştirdi. 32. Gün’ün internet sitesinde yayınlanan “Fikr-i Takip” adlı programı hazırladı. 2015’te TRT Belgesel’de yayınlanan Krizli Yıllar belgeselini hazırladı. Türk Hava Yolları’nın son 10 yılını anlatan “Hayal Edince” filmi ile Türk Hava Yolları’nın Sanal Müze projesinin de metin yazarlığını yaptı. Voice of America Türkçe Servisi’nin İstanbul muhabirliğini üstlendi. 2013 yılında Radyo 24’te Kansu Şarman’la birlikte Vakanüvis adlı tarih programını hazırladı. Milliyet gazetesi ile Popüler Tarih, Atlas Tarih, El Cezire, National Geographic ve GQ dergilerinde dosya ve makaleleri yayınlandı.