Gözleri görmediği için “Kör Kahin” olarak da anılan dünyanın en ünlü medyumu Baba Vanga'nın kehanetlerinin büyük bölümünün gerçekleşmesi, ortaya koyduğu korkunç kehanetlere gözleri çevirmeye devam ediyor. Efsane medyum Baba Vanga'nın geleceğe dair kehanetlerinden bir bir gerçekleşenler hafızalardaki yerini korurken, bir başka ama en korkunç olanı, ABD’nin dünyayı cehenneme çevirme planlarının hayata geçirileceği korkusunun yaşandığı şu günlerde tekrar gündeme geldi. Neyse ki Baba Vanga’nın bu kehanetinin gerçekleşmesine, daha doğru ifadeyle tahmin ettiği tarihe henüz 43 yıl var. Baba Vanga’nın kehanetinden önce, bilim insanlarının kapsamlı ve derin analizleriyle ortaya koyduğu, ABD’nin “Endişe-Panik-Hesaplaşma-Kaos” sıralamasıyla gerçekleşmesi beklenen çöküşünün tarihinin daha erken olması durumunda büyük kehanet gerçekleşmemiş olacak.
Bulgar kökenli kahin Baba Vanga kehanetinde dünyanın en önemli başkentlerinden birinin saldırıya uğrayacağı ve kuşatılacağı iddiasında bulunuyor ve bu kehanetin gerçekleşmesi için ABD’nin, dünyanın sonunu getirecek silahı geliştirmesi gerekiyor.
Baba Vanga 1996 senesinde yaşamını yitirmiş olmasına rağmen kehanetleri, her bir işaret gerçekleştikçe haberlere konu olmaya, farklı mecralarda gündeme gelmeye devam edecek gibi görünüyor. Bilim insanlarının ABD’nin çöküşü ile ilgili tezlerinin, efsanevi kahin kadının ABD ile ilgili kehanetinden önce gerçekleşmesi umuluyor.
ABD’NİN KAÇINILMAZ KADERİ: BÜYÜK ÇÖKÜŞ, DAĞILMA VE YOK OLUŞ!
ABD’nin çöküş senaryosu üzerine Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi öğretim üyesi ve aynı zamanda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol’un analizine bakalım:
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) dağılmasının, uluslararası sistemde yeni bir çöküş sürecini başlattığı belirtiliyor. Bu süreç, ABD iç siyasetinde ve sistemde kaygı verici bir durum oluşturuyor.
ABD'NİN DÜNYADAKİ GELECEĞİ VE ÇÖKÜŞ ANALİZLERİ
ABD'nin geleceği ve dünya üzerindeki rolü üzerine tartışmalar devam ediyor. Emmanuel Todd ve Niall Ferguson gibi yazarlar, ABD'nin çöküşüne dair analizler yapıyorlar. Bunlar, ABD'nin güç merkezlerinde endişe yaratıyor.
ABD'NİN ÇÖKÜŞ DÖRTLEMESİ: ENDİŞE-PANİK-HESAPLAŞMA-KAOS
ABD'nin iç siyasetindeki sorunlar, “endişe-panik-iç hesaplaşma-kaos” döngüsünü oluşturuyor. Bu durum, küresel ölçekte de etkiler yaratıyor ve ABD'nin kaçınılmaz bir kaderle karşı karşıya olduğu düşünülüyor.
ABD'NİN ÇÖKÜŞ NEDENLERİ
ABD'nin çöküş süreci, yanlış kararlar, ekonomik krizler, hegemonyanın sınırlarına ulaşma, Amerikan değerlerinden uzaklaşma ve yanlış dış politikalar gibi çeşitli nedenlere bağlanıyor.
GÜÇ ZEHİRLENMESİ VE ABD KARŞITLIĞI
ABD'nin güç zehirlenmesi ve yanlış politikaları, uluslararası alanda ABD karşıtlığını ve çok kutuplu bir dünya özlemini güçlendiriyor. ABD'nin müttefikleri arasında da bu durum etkili oluyor.
YENİ DÜNYA GERÇEĞİNİ ANLAYAMAMAK
ABD, 21. yüzyılın gerçeklerine uyum sağlayamıyor ve eski sömürgeciliğe dayanan sistemlerin çöküşüyle yeni bir dünya düzenine adapte olmakta zorlanıyor.
DEĞERLERİNDEN UZAKLAŞMA
ABD, tarihsel değerlerinden ve ilkelerinden uzaklaşarak, küresel alanda yalnızlaşıyor ve evrensel ilkeleri reddederek, kendisini izole ediyor.
YANLIŞ TERCİHLER
ABD'nin yanlış dış politika tercihleri, özellikle İsrail merkezli politikalar, ulusal çıkarlarına zarar veriyor ve müttefiklerini kaybetme riskini artırıyor.
KAÇINILMAZ SON
Tarih boyunca imparatorlukların kendi çöküşlerine zemin hazırladığı örneklendiriliyor. ABD'nin de bu tarihsel süreçten etkilendiği ve çöküşün kaçınılmaz olduğu belirtiliyor.
ABD'NİN ÇÖKÜŞÜNÜN SONUÇLARI VE TÜRKİYE'YE ETKİSİ
Amerikan İmparatorluğu'nun çöküş sürecinin, insanlık ve Türk-Amerikan ilişkileri açısından ne tür sonuçlar doğuracağı tartışılıyor. Türkiye'nin bu süreçteki konumu ve etkileşimi önemli bir faktör olarak görülüyor.