Güvenlik sebebiyle gerçek ismi, kimliği, kişiliği sır gibi saklanan Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, ismini Hz. Muhammed’in sahabesi Ebu Ubeyde bin Cerrāh’tan alıyor. Kassam Tugayları Sözcüsü’nün neden Ebu Ubeyde ismiyle anılıyor olduğunu anlamak için sahabe Ebu Ubeyde bin Cerrah’ın (Ebū Ubeydeh mir bin Abdullāh bin el-Cerrah) kim olduğunu, Ebu Ubeyde bin Cerrah’ın tarihi yönünü iyi bilmek gerekiyor.

EBU UBEYDE, HZ. MUHAMMED'DEN 12 YIL SONRA DOĞDU

Sahabe Ebu Ubeyde bin Cerrah, 571’de dünyaya gelen Hz. Muhammed (SAV)’den 12 yıl sonra yani 583 yılında dünyaya geldi ve 632 yılında vefat eden Efendimiz Hz. Muhammed (SAV)’in ahirete irtihalinden 7 yıl sonra yani 639 yılında ebediyete göç etti.

EBU UBEYDE, CENNETLE MÜJDELENEN 10 SAHABEDEN BİRİ

Sahabe Ebu Ubeyde bin Cerrah, İslam peygamberi Hz. Muhammed'in (SAV) cennetle müjdelenen 10 sahabesinden biri. Hem İslam uğruna verdiği mücadeleler hem Hz. Muhammed’e olan sadakati hem de cennetle müjdelenen 10 isimden biri olması sebebiyle İslam tarihinde önemli bir yere sahip.

EBU UBEYDE, İSLAM ÖNCESİNDE DE TEVAZUSU VE CESARETİYLE BİLİNİYORDU

Halife Hz. Ömer'e ordu komutanlığı da yapmış olan Sahabe Ebu Ubeyde bin Cerrah, 583’te tüccar bir ailenin evladı olarak dünyaya geldi. Ailesi, Kureyş'in Beni Haris kabilesi mensubuydu. İslam öncesi dönemde Kureyş'te saygıdeğer ve önemli bir kişiydi. Sahabe Ebu Ubeyde bin Cerrah tevazusu ve cesaretiyle nam salmıştı.

EBU UBEYDE’Yİ HZ. MUHAMMED’LE EBU BEKİR TANIŞTIŞDI

611 senesinde 28 yaşındayken yakın arkadaşı olan Ebu Bekir aracılığıyla Hz. Muhammed'le tanıştı ve hemen İslam’a bağlılığını kelime-i şehadetle dile getirerek Müslüman oldu. 622’deki hicrete (Mekke'den Medine'ye zorunlu göç) katıldı. O günlerde Hz. Muhammed (SAV), Sahabe Ebu Ubeyde bin Cerrah’ı Muaz bin Cebel ile bundan sonra kardeş oldukları ilanında bulundu.

EBU UBEYDE’NİN İLK SAVAŞI BEDİR SAVAŞI İDİ

Sahabe Ebu Ubeyde bin Cerrah'ın ilk savaşı “Bedir Savaşı” idi ve Bedir Savaş’ın babası Abdullah bin Cerrah maalesef Paganlar’ın (Pagan ne demek? Paganizm, kökenleri dünyanın kadim doğa dinlerine kadar uzanan spiritüel bir yaşam tarzı. Temelde kökleri Avrupa’nın eski inanç biçimine uzanıyor ve bu dinlerinin genel adı. Bu dinlere mensup insanlara da “Pagan” ismi veriliyor.) ordusundaydı. Ebu Ubeyde bin Cerrah, babası Abdullah bin Cerrah’a saldırmaktan çekinmişti ama babası ona saldırmaktan çekinmeyince girdikleri yakın muharebede babasını öldürdü.

EBU UBEYDE, ALLAH İÇİN BABASINI ÖLDÜRDÜ, KUR’AN-I KERİM’DE CENNETLE MÜJDELENDİ

Bu olay Kur'an-ı Kerim'deki Mücadele Suresi’nin 22. ayetinde şu şekilde geçti: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soy-sopları olsalar bile, Allah'a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendi katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan ve içlerinde ebediyen kalacakları cennetlere sokacaktır (Cennetle müjdeleme yapılmıştır). Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, Allah'ın tarafında olanlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir."

EBU UBEYDE, OKÇULAR TEPESİ’Nİ TERK ETMEDİ

625’te 42 yaşındayken ikinci savaşı olan Uhud Savaşı’na katıldı. Uhud Savaşı’nda güçlü komutan Halid bin Velid, yönetimindeki Kureyş ordusuyla Müslümanlara arkadan saldırdı ve Müslümanlar zafer kazanmışken bozguna uğradı. Uhud Savaşı, İslam tarihine en çarpıcı savaştan biri olarak geçti. Zira, İslam ordusunun komutanı Hz. Muhammed, açıkça, “Ne olursa olsun, Okçular Tepesi’nin terk edilmeyeceği” emrini vermişti ve Müslümanlar bu emri dinlemediği için kazanılmış zaferi kaybetmişlerdi. Bu Müslümanlar için çok büyük bir öğüt idi. Kassam Tugayları Sözcüsü’ne Ebu Ubeyde isminin verilişine tam bu noktada değinmek gerekiyor. Zira Kassam Tugayları, ne olursa olsun, kim terk ederse etsin, Okçular Tepesi’ni terk etmeyecek, İslam’a ve onun peygamberi Hz. Muhammed’e ve Hak davasına ihanet etmeyecek ve bu dava uğrunda canını çekinmeden feda edebilecekti. Sahabe Ebu Ubeyde bin Cerrah da öyle yapmıştı, Kassam Tugayları Sözcüsü olan ve ismi kimse tarafından bilinmeyen mücahit de öyle yapacak.

EBU UBEYDE, UHUD SAVAŞI’NDA HZ. MUHAMMED’E YAKIN KORUMALIK YAPTI, ORDU KOMUTANLIĞINA GETİRİLDİ

Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde isminin alınma sebeplerine dikkat çekmeye devam edelim. Müslümanların çoğu Uhud Savaşı kazanıldığında ganimet toplamak için savaş meydanını terk etmişti ancak Ebu Ubeyde, Hz. Muhammed'e sadık kalarak bulunduğu mevziyi bırakmamıştı. Hz. Muhammed'in o en tehlikeli anlarda yakın korumalığını yaptı. Öyle ki, Hz. Muhammed'in yanağına batan zırh parçalarını çıkarmak isterken iki ön dişini yitirmişti. Mekke'nin Fethi sırasında İslam ordusu komutanı Hz. Muhammed, Ebu Ubeyde’yi Merkez Kuvvetler Komutanlığına getirmişti. Kassam Tugayları Sözcüsü’nün de sadece bir sözcü değil, bir ordu komutanı olarak görülme sebebi de sahabe Ebu Ubeyde bin Cerrah’ın komutanlığından geliyordu.

HZ. EBU BEKİR VE HZ. ÖMER, EBU UBEYDE’Yİ HALİFE İLAN ETMEK İSTEDİ ANCAK EBU UBEYDE KABUL ETMEDİ

Ebu Ubeyde, Merkez Kuvvetler Komutanı olarak Hudeybiye Antlaşması'na taraflardan biri olarak katıldı, ardından Hayber'in fethine katıldı. Son Peygamber Hz. Muhammed'in (SAV) ahirete irtihalinin ardından Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer, Ebu Ubeyde’yi halife olarak görmek ve ona biat etmek istediler ancak Ebu Ubeyde bin Cerrah, Hz. Muhammed’in ardından bu yükümlülüğü kaldıramayacağını, bu göreve Hz. Ebu Bekir’in layık olduğunu belirterek kabul etmedi. Ebu Ubeyde halifeliği kabul etmedi ancak İslam’a hizmetini son nefesine kadar terk etmedi. Ebu Ubeyde, kendisine halifelik öneren Hz. Ebubekir’in halifeliğinde de Hz. Ömer’in halife olduğu dönemde de İslam’a hizmet etti. Hz. Ömer’in hilafetinde Yermük Muharebesi'ne katılan Ebu Ubeyde, savaş sırasında Halife Hz. Ömer tarafından komutan Halid bin Velid'in yerine başkomutan olarak atandı ve Şam'ın fethedilmesiyle birlikte başkomutanlık görevine başladı. Ardından fethedilen bölgelerin valiliğine getirildi. Ebu Ubeyde, valilik görevi sırasında veba hastalığına yakalandı ve 639 yılında Hakk’a yürüdü.