Ekran Haber’den Fatma Nur Duman’ın haberine göre, kendisi de vatanını korumaya çalışırken gazi olan Göyan Aşiret Lideri Hazım Babat, 1984 yılından bu yana PKK Terör Örgütünün eylemlerine karşı aşireti ile beraber devletin yanında yer alarak büyük mücadele veriyor. 1959 yılında Şırnak’ta doğan ve 8 çocuk babası olan Babat, “PKK’nın Kürtlerin düşmanı olduğunu” ifade etti.  

Arif Çetin Paşa Büyük Bir Kahramandır…

Babat ailesi, bölücü terör örgütüne karşı en ön saflar da mücadele eden bir aile. Ailenin bu mücadelesini yakından takip eden komutanlardan biri de o dönemlerde bölgenin kritik yerlerinde bir çok komuta kademesinde  görevde  bulunmuş olan şu an Jandarma Genel Komutanı olan Orgenaral Arif Çetin paşadır… Her Mehmetçik gibi Arif Çetin paşada can siparene ve kahramanca Babat ailesinden  desteklerini hiçbir zaman esirgemedi. 

“BAYRAĞIMIZ VE VATANIMIZ İÇİN”

1980’li yıllarda PKK terör örgütünün eylemlere başladığını belirten Babat, “Ailemden 30 şehit verdik bu yolda. Aşiretimden ise 300’e yakın şehidimiz var. Bayrağımız için, vatanımız için, bugün olsa yine veririz. Türkiye Cumhuriyeti devletimizin asla bölünmesini istemiyoruz. Türk Kürt hiçbir farkımız yok, hepimiz bu vatanın birer neferiyiz. İnsanları kandırdılar, katliam yaptılar, insanlara korku saldılar. Biz de bu duruma karşı çıktık. Onlara karşı mücadele verdik, güvenlik korucusu olarak Mehmetçik ile birlikte PKK’ya karşı mücadele ettik. Ailemizden çok şehit verdik, gazi olduk” dedi.

PKK’nın Yapısı Kürt Değil Hatta PKK Kürt Düşmanıdır

19 Temmuz 1986 yılında PKK’nın köylerine saldırması ile yaralanarak kendisi de gazi olan ve PKK nedeni ile evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kaldıklarını belirten Babat,  “PKK’nın aslında Kürt olmadığını aksine Kürtler’in düşmanı olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Hain PKK terör örgütünden dolayı, köyümüzü, yaylamızı terk ettik. 1987’den beri köyümüzden, yaylamızdan uzağız. Biz Beytüşşebap’ta iken hayvancılıkla uğraşıyorduk, tabi terörle mücadele ederken hayvancılıkla uğraşmak çok zor. Nöbet mi tutacaksın; koyun sağanlara mı bakacaksın, ot biçenlere mi, evlere mi, yaylaya mı? Çok zor oldu. Biz de 1987 yılında Uludere’nin Şenoba beldesine taşındık, halen de Şenoba’da yaşamımızı sürdürüyoruz.” dedi.