12-16 Ağustos haftasında açıklanan veriler, Türkiye ve dünya ekonomisindeki dinamikleri daha net anlamamıza yardımcı oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) sıkı para politikası hamleleri ve hane halkının alım gücündeki bozulma, talepte zayıflamaya yol açsa da enflasyon beklentileri henüz gevşemiş değil.

Türkiye’de enflasyonun temel nedenleri arasında maliyet artışları ve döviz kurundaki oynaklık öne çıkıyor. Özellikle gıda, enerji ve ithal girdilerdeki maliyet artışları enflasyonu beslemeye devam ediyor. Euro Bölgesi'nde ise ekonomik aktivitede süregelen zayıflık, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) para politikasında olası bir gevşeme sinyali vermesine neden olabilir. Bölgedeki enflasyon oranlarında beklenen düşüş, ECB'nin faiz oranlarını indirme konusunda adım atabileceği ihtimalini gündeme getiriyor. Bu durum, Avrupa ekonomisinin toparlanması için kritik bir dönemece işaret ediyor.

Ancak faiz indirimi beklentileri henüz tamamen fiyatlanmış değil ve ECB'nin bu kararı alıp almayacağı, önümüzdeki dönemde açıklanacak enflasyon ve büyüme verilerine bağlı olacak. İngiltere'de ekonomik aktivitenin güçlü seyrini sürdürmesi dikkat çekiyor. Bank of England’ın (BOE) 1 Ağustos'ta faiz artırımı yapmasının ardından iç talepte bir canlanma sinyali görülmeye başlandı. Bu durum, İngiltere ekonomisinin dirençli yapısını ortaya koyuyor. Ancak, İngiltere'deki bu olumlu görünümün sürdürülebilirliği, Brexit sonrası gelişmelere ve küresel ekonomik koşullara bağlı kalmaya devam edecek.

Çin’de ise ekonomik büyümede yavaşlama belirtileri sürüyor. Çin ekonomisi, son yıllarda büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor ve bu süreçteki zorluklar, küresel ticaret savaşları ve iç tüketimdeki yavaşlamayla birleşince ekonomik aktivitede bir durgunluk gözlemleniyor. Japonya'da ise enflasyonun yüksek seyretmesi ve ekonomik aktivitedeki hızlanma, Japonya Merkez Bankası'nın (BOJ) faiz artırma ihtimalini gündeme getiriyor. Ancak, BOJ'un bu adımı atarken küresel finansal piyasalar üzerindeki olası olumsuz etkileri de dikkate alarak daha ölçülü davranması bekleniyor. ABD'de ise iş gücü piyasasının güçlü seyrini sürdürmesi, perakende satışları desteklemeye devam ediyor. Ancak küresel yavaşlamanın ABD’nin sanayi üretimini olumsuz etkilediği gözlemleniyor. Buna karşın, konut piyasasındaki hareketlilik, Fed'in Eylül ayında faiz indirimine gitme ihtimalini zayıflatıyor.

Ay sonunda açıklanacak olan Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) enflasyon verisi, Fed'in gelecek hamleleri konusunda daha net bir sinyal verebilir. 19-23 Ağustos haftasında ise küresel ekonomi açısından oldukça önemli veriler ve gelişmeler takip edilecek. Türkiye'de en dikkat çekici gelişmelerden biri, TCMB'nin faiz kararı olacak. Piyasalarda, mevcut %50 faiz oranının korunacağı beklentisi hâkim. Ayrıca, Temmuz ayına ilişkin merkezi yönetim borç stoku ve yurt dışı üretici fiyat endeksi gibi veriler de dikkatle izlenecek. Bu veriler, Türkiye ekonomisinde mali sürdürülebilirlik ve enflasyon baskıları hakkında daha net bir tablo sunabilir. ABD'de ise Temmuz ayı Fed toplantı tutanakları, Jackson Hole Sempozyumu ve perakende satışlara ilişkin veriler ön planda olacak.

Özellikle Jackson Hole Sempozyumu, küresel piyasalarda Fed'in gelecekteki para politikası hamleleri konusunda önemli sinyaller verebilir. Ayrıca, Euro Bölgesi'nde Temmuz ayı TÜFE ve çekirdek TÜFE nihai verileri açıklanacak. Bu veriler, ECB'nin olası bir faiz indirimi kararı alıp almayacağı konusunda önemli ipuçları sunabilir. Japonya'da ise Temmuz ayı dış ticaret verileri ve çekirdek TÜFE verileri açıklanacak. Japonya’nın ekonomik performansı, Asya piyasalarının genel görünümü üzerinde etkili olacağı için bu veriler büyük bir dikkatle izlenecek. Türkiye’de ise tüketici güven endeksi, işgücü girdi endeksleri ve finansal hizmetler güven endeksi gibi veriler açıklanacak. Bu veriler, Türkiye ekonomisinin gelecekteki performansı hakkında önemli ipuçları sunabilir.

Özellikle, tüketici güven endeksinde yaşanacak olası bir değişim, iç talep koşullarındaki gelişmeler hakkında daha net bir tablo çizebilir. Küresel bazda açıklanacak olan S&P Global öncü imalat ve hizmet sektörleri PMI tahminleri de yakından izlenecek. ABD'de ekonomik aktivitenin yatay bir büyüme sergilemeye devam etmesi, İngiltere ve Japonya'da ise ekonomik aktivitenin hızlanması bekleniyor. Ancak, Çin’deki yavaşlama ve Euro Bölgesi'ndeki daralma eğilimi, küresel ekonominin genel görünümü üzerinde baskı oluşturabilir. Son olarak, Türkiye’ye gelen ve ayrılan turist sayıları ile Japonya’da açıklanacak olan çekirdek TÜFE verileri de dikkat çekici olacak. Özellikle Türkiye'de turizm gelirlerindeki artış, cari açık üzerindeki baskıyı hafifletebilir ve ekonomik toparlanma sürecine olumlu katkı sağlayabilir.

Genel olarak, 19-23 Ağustos haftası hem Türkiye hem de dünya ekonomisi için kritik bir hafta olacak. Bu haftada açıklanacak veriler ve gelişmeler, önümüzdeki dönemde merkez bankalarının alacağı para politikası kararları üzerinde belirleyici olabilir. Özellikle TCMB ve Fed'in faiz kararları, piyasalarda dalgalanmalara yol açabilir ve yatırımcıların risk iştahını doğrudan etkileyebilir. Bu nedenle, bu hafta açıklanacak verileri dikkatle izlemek, gelecekteki ekonomik eğilimleri anlamak açısından büyük önem taşıyor.