Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu'nda yaptığı konuşmada, İsrail'in yardım bekleyen Gazzeli'leri hedef almasına sert tepki gösterdi. "Gazze'de sadece çocuklar, kadınlar ve siviller canice katledilmedi, milyarca insanın hukuka, adalete olan inancı katledildi" ifadelerini kullanan Erdoğan, sivillerin haince öldürülmesini kalleşlik ve barbarlık olarak nitelendirdi.
"BU YILKİ TEMA, DİPLOMASİYİ ÖNE ÇIKARMAK"
Bu zorlu süreçte dost ve kardeş ülkelerden gördüğümüz maddi manevi desteği burada özellikle ifade etmek isterim. Dünyanın neresinde olursa olsun acımızı yürekten paylaşan dayanışma ve desteklerini esirgemeyen dostlarımıza bir kez daha ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Anadolu'nun manevi mimarlarından Hz. Mevlana'nın çağları aşan şu sözünün hikmetine bir kez daha şahitlik ettik; Ümitsizliğin ardında nice ümitler vardır. Karanlığın ardında nice güneşler vardır. Millet olarak destekleriyle, dualarıyla, katkılarıyla en zor günümüzde bizlere umut aşılayan dostlarımızın kadir şinazlığını asla unutmayacağız. Rabbim ülkemiz ve milletimizle birlikte tüm insanlığı bu tür tabii afetlerden korusun diyorum. Depremlerde vefat eden kardeşlerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Forumumuzun bu yılki temasını “Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak” olarak belirledik. Küresel siyasetin kaotik durumuna şöyle bir göz attığımızda, Forumun temasının ne kadar isabetli seçildiği anlaşılacaktır.
"SIKINTILI BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ"
İnsanlık olarak gerçekten sancılı, sıkıntılı ve biteviye krizlerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Sadece dış politikada değil; üretim, iletişim, yönetim, sanat, ticaret ve teknoloji gibi pek çok alanda ezberler bozuluyor. Gönül ister ki; bu değişim insanlığın güncel sorunlarına çözüm getirsin; açlığa, yoksulluğa, geri kalmışlığa çare olsun. Maalesef bu konuda ümitvar konuşamıyoruz. Düzensiz göç meselesinde zaten 12 yıldır ciddi baskı altındayız. Çatışmalardan ve terör örgütlerinin baskılarından kaçan yaklaşık 4 milyon sığınmacıya evsahipliği yapıyoruz. İnsanlığın yüzleştiği bir diğer önemli sorun olan iklim değişikliği konusunda da durum farklı değildir. Akdeniz çanağında olmamız hasebiyle iklim değişikliğinin menfi etkilerine her geçen yıl daha fazla maruz kalıyoruz. Bu listeyi daha da uzatmak mümkündür.
''DOĞRU BİLDİKLERİMİZİ CESARETLE SÖYLEMEK GÖREVİMİZDİR''
Türkiye’nin hiçbir hadiseyi uzaktan seyretme veya görmezden gelme lüksü yoktur. Sorumluluk sahibi bir ülke olarak; doğru bildiklerimizi cesaretle söylemek, hem kendi insanımıza, hem de tüm insanlığa karşı görevimizdir. Hakikati konuşanların seslerinin kısıldığı günümüzde böyle bir misyonun zorluklarının şüphesiz farkındayız. Ama buna rağmen acı da olsa, birileri için rahatsız edici de olsa, gerçekleri dillendirmeye devam edeceğiz. Forum boyunca ortaya konacak fikirlerin, bizlere bu mücadelemizde katkı sunacağına inanıyorum. Karşı karşıya olduğumuz jeopolitik riskleri yönetmek için her zamankinden daha aktif, çok yönlü, dikkatli ve soğukkanlı bir politika izliyoruz. Girişimci, insanı ve diplomasiyi öne çıkaran dış politikamızın temelinde kadim değerlerimizle çıkarlarımızın uyumlu birlikteliği vardır. Prensiplerimizden taviz vermeden, ülkemizin menfaatlerini her alanda güçlü bir şekilde savunmanın gayretindeyiz.
"FARKLI BİR LİGE YÜKSELDİK"
Bu hakikatleri göz önüne alarak son 21 yılda pek çok alanda büyük atılımlar gerçekleştirdik. Diklenmeden dik durabilmek için, milli onurumuzu, milletimizin hak ve hukukunu koruyabilmek için her türlü adımı attık. Yılda %5,5 oranında büyüttük. Milli gelirimizi 238 milyar dolardan 1 trilyon 119 milyar dolara yükselttik. Ülkemizi satın alma paritesine göre milli gelir sıralamasında dünyada 11. Sıraya çıkardık. İhracatı 36 milyar dolardan 256 milyar dolara turizm gelirimizi. 54,5 milyar dolara getirdik. Savunma sanayinde yerli oranını %80 seviyelerine çıkardık. Geçtiğimiz hafta 5. Nesil Savaş uçağımız Kaan’ın da uçuşunu yapmasıyla bu alanda farklı bir lige yükseldik. Dış işlerinde 163 olan temsilci sayımız bugün itibariyle 261’e çıktı. Böylece ülkemizi her alanda takip edilen, duruşu dikkate alınan bir konuma getirmeyi başardık. Türkiye hem Batı’ya hem Doğu’ya kazan kazan temelinde işbirliği kurabilen, Avrupa birliği ile gümrük birliği içerisinde, hiçbir ayrım yapmadan mazluma el uzatan, bekası tehlikeye girdiğinde sahada her türlü tedbiri alabilen velhasıl her alanda büyük bir güç olarak ön plana çıkmaktadır.
''YARDIM BEKLEYENLERİ VURMAK KALLEŞLİKTİR''
Gazze'de yaşanan barbarlığı hepimiz içimiz kanayarak takip ediyoruz. Bugüne kadar 30 bin Gazzeli şehit edildi. Bu bir savaş değildir, bu bir soykırım girşimidir. İsrail'in son olarak yardım bekleyenleri vurması, kalleşlik ve barbarlıktır. Gazze'de sadece çocuk, kadın ve siviller canice katledilmedi, aynı zamanda milyarlarca insanın uluslararası sisteme, adalete ve hukuka inancı da yok edildi. İsrail'e ilk günden beri koşulsuz destek veren Batılı güçler 'Tazıya tut tavşana kaç' diyen iki yüzlü politikalarıyla dökülen kana ortak oluyor.
''NETANYAHU KATLİAM POLİTİKALARINI PERVASIZCA SÜRDÜRÜYOR''
Netanyahu hükümeti katliam politikalarını dün olduğu gibi pervasızca sürdürebiliyor. Batılı güçler ise ‘tazıya tut, tavşana kaç’ iki yüzlü politikalarıyla dökülen kana ortak oluyor. Sözler eylemle desteklenmedik ne Filistin’deki zulmü durdurmak ne de uluslararası hukuka güveni sağlar. Filistin’deki zulmü doldurmak ancak Filistin Devleti kurulmasıyla olur. Türkiye olarak hazır olduğumuz belirttik. Gazze’nin de yeniden toparlanmasına olan katkımızı sağlayacağız. Dünyanın 4 bir yanından hemen her hafta meydanları dolduran tüm Filistin dostlarına şükranlarımı sunuyorum.