Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nde görülen davada, Adnan Oktar suç örgütü davasına ilişkin yerel mahkeme kararını bozan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin eski başkanı Reyhan Yaman ile daire üyeleri Derya Bayburtluoğu ve Ahmet Mahnaoğlu hazır bulundu. Eski İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Salihoğlu duruşmaya katılmadı. Kimlik tespitlerinin ardından sanıkların savunmaları alındı. İlk olarak Reyhan Yaman savunma yaptı. 

HAYATIMIN HİÇBİR DÖNEMİNDE YOLUM KESİŞMEDİ

Yaman, “Hayatımın hiçbir döneminde yolumun kesişmediği, yaşam anlayışıma ve düşünceme tamamen aykırı, temel ahlaki ve etik değerlerime zıt bir anlayışı benimsemiş olan, katılanlar aleyhine ya da sanıklar lehine beraat etme gayretine girdiğimiz yolundaki ithamları asla kabul edilebilir bir yönü bulunmamaktadır. Bizi böylesine ağır bir suçlamayla karşı karşıya bırakmak ve heyetin diğer hakimleri için çok yaralayıcıdır” ifadelerine yer verdi savunmasında.  

KARARIN DIŞARDA YAZILARAK FLAŞ BELLEK İLE GETİRİLDİĞİ İDDİASI

Ayrıca, kararın dışarda yazılarak flaş bellek ile getirildiği iddialarını da yanıtlayan Yaman, “Böylesine nitelikli bir kararın Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütünün Hukuk Grubu tarafından yazıldığına ilişkin bağlantılı olarak soruşturma izni verilmiş bu iddialar en ince ayrıntısına kadar başmüfettiş heyeti tarafından incelenmiştir. Başmüfettişlikçe muahezeyi gerektirmediği, soruşturmanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği dikkate alındığında söz konusu kararın hangi suç kastıyla hangi suç ile irtibatlı gerçekleştirildiğinin ispatlanmadığı tüm açıklığıyla ortaya çıkmıştır” dedi.  

“ETKİ ALTINDA KALINARAK VERİLMİŞ BİR KARAR DEĞİL”

“Ankara BAM 9. Ceza Dairesince son soruşturmanın açılması kararında dile getirildiğinin aksine verilen karar etki altında kalınarak verilmiş bir karar değildir” diyen Yaman, “Takdir hakkı aşılarak verilmiş bir karar değildir. Cımbızlanarak, ifadeler görmezden gelinerek, sanıklar lehine değerlendirme gayreti içine girilerek verilmiş bir karar değildir” diye konuştu. 

GÖREV YAPTIĞIM SÜRECE ANAYASA’YA BAĞLI KALDIM 

Yaman, “Görev yaptığım süre boyunca Anayasa’ya bağlı kaldım. Bu sorumluluğun bilinciyle baktığım her davada herhangi bir haksızlığa meydan vermedim. Aile yaşantımdan da feragat ederek bu görevi milletime, devletime, aileme, beni yetiştirenlere borcumun gereği olarak layıkıyla yerine getirmeye çalıştım” ifadelerine yer verdi.  

KARARI VİCDANEN VERDİK

Derya Bayburtluoğlu,dosyanın kendisine tevzi edildiğinde 23 yıllık hakim olduğunu hatırlattı, kararı vicdanen varılan bir kanaat sonucu verildiğini söyledi. 
Verdikleri kararın halen doğru olduğunu düşündüğünü belirten Bayburtoğlu, “Hukuki görüş farkı olabilir. Mağdurları da anlıyoruz ama biz hukukçuyuz. Cımbızlama yaparak karar verdiğimiz söyleniyor. Biz cımbızlama yaparak karar vermedik. Şantaja ve tehdide dair dosyada delil göremedik” dedi. 

“İRTİBAT İDDİASINI KABUL ETMİYORUM”

Dosyayı okurken hiç kimseden tavsiye ve yönlendirmeye maruz kalmadığını da sözlerine ekleyen Bayburtluoğlu, HTS kayıtlarında tek bir sanık veya avukatla görüşme kaydının olmadığını belirterek irtibat iddiasını asla kabul etmediğini kaydetti. 

“KARAR YARGISAL TAKDİR HAKKI KAPSAMINDADIR”

Ahmet Mahnaoğlu ise söz konusu dosyada verilen kararın "yargısal takdir hakkı" kapsamında olduğu yönünde savunma yaptı. Ayrıca, “bizim art niyetimiz olsaydı toptan beraat kararı verirdik” dedi. 

MÜŞTEKİLER DİNLENİLDİ

Duruşmada, sanıkların savunmalarının alınmasının ardından müştekilerin ifadeleri dinlendi. Fırat Develioğlu, 2000 yılında örgütten ayrıldığını, öncesinde "örgütün 2 numarası" olduğunu belirtti. Örgütün hakim ve savcılarla yakın ilişki kurduğunu söyleyen Develioğlu, sanıklardan Salihoğlu'nu bu kapsamda tanıdığını, zaman zaman kendisine harçlık verdiğini iddia etti. 

“HADİ İŞİMİZİ KOLAYLAŞTIRIYOR”

17 yaşındaki müşteki kadın, örgütün tuzağına düştüğünü ve 34 yaşına kadar örgütten kurtulamadığını, son dönemde Adnan Oktar’a çok yakın bir pozisyonda çalıştığını, dolayısıyla Oktar’ın ne kadar sapkın biri olduğunu o zaman gördüğünü, örgütün dini telkinlerle kişilerin beyinlerini yıkadığını söyledi. Ayrıca örgütü "korku imparatorluğu" olarak nitelendirdi. Sanıklardan Hadi Salihoğlu ismini daha önce "Hadi bizim işimizi kolaylaştırıyor" şeklinde duyduğunu, Oktar’ın yanına günde onlarca hakim ve savcının geldiğini kaydetti. Müşteki avukatı Sena Akkaya Avvuran, Başmüfettiş Ramazan Çetin’in tanık olarak dinlenmesini, Reyhan Yaman’ın sosyal medya hesaplarının incelenerek örgütle bağlantısı olup olmadığının tespit edilmesini ve sanıkların görevden el çektirilmesini talep etti. Ara kararını açıklayan Yargıtay 5. Ceza Dairesi heyeti, davayı erteledi.

Editör: Barış Sözal