“Enflasyon sosyal adaleti ve huzuru bozar. Beşiğinde mama bekleyen bebekten, hasta yatağında ilaca ulaşmaya çalışan yaşlı vatandaşımıza kadar hepimizin hayatını olumsuz etkiler.
Faiz ise sadece banka ile iş yapan kişileri ve işletmeleri ilgilendirir. Enflasyon kanser ise faiz bunun kemoterapisidir. Tabii ki ideali ikisinin de düşük seviyelerde olmasıdır. Ancak şu aşamada enflasyon aşmamız gereken en önemli sorun olarak karşımızda durmaktadır.”
Yukarıdaki iki paragraf sayın Cumhurbaşkanımızın damadı Bayraktara ait. Umarız fikirlerini güçlü şekilde külliyede Reise ve ekonomi kurulu üyelerine, özellikle Yiğit beye söyler.
Enflasyon toplum için tüm kötülüklerin hem anası hem babasıdır. En önemli hedef de toplumumuza yıkıcı zararlar veren enflasyonu düşürmek olmalıdır hükümetler için. Enflasyonu düşürmeyi hedefleyerek sosyal adaleti tesis edebilmek esastır.
Enflasyon ile mücadele devletlerin en önemli prensibi olmalıdır. Zira enflasyon bir virüs gibidir toplumun her alanını sarar. Gerekirse sıkı ekonomi politikaları ile enflasyon sarmalından çıkmalıyız. Aksi halde büyük bir çöküş kaçınılmazdır. Bakalım Yerli JANET YELLEN enflasyonu düşürebilecek mi ve gayemize ulaşabilecek miyiz!
Wagner ve Rusya’da isyan:
Devlet içinde çeteleşmenin sonu iç savaştır. Kendi kurduğu çete elebaşı Putin'e karşı ayaklandı. Şaşırdık mı? Tabi ki hayır.
Prigozhin'in kovulmasını istediği savunma bakanı Sergei Shoigu hayatında askerlik yapmamış bir müteahhit. Heryerde askeri üniforma ile geziyor. Böyle birinin savunma bakanı olması ancak Putin'in ülkesinde olabilir. İç kamuoyuna ve Putin'e yalan söyleyip zayiatları örtbas ediyor.
Rusların Ukrayna'da ölü ve yaralı toplamı 300 bine yakın. Düz ovada kendilerinden çok daha zayıf bir rakibe karşı elde edilen hiçbir başarı yok. Bunlar iç kamuoyundan tamamen gizleniyor. Prigozhin tamamen haklı.
Tazıyı tamamlarken Tv son dakikalarda Putinin isyancı liderle anlaştığı duyuruldu. Anlaşılan Putin taviz vererek iktidarda kalmaya devam edecek. Tabii eski gücünde olması zor artık. Karizması çizildi bu kalkışmayla. Dünya kimseye kalmayacak, bu gerçeği liderler ne zaman farkedecek, anlamak mümkün değil.
Hepsi yalan:
Allah, din, vatan. Bu üçü halkı uyuşturmak için kullanılan bir afyon. Bu davaların hepsi devletler tarafından kullanılan hep bir sömürü aracı. Kendinizi böyle kullandırmayın. Aileniz çoluğunuz çocuğunuz ve yarınlarınız dışında gerçek bir davanız yok. Gerisi yalan hep.
Dava falan yok. Hepsi yalan. Ankara’da 10 milyonu veren milletvekili olur. Dava falan yok. Hepsi yalan. Ankara’da 10 milyonu veren milletvekili olur.
Not 1: “Sözüm meclisten dışarı” diyerek söze başlamak kadar sahtekarlık olmaz. Eğer bir konuşma, o mecliste bulunanları ilgilendirmiyor ve onlarda vicdani bir özeleştiriye yol açmıyorsa, bu bir mastürbasyondur. Katılımcıların gelişmesine katkısı yoktur. “Bizler iyi, dışarıdakiler kötü” tam bir kısır döngüdür. Laikler iyi, İslamcılar kötü; ya da tam tersi İslamcılar iyi, laikler kötü nakaratı, kapsayıcı toplumsal gelişmenin önündeki en büyük engeldir. İyi insan, başkasına iyiliği dokunandır. Ziya Gökalp'ın en önemli sözü “Hak yok, vazife vardır” özdeyişidir. Babalar, babalık vazifesini yapsa, eşi ve çocukları haklarını almış olur. Çocuklar ve anneler vazifesini yapsa, babaların hakkı yenmemiş olur. İşveren vazifesini yapsa, işgörenin hakkı; işgören vazifesini yapsa işverenin hakkı kendiliğinden korunur. Şurası açık ki; bireyler, vazifelerini yapmadıkça, sadece hak talep ederek haklarını koruyamaz.
Vazifesini yapmamak, başkalarının hakkını yemektir.
Not 2: Şunu anlamıyorum;
MB doları baskıladığında,
Herkes olması gereken yer burası değil, 25-30 olmalı baskı kurulmamalı diyordu.
Şimdi dolar serbest bırakıldı olması gereken yerlere geldi.
Aynı adamlar çıktı, devalüasyon oldu diye kızıyor :).
Faiz artınca dolar düşecek diye short pozisyon mu açtınız nedir.
Not 3: “Biraz fazlaca genç kişilere ünvan da verildiğinden insan bir noktadan sonra Son İmparator Puyi ile bayramlaşıyormuş gibi hissediyordu”
Not 4: %40 seviyelerinde bir faiz beklentisi ile çok “off” kalan kurumlarla ilgili tek söyleyebileceğim; Prandelli kötü hoca değildi, Hamza ise vasata yakın bir hoca idi. Tek fark Selçuk ile Burak, Hamza hoca geldikten sonra koşmaya başladı. Bazı rasyonelliklerin ardındaki irrasyonellikleri bu topraklarda nefes almadan çözmek maalesef biraz zor.
Not 5: Belki benim kağıt param
Bir şekilde, döne dolaşa
Senin cebine girmiştir
Eylül Akşamı, Bülent Ortaçgil
Not 6: Akşehir'in ileri gelenleri, Nasreddin Hoca'yı yemeğe davet etmişler. Hoca ise bu davetten habersizmiş ve günlük kıyafetleriyle davete katılmış. Ancak, hoş geldin veya sefa getirdin diyen olmamış. Herkes, süslü kıyafetli kişilere saygıyla yaklaşmış. Bunun üzerine Hoca, hızla evine giderek sandıktaki işlemeli kürkünü giymiş ve yemeğe geri dönmüş. Önceden hoş geldin bile demeyen insanlar, önünde derin bir saygıyla eğilmişler. Hoca'yı övmüşler ve onu başköşeye oturtmuşlar. En lezzetli kuzu etini önüne koymuşlar. Herkes Hoca'nın yemeğe başlamasını bekliyormuş. Hoca ise kürkünün kolunu sofrada sallayarak, "Ye kürküm ye, ye kürküm ye!" diye bağırmaya başlamış.
Not 7: Memleketin en ciddi meselelerinden biri "başıboş köpek" terörüdür. Kaç çocuğumuz ve insanımız bu hayati sorunun çözülmemesinden dolayı vefat etti, edecek. İlla kendi evladımız, eşimiz ve sevdiğimiz hunharca dişlenerek öldüğü zaman mı ses vereceğiz?
Not 8: Kazanman veya kaybetmen Allah'ın takdiri, insanın elinde sadece çaba ve dua var. Yine de bir yere varamıyorsak, belki de varmamız gereken yer başkadır! Kul murad eder, Allah'ın muradı başkadır; nihayet varmayı arzuladığın yere değil, varman gereken yere ulaşırsın.
Not 9: Kazanman veya kaybetmen Allah'ın takdiri, insanın elinde sadece çaba ve dua var. Yine de bir yere varamıyorsak, belki de varmamız gereken yer başkadır! Kul murad eder, Allah'ın muradı başkadır; nihayet varmayı arzuladığın yere değil, varman gereken yere ulaşırsın.
Not 10: eskiden ucuz şeyler vardı. gelir durumumuz ne olursa olsun, kolayca ulaşabilirdik onlara. hamburger, lahmacun, çorap, iç çamaşırı, mandal, maydanoz, kıvırcık, çamaşır ipi, peçete, kalem, kağıt gibi. şimdi ucuz diyebileceğimiz hiçbir şey kalmadı artık. insan hayatını saymazsak.
Not 11: umberto eco, prag mezarlığı adlı romanında, “parisli entelektüellerin bazıları yahudilere karşı duydukları tiksintiyi dile getirmeden önce en iyi arkadaşlarından bazılarının yahudi olduğunu söyler” der. çok tanıdık değil mi?
Not 12: Ankara’da vatan diyen tek bir adam yok. Orada iki tür adam var. Birincisi birilerinin satın alıp kullandığı kiralık adamlar. Diğeri de kendi çıkarına bakan adamlar.
Not 13: Bir iyiliğe karşılık esir olurum ben ama tek bir sözle de hemen yüz çeviririm. Bu bir çelişki mi ? Değil. İyiliği büyük olan adamların yüz çevirmesi de hemen kolay olur. Allah bir kuluna hayatları değiştirecek bir güç verdiyse o adam bunu hak etmeyene vermekten korkar. Karşılıksız iyilik yapacak adamın canı tatlıdır. O iyilik zaten ona ağır gelir. Bir de bir söz çekmez o. Kaybetmek de kazanmak da böylelerini kolaydır. Bir bedel ödediğin adamdan tahammül bekle sen. Hem bir bedel ödemiyorsun hem de bir saygısızlık yapıyorsun. Öyle bir dünya yok.
Not 14: İyi insan herkese iyi olur ama olgun insan sadece hak edene. Olgun olan her zaman iyi olandan üstündür. Neden ? Hak etmeyene iyilik yaparsan bu pek çok zararı peşinden getirir. İşte bu nedenle hak edene iyilik yapan daha üstündür.
Not 15: Türkiye ekonomisinin gittikçe çökmesi sebebiyle, ayakta kalabilen gıda işletmeleri;
- Tavuk Döner
- Pilav
- Tost
Köfte ekmek dahi LÜKS olmuş durumda.
Lahmacun da LÜKS olmuş durumda. 2 lahmacun parasına karın doyuruyor millet. Lahmacunlar da lahmacun olsa...
Gidişat fena.
Not 16: Türkiye ekonomisinin gittikçe çökmesi sebebiyle, ayakta kalabilen gıda işletmeleri;
- Tavuk Döner
- Pilav
- Tost
Köfte ekmek dahi LÜKS olmuş durumda.
Lahmacun da LÜKS olmuş durumda. 2 lahmacun parasına karın doyuruyor millet. Lahmacunlar da lahmacun olsa...
Gidişat fena.
Not 17: İnsanları değiştirmeye kalkışmayın.
Onları olduğu gibi “reddedin”.
Machiavelli